Hayatının en ağır sınavını 12 yıl önce veren Avşar Boran, kanseri yenmesinin ardından yaşadıklarını geride bırakmak yerine bu süreci başkalarına ışık olacak bir yolculuğa dönüştürdü.
Avşar Boran’ın hayatı, yıllar önce verilen kanser teşhisiyle tamamen değişti. Hastane koridorlarında geçen aylar, ağır tedavi süreçleri ve belirsizlikleri, tüm bu zorluklara rağmen mücadelesini bırakmadı ve hastalığı yenmeyi başardı. 12. Uluslararası Onkoloji Günlerine katılan Boran, o günden bu yana geçen 12 yılda Türkiye’nin birçok şehrini dolaştı. Kimi zaman büyük hastanelerin onkoloji servislerinde tedavi gören hastaların yanında oldu, kimi zaman da küçük evlerin kapısını çalarak hastalara ve yakınlarına dokunarak moral verdi, yaşadıklarını anlattı, umutlarını tazeledi.
Bugün Avşar Boran, kanseri yenmenin yanında yüzlerce kişiye umut olmuş bir yol arkadaşı olarak biliniyor. Onun hikâyesi, moral ve motivasyonun da en az tedavi kadar önemli olduğunun bir örneği. Bu nedenle Boran’ın 12 yıllık yolculuğu, umudun ve moralin tedavideki gücünü bir kez daha ortaya koyuyor.
İhlas Haber Ajansı muhabirine yaşadıklarını anlatan Boran, tedavi gördüğü dönemde kanserle ilgili yeterli bilgiye sahip olmadığını ve bunun hayatında ciddi bir zorluk oluşturduğunu dile getirerek, "12 yıl önce bana meme kanseri teşhisi konuldu. Gerekli tedavileri aldım. O zaman kanser konusunda çok fazla bilgim yoktu ve bu durum hayatımda ciddi bir zorluk oluşturdu. Hastalığımdan sonra genç kanser hastalarına yönelik gönüllü mentörlük yapmaya başladım. Bu, hayatıma garip bir şekilde tesadüfen girdi. Kanserin hep eksisi olur mu? Hayır, elbette değil. Çok fazla artısı da oldu. Bana birçok hayata dokunma fırsatı verdi. Ayrıca kanser, inanılmaz bir içe dönük bir yolculuk; hayatın tadını çıkarmaya, her sabah uyandığınızda şükretmeye yönelten ve kafanızı inanılmaz şekilde aydınlatan bir deneyim bence" dedi.
Boran, hastaların çevresindekilerden gelen iyi niyetli yorumlardan zaman zaman rahatsızlık duyulabileceğini vurgulayarak, "İnsanlar kanser olduğunda, kanser olmayanların yorumları bazen çok zorluk oluşturabiliyor. ‘Sen güçlüsün’ gibi sözler çoğu zaman rahatlatıcı değil, aksine rahatsız edici olabiliyor. Hastalığı küçümsemeye ya da abartmaya gerek yok. En azından hastaların hayatlarını sürdürmesine engel olmayacak şekilde hastalıktan uzak iletişim kurmak, çok daha destekleyici oluyor. Sevdiklerimiz bunu iyi niyetle yapsa da bazen bizim için iyi sonuçlanmıyor" ifadelerini kullandı.
Günlük ihtiyaçlarını karşılayarak ve hayatlarına devam ederek tedavi sürecini daha verimli geçirebildiklerini dile getiren Boran, "Kendi günlük ihtiyaçlarımızı karşılayarak hayatımıza devam edersek, tedavi süreci çok daha verimli geçiyor. Ayrıca çocuklarımıza ve gençlerimize, yaşlılarımıza bir hobi edinmeleri çok iyi gelir. Bu, kafalarını boşaltmaları, rahatlamaları ve süreci daha iyi geçirmeleri açısından çok önemli" şeklinde konuştu.
Hastalık sürecinde yaşadıklarından bahsederken saç dökülmesi ve doğurganlığını kaybetme sürecinin kendisi için zorlayıcı olduğunu vurgulayan Boran, "Peki ben neler yaşadım? En zorlandığım şey saçlarımın dökülmesi umurumda olmadığını söylesem de saçlarım döküldüğünde çok ağladım. Doğurganlığımı kaybedeceğimi öğrendiğimde çok üzülmüştüm. Bu nedenle hastalara çok detaylı bilgi verilmesi çok önemli. Psikolog, onkolog, cerrah önemli, ama tecrübeli insanların ya da aile büyüklerimizin de elimizi çok farklı bir yerden tutmaları gerekiyor" diye konuştu.
Moral ve motivasyonun tedavi sürecinde kritik bir rol oynadığını belirten Boran, her bireyin hayatında bir misyon ve yapabileceği değerli şeyler olduğunu ifade etti. Boran, "En önemli şeyi söyleyeyim, ne olursa olsun moralinizi yüksek tutun. Bu dünyaya geldiyseniz, mutlaka bir misyonunuz vardır. Mutlaka yapacağınız harika şeyler vardır. Bir gülümseme, küçük bir yardım, ufacık şeylerden mutlu olmak ve her sabah uyandığınızda şükretmek Hayatın ne kadar değerli olduğunu unutmamak çok önemli. Hayatta her şey bir bakış açısı meselesidir. Sorun sonsuz, çözüm de sonsuz. Aradaki tek fark sizin yaklaşımınız. İnsan, her zaman bütün hastalıklardan ve dertlerden büyüktür. Bunu asla unutmayalım" dedi.
Boran’ın da katıldığı "12. Uluslararası Onkoloji Günleri", Muş 1071 Malazgirt Kongre ve Kültür Merkezi’nde, Genç Birikim Derneği organizasyonuyla "Birlikte İyiyiz" temasıyla gerçekleştirildi. Etkinliğe 18 ülkeden akademisyenlerin de aralarında bulunduğu yaklaşık 400 kişi katıldı.