Perinçek “Diktatör Erdoğan” teması Altılı Masa’nın yönlendirdiği kitleyi şiddete hazırlayan en önemli algı operasyonu olarak sürekli gündemde tutuluyor." dedi.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 9 Mayıs 2023 günü saat 13.00’te Ankara’da Vatan Partisi Genel Merkezinde bir basın toplantısı yaparak, ABD'nin merkezli Turuncu Kalkışma tertibi içinde olduğunu söyledi. Perinçek özetle şunları belirtti:
"5 Nisan 2023 günü Altılı Masa’nın büyük ortaklarından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grup toplantısı konuşmasında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yönetimini “istibdat” diye hedef alarak elindeki mermileri yere attı.
Bir ay sonra 6 Mayıs 2023 günü Cumhur İttifakının Büyük ortağı olan Partinin Genel Başkanı, Yalova 15 Temmuz Parkı’nda düzenlenen buluşmada, “Kılıçdaroğlu’nun ittifak ortaklarını” hedef alarak, “Bu hainler alsalar alsalar vücutlarına mermi alırlar” dedi.
Bugün Türkiyemiz mermilerin konuşturulduğu sürecin doruğuna tırmandırılıyor.
ABD Derin Devletinin hedefi ve stratejisi
Bu süreç, planlıdır ve Ankara’da bulunan Gizli Karargâh tarafından yönetilmekte ve yönlendirilmektedir.
Sürecin hedefi ve genel stratejisi, 2020 yılı Ocak ayında ABD Derin Devleti tarafından bütün dünyaya ilan edildi. Rand Corporation’ın ünlü “Türkiye’de Millî Dalganın Yükselişi” başlıklı 276 sayfalık raporundan söz ediyoruz. Bu raporda ABD’nin Derin Devleti Tayyip Erdoğan’ı yıkma hedefini açıklıyordu.
Hedefe ulaşmak için kullanılacak güçler, CHP, İYİ Parti, bir takım muhafazakâr gruplar ve sivil toplum kuruluşları olarak belirlenmişti. Bu güçler, Altılı Masa’da birleştirildi ve Tayyip Erdoğan’ı devirme planı yürürlüğe kondu. ABD Başkanı Biden, Derin Devletin hedef ve planını seçim konuşmasında ve NewYork Times gazetesine verdiği demeçte aynen tekrarladı.
Seçimde kan banyosu senaryosu
ABD Dışişleri Bakanlığı yarıresmî organı Foreign Policy dergisi, 1 Ocak 2023 günlü sayısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidardan indirilmesi sürecinde, Türkiye’nin “Kan Banyosuna” döneceğini ifade etti.
Almanya’nın en çok satan dergisi Stern, 26 Ocak 2023 günü Erdoğan’ın fotoğrafının altına Brandstifter (Kundakçı) diye yazarak kapak dosyası yayınladı.
Batı basını, seçime giden süreçte Tayyip Erdoğan’ın seçimde hile yapacağı temasını gittikçe yoğunlaşan ölçülerde işlemeye başladı.
3 Mayıs 2023 günü Partimizi ziyaret eden AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) Heyeti Başkanı Büyükelçi Jan Petersen, bize “Seçimlerde hile var mı” diye sordu. Kendilerine hile görmediğimizi ancak ABD’nin seçim sürecine müdahale ettiğini, Turuncu Kalkışma tertiplediğini, bu nedenle seçimlerin karakolda bitmesi tehlikesinin bulunduğunu belirttik.
En son birkaç gün önce CIA’nın ünlü şeflerinden Henri Barkey, Türkiye’deki seçimde “hile ve şiddetin artık gündemde olduğunu” yaymaya başladı (Bkz. Aydınlık, 9 Mayıs 2023). CIA kendi planını açıklıyordu.
Seçim yaklaştıkça şiddet artıyor
31 Mart 2023 günü İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı’na sıkılan mermilerden sonra yaşanan süreç, CIA Şeflerinin senaryosunu doğruluyor. Birbirini izleyen olaylar, o mermilerin serseri kurşunlar olmadığını gösteriyor. İlişikte son haftalarda artan şiddet olaylarını tarih sırasıyla kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.
Turuncu kalkışma planını yürüten karargâh ve aletleri
Bütün veriler, Kılıçdaroğlu’nun seçimi kaybetmesi durumunda, ABD’nin bir Turuncu Kalkışma tertiplediğine işaret ediyor. Dünya kamuoyu Sorosvari tertipleri daha önce Ukrayna ve Gürcistan gibi ülkelerde yaşadı.
Tertip, Ankara’da kurulan bir Karargâh tarafından yürütülmektedir. Bu Karargâhı 6 Mart 2023 günü bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklamıştık. Şubat sonunda Stadyumlarda “Tayyip Erdoğan istifa” eylemlerini örgütleyen ve sporseverleri kışkırtan, o Gizli Karargâhtı. Arkasından Meral Akşener’i kulağından tutup tekrar Altılı Masa’ya oturtan, yine o Gizli Karargâhtı.
Gizli Karargâh kendi uygulamalarıyla kendisini açığa vurdu. Artık birçok yayın organı ve köşe yazarı Karargâhın haberlerini yapmaya başlamıştır.
Planın aletlerine gelince, ABD Derin Devlet Raporunda ifşa edilmişti zaten. Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu baş rollerde görülüyor. Atlantik yayın organları ve CIA şeflerinin açıklamaları bu üçlü tarafından yinelenmektedir.
