RİZE(AA) - Türkiye'nin 3 bin 937 metreyle en yüksek dağları arasında yer alan Kaçkarlar'da bulunan yaylalar, güzel hava ve doğanın tadını çıkarmak isteyen misafirlerini ağırlıyor.
Doğu Karadeniz'de sahile paralel uzanan, büyük bölümü Rize'nin Çamlıhemşin, diğer kısmı ise Artvin'in Yusufeli ilçesi sınırlarında yer alan Kaçkar Dağları ve yaylaları, doğal yapısı ve bitki örtüsüyle yerli ve yabancı misafirlerin yaz aylarındaki tercihleri arasında yer alıyor.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinin ardından doğayla baş başa vakit geçirmek isteyen kişiler, özellikle yaylalara günübirlik yürüyüş ve kamp programları düzenliyor.
Nisan ve mayıs aylarında kar yağışının etkisiyle Kaçkar Dağları'nın zirvelerinin beyaza bürünmesi, doğaseverlere seyrine doyulmaz manzaralar sunuyor.
Buzul gölleri ve vadileriyle ziyaretçilere keyifli yürüyüş imkanı sunan Kaçkar Dağları, 33 yaylası ile ön plana çıkarken, başta Fırtına ve Hemşin dereleri olmak üzere bitki ve hayvan çeşitliliğinin yoğunlaştığı vadiler misafirlerin uğrak yerleri arasında yer alıyor.
Kaçkarlar'a gelenlerin uğrak yeri, dünyaca ünlü Ayder Yaylası oluyor. Doğu Karadeniz'in turizm merkezlerinden Ayder'de yaklaşık 3 bin yatak kapasitesi bulunuyor.
Ayder Yaylası'nın yanında Ağusor, Kavron, Gito, Badara, Huser, Pokut ve Sal yaylalarında da misafirlere pansiyonculuk hizmeti veriliyor. Bu yaylalarda ise yaklaşık 250 yatak kapasitesiyle misafirler ağırlanıyor. Bölgeye gelenler özellikle bayram ve festival zamanlarında erken rezervasyon yaptırmamışsa yer bulmakta zorlanıyor.
Kaçkar Dağları, 54'ü endemik olmak üzere yaklaşık bin bitki çeşidini içerisinde barındırıyor.
"Herkesi doğaya çıkmaya, dağ havası almaya davet ediyorum"Kanyon ve Doğa Sporları Araştırma Derneği Başkan Yardımcısı Ömer Mertyürek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2002'den sonra ilk kez yeniden yürüyüş için Kaçkar Dağları'na geldiklerini söyledi.
Kaçkar faaliyetini geçen yıl planladıklarını ifade eden Mertyürek, "Salgından önce, dünya değişiminden önce planladığımız faaliyet. Ertelemeyi ve iptal etmeyi düşünmedik çünkü insanlar 3 ay boyunca ev hapsinde kaldılar. Böyle bir faaliyete ihtiyaçları olduğu için biz de düzenlemeye karar verdik. Doğru karar verdiğimizi düşündük." dedi.
"İlk kez gelenler hayran kaldı"Mertyürek, 5 günlük faaliyetlerinin devam ettiğini belirterek, "Yürüyüşün üçüncü gününde Çiçekli Yaylası'na kadar ulaştık. Yorucu olsa da hava son derece güzel. Karadeniz'in bütün güzelliklerini gördük. Gündüz güneş, gece de soğuğunu gördük. Ekipte ilk kez gelenler hayran kaldı." diye konuştu.
Salgın sürecinin doğaya bakışını değiştirdiğine işaret eden Mertyürek, şunları kaydetti:
"Pandemiden sonra insanların doğaya karşı ilgisi arttı. Umarım tüm insanlık adına doğayı kurtaran bir süreç olur. Bunun başlangıcı olur. Doğaya ihtiyacımız var. Doğanın insana ihtiyacı yok ama bizim tabiata ihtiyacımız var. Bu nedenle herkesi doğaya çıkmaya, dağ havası almaya davet ediyorum."
"Gerçekten cennet köşesi"Eşiyle geziye katılan Aynur Mertyürek ise Karadeniz'in her şeyiyle ayrı bir yer olduğuna dikkati çekerek, "Doğasını ve insanların enerjilerini seviyorum. Buraların hiç bozulmamasını istiyorum. İnşallah korunur. Aynı doğallıkla yaşamaya devam eder. İnşallah herkes buraları ziyaret eder ve kıymetini bilir. Gerçekten cennet köşesi. Ülkenin her yeri güzel ama burası bir başka güzel." ifadelerini kullandı.