Elazığ’da müzik öğretmeni olan ve koro şefliği yapan Aygün Çam, yaklaşık 9 yıldır 100 yıllık Ruzba sazıyla 3 bin yıllık geleneği yaşatıyor.
Belediye Konservatuvarı Türk Halk Müziği Korosu’nda koro şefliği yapan 30 yaşındaki Aygün Çam, yaklaşık 9 yıldır kendi imkanlarıyla aşıklık geleneğinin yaşatıldığı köyleri dolaşarak bölgeye özgü eserleri kayıt altına alıyor. Çam bir deyiş sırasında tanıştığı ve Türklerin en eski enstrümanlarından olan Ruzba sazı ile çalışmalarını sürdürüyor. Oyma dut ağacından yapılan ve yaklaşık 100 yıllık olan Ruzba sazının doğallığını bozmadan belli periyotlarla bakımlarını yapan Çam, 3 bin yıllık geleneği sürdürerek yeni nesillere aktarmak istiyor.
Ruzba sazının Orta Asya’dan günümüze kadar ulaşan en eski Türk çalgılarından biri olduğunu ve yaklaşık 3 bin yıllık geçmişi olduğunu belirten Türk Halk Müziği Sanatçısı Aygün Çam,” Dokuz yıla yakın bir süredir Anadolu’da özellikle Yukarı Fırat bölgesinde derlemeler gerçekleştirmekteyim. Yoğun bir çalışma içerisindeyiz.60 dan fazla halk müziği ezgisini derleyerek ilgili kurumlara iletimini sağladık. Elimde bulunan Ruzba sazıyla ilk tanışmam ise Elâzığ’da yaptığım bir derleme sırasında bir ozanımız tarafından çalındığını gördüm. Bendeki bu enstrüman 100 yıla yakın bir geçmişe sahip tabi biz bunun çeşitli bakımlarını yaptırdık. Geleneksel anlamda Ruzba sazı Orta Asya’dan günümüze kadar çalınan en eski Türk çalgılarından birisi hatta en eskisi de denilebilir. Türkler Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar geçen süreç içerisinde Ruzba sazını kullanıp icra etmişlerdir.
Ruzba sazının geçmişinin 3 bin yıl öncesine dayandığını anımsatan Çam," Bununla ilgili olarak da akademik çalışmalarıma da yer verdim. Yazmış olduğum “Nefes ve Semahlarla Elâzığ” kitabımda kısmen de olsa bahsetmiştim. Ruzba sazı Türk Halk Müziği çalgılarından daha farklı bir yapıya sahip, sadece 2 teli bulunmaktadır. Alt tel ’Mi’ üst ise ’La’ akort sistemiyle düzen çekilmektedir. Perde sistemi olarak ise eksik perde (12 perde) kullanılmaktadır. Tekne yapısı ise oldukça küçük bir yapıya sahip" ifadelerini kullandı.
"Enstrümanlarında çalma tekniklerini derliyoruz"
Derleme yaparken sadece türkülerin değil, enstrümanlarında çalma tekniklerinin de derlemesini gerçekleştirdiklerine değinen Çam," Burada ki amaç bu enstrümanların yok olmaması. Şuanda Anadolu’da bu sazı icra edenlerin sayısı çokta yüksek değil bizler bu geleneksel çalgının ve çalma tekniklerinin de unutulmaması için oldukça büyük bir mücadele içindeyiz. Ruzba’nın çalarken de kendine has teknikleri mevcut. Aynı zamanda bu çalma tekniklerini de derlemiş olduk. Çünkü bu sazı icra eden dedelerimiz ozanlarımız aslında hiç birbirlerini tanımamalarına rağmen hepsi aynı teknikte çaldıklarını gördük ve kayıt altına aldık. Bu kayıtlar gelecek kuşaklara aktarılması anlamında önemli olduğunu düşünüyorum. Elimdeki Ruzba oyma dut ağacından yapılmış. Elazığ’da 4 veya 5 saz atölyemiz bulunmaktadır. Bu atölyeler gerekli ölçüleri verdiğiniz zaman bu sazı yapabiliyorlar. Yapan var ama icra eden sayısı oldukça azdır. Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar kültürümüzün yanında enstrümanlarımız ve sazlarımızı da getirmişiz. Dede korkut düzeni de dediğimiz bu saz az öncede belirttiğim gibi 100 yıllık bir enstrüman. Ama Ruzba geleneği 2 veya 3 bin yıllık bir konuma sahip. Yani bin yıllardır Anadolu’da ve Orta Asya’da Ruzba sazını çalıyoruz ve icra ediyoruz” diye konuştu.