“Tayyip Erdoğan’ın iktidarı bırakmayacağı” teması, Turuncu Kalkışmanın başlıca propaganda temasıdır. PKK ve güdümündeki HDP ile Yeşil Sol Parti, Rand Corporation Raporu’nda saptandığı üzere Planın olmazsa olmazıdır ve en önemli şiddet aracıdır.
Seçimler daha bugünden “gayri meşru” ilan edilmektedir. Turuncu Kalkışma, seçim sonuçlarına isyan olarak planlanmış bulunuyor.
Sabiha Gökçen’deki Turuncu prova
En son 7 Mayıs 2023 günü Erzurum’daki olayların ardından, Canan Kaftancıoğlu’nun çağrısı üzerine kalabalık bir kitle İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanında Ekrem İmamoğlu’nu karşıladı. Kalabalık “Hizbullahın piçleri” sloganları attı.
Kışkırtmalarla kabartılan öfkeler
Yaşanan sürecin en önemli etkenlerinden biri, Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki şiddetlenen kamplaşma ve kitlelerin kışkırtmalarla kabartılan öfkesidir. Burnundan soluyan ve şiddete hazırlanan bilinçsiz kalabalıklar, Turuncu Kalkışmanın kullanım alanı içindedirler. Kitleler, karşılıklı olarak “Öcalan’ın p.çleri” ve “Hizbullah’ın p.çleri” sloganlarıyla şiddete hazırlanıyor.
Altılı Masa’nın liderleri, senaryodaki rollerini oynuyorlar. “Diktatör Erdoğan” teması, Altılı Masa’nın yönlendirdiği kitleyi şiddete hazırlayan en önemli algı operasyonu olarak sürekli gündemde tutuluyor.
Cumhur İttifakı liderleri ise, gittikçe sertleşen söylemleri ile Altılı Masa’nın oyununa gelmektedirler ve Turuncu Kalkışmanın koşullarının hazırlanmasına katkıda bulunuyorlar. Cumhur İttifakı, yaşanan sürecin bilincinde değildir, kurmay birikiminden yoksundur.
PKK/Yeşil Sol Parti ve HÜDA PAR Aracılığıyla kışkırtılan şiddet
PKK ve güdümündeki örgütler, evet Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet güçleri tarafından büyük ölçüde ezilmiştir. Ancak Altılı Masa sayesinde canlandırılıyor.
Cumhur İttifakı ise, HÜDA PAR’ı kucağına alarak, CIA’nın Turuncu Kalkışma Planına destek verdi. HÜDA PAR, bölücü olmanın ötesinde PKK’nın meşrulaştırılması aracıdır.
Türkiye tarihinde ilk kez “Türkçü” olma iddiasındaki Partiler, ABD güdümlü Kürtçü bölücülükle kol kola girdiler. Boy boy yayınlanan fotoğraflar, o partilerin Milliyetçiliğe veda ettiklerinin hazin manzaralarını sergiliyor.
Devleti devletsizleştirme planı
Turuncu Kalkışma tertibinin en önemli başlığı, Türk devletinin devletsizleştirilmesidir. Planın başarısı buna bağlıdır. Devlet bölünmeli, felce uğratılmalı ki, yaptırım gücünü kullanamasın ve Turuncu Kalkışma başarıya ulaşabilsin.
Turuncu liderlerin, özellikle Kılıçdaroğlu’nun son zamanlarda polisi ve askeri etkilemeye yönelik psikolojik harekâta başlaması dikkat çekiyor. Bu harekât doğrudan doğruya Gizli Karargâhın talimatıyla yürütülmektedir.
15 Temmuz’un intikamcıları seferber ediliyor
Turuncu Kalkışma, 15 Temmuz’un intikamı harekâtıdır.
Altılı Masa, hapse atılan FETÖ liderlerine ve elemanlarına yeniden devlet örgütüne alınacakları vaadinde bulunuyor.
Yine Altılı Masa liderleri, PKK’ya bakanlık sandalyesi vermektedirler.
Senaryo
Turuncu Kalkışma, Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçimini kazanması durumunda, seçimde hile yapıldığı, şiddet uygulandığı, bu nedenle seçimin gayri meşru olduğu iddialarıyla sahnelenecektir. Plan böyle.
ABD’nin Doğu Akdeniz’deki askerî üsleri ve donanması, Türkiye’yi hedef alan emperyalist planın emrindeki müdahale gücüdür.
ABD emperyalizmi, Yunanistan’ı kara sularını 12 Mile çıkartmaya yöneltmek için fırsat kollanmaktadır. Ege, Doğu Akdeniz ve Suriye’nin kuzeyindeki ABD üsleri bunun için kurulmuş bulunuyor.
Roller
Tezgâhın başındakiler, Altılı Masa’nın da başındadırlar ve makamlar mevkiler dağıtılmıştır.
Cumhur İttifakı’nın lider kadrosu ise, yürütülen plan için elverişli zemin yaratılmasına katkıda bulunmakta, böylece Turuncu Kalkışma planının tuzağına düşmektedir.
Cumhur İttifakı, ABD planlarına tutarlı ve kararlı tavır alamadığı için, Turuncu tertibin karşısına dikilemiyor, devleti ve milleti seferber edemiyor.
Cumhur İttifakı yöneticileri, Türk Devletinin yönetim geleneklerini izlemeyen ve Türkiye’nin temel değerlerinden uzak tutumlarıyla Turuncu Kalkışma tezgâhçılarının ekmeğine yağ sürüyorlar. Bir devlet sorumluluğuyla suçun üzerine gidemiyorlar.
Vesayet söylemlerinde ısrar ederek, Türk Ordusuna karşı mevzide bulunmaktan kendilerini kurtaramıyorlar ve devletin yaptırım gücünü yıpratıyorlar.