Tarih: 22.02.2023 12:02
İtfaiyecilerin unutamadıkları
Asrın felaketi olan deprem bölgesinde geçirdikleri zaman boyunca enkaz altında kalan vatandaşları kurtarırken onlarla duygusal anlar yaşayan Sakarya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığında görevli itfaiye erleri o diyalogları anlattı. Çalışma esnasında itfaiye aracından telefonu çalınan itfaiye eri ise kendisine ulaşamayan tanıdıklarının yaşadığı endişeden bahsetti.
6 Şubat günü merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ilde büyük tahribata sebep olan depremin ardından AFAD, belediyeler ve birçok STK’ların arama kurtarma ekipleri bölgelere yönelerek arama kurtarma çalışmalarına başladı. Hızla bölgeye giden ve günlerce dinlenmeden, uyumadan fedakarca çalışma yürüten Sakarya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ve arama kurtarma ekipleri, yaklaşık 50 kişiyi enkazdan kurtardı. Bu çalışmalar esnasında duygulandıran diyaloglar da kuruldu. Sakarya’ya geri dönen ekipler, unutamayacakları diyalogları anlattı. Bölgede cansiparene şekilde çalışma yürüttüğü esnada telefonu itfaiye aracından çalındığı için ailesi ve yakınlarıyla iletişim kurmakta zorlanan itfaiye eri Ömer Zambak ise kendisine ulaşamayan tanıdıklarının yaşadığı endişeyi anlattı.
“Enkaz altında bizden keser istedi”
Sakarya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığında görevli itfaiye eri Muhammed Arlı, “Deprem bölgesinde birçok olay yaşadık ve buruk olarak geriye döndük. Beni etkileyen olaylardan bir tanesi belediye personeli olan Yunus ağabeyimizdi. Yerini tespit ettikten sonra birkaç saatlik çalışma neticesinde kendisine ulaştık. İlk etapta elini gördük ve daha sonrasında tebessüm ettiren bir olay yaşandı; bizden istediği şey sigaraydı. ‘Canım çok sigara istedi, bana bir yanık sigara verir misiniz’ dedi. O esnada hepimiz orada güldük. Enkaz altındaki insanlar bizi gördükleri zaman artık kendilerini bırakıyorlar, biz kendilