Elazığ’da Keban Baraj Gölü altında kalan ve suların çekilmesiyle üç katlı olduğu bilinen Hastek Kalesi’nde iki kat gün güzüne çıktı. Kalenin duvarlarında Kral Aeimaries’in genç yaşta ölen eşi için yazdığı hüzünlü yazıt
Elazığ’da Keban Baraj Gölü altında kalan ve suların çekilmesiyle üç katlı olduğu bilinen Hastek Kalesi’nde iki kat gün güzüne çıktı. Kalenin duvarlarında Kral Aeimaries’in genç yaşta ölen eşi için yazdığı hüzünlü yazıt ile odaları birbirine bağlayan dar geçitli galeriler dikkat çekti.
Keban Barajı yapıldıktan sonra sular altında kalan Elazığ’ın Ağın ilçesine bağlı Yenipayam köyü sınırları içinde bulunan Hastek Kalesi’nin bazı araştırmacılara göre milattan sonra 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırındaki bir karakol, bazı kaynaklara göre ise 1018’de yöre halkı tarafından saldırılardan korunmak amacıyla kullanılan 3 katlı bir sığınak olduğu dile getiriliyor. Kalenin büyük bir bölümü uzun zamandır Keban Baraj Gölü suları altında kalmıştı. Ancak yağışların az olması ile birlikte kalenin ilk kısmından sonra ikinci kısmının da büyük bir bölümü gün yüzüne çıktı. Sadece su üzerinden kayık ve teknelerle ulaşılabilen kale, Keban Baraj Gölü’ne dik inen kayalıkların alttan itibaren kat kat oyulmasıyla yapılmış ve birbirine geçitlerle bağlantılı 3 kattan oluşuyor. Her katta geniş kullanımlı bir salonu ve bir depoyu andıran odalar ile bunları birbirine bağlayan dar galeriler, yer yer havalandırma, ışık alma ya da düşmana karşı savunma yeri olarak kullanılan delikler dikkat çekiyor. Özellikle kale sınırları içerisindeki bir kaya üzerinde dönemin kralı olan Kral Aeimaries’in genç yaşta hayatını kaybeden eşi için 11 heceden oluşan hüzünlü satırları oldukça ilgi çekiyor.
Kale hakkında bilgi veren Köy Muhtarı Naci Aytekin, “Hastek Kalesi, Yenipayam köyü sınırları içerisinde olup, bugünkü Keban Baraj Gölü’ne dik kayalardan alttan başlayarak ve oyularak kat kat yapılmıştır. O günkü şartlara cevap verecek şekilde odalar, birbirine bağlı mazgallar, depolar, un depoları, ışıklandırma, hava alma ve savunma amaçlı mazgallar şeklinde yapılmıştır. Kalenin 1018 yılında Türkmen akınlarından korunmak için yapıldığı düşünülmektedir. Kapadokya’da yeraltı şehrinin yapıldığı ve Hristiyanlığın yayıldığı dönemlerde Hastek Kalesi’nin Bizanslılar ve Romalılar tarafından yapıldığı öne sürülmektedir” dedi.
Kralın ölen eşi için yazdığı hüzünlü bir yazıtın olduğunu ve bunun kaleye ayrı bir önem eklediğini dile getiren Aytekin, “Hastek Kalesi’ni Berlinli bir arkeolog incelemiştir. Kaleyi incelediği an, çok önemli bir yazı tespit etmiştir. Dönemin kralı çok sevdiği eşine bir yazı yazmıştır. Kralın eşi ölmüştür, eşine bu yazıyı yazmıştır. Eşinin mezarını mezarlığın önünden geçenler güller, çiçekler getirsin, mezara zarar verecekler de yeraltı tanrısının gazabına uğrasın diye 11 heceden olan bir yazı günümüzde karşımızda gördüğümüz gibi mevcuttur. Bu yazı kalemize ayrı bir önem katmaktadır” diye konuştu.
Aytekin, suların çekilmesiyle bu yazıtın da gün yüzüne çıktığını belirterek, “Kalemize ancak bugünkü şartlarda kayıkla ulaşabiliyoruz. Kalemiz, üç katlıdır ve baharda sular yükseldiğinde kapanmaktadır. Yaz aylarında suların düşmesiyle birlikte ikinci ve birinci katlar görüldüğü gibi gün yüzüne çıkmaktadır” şeklinde konuştu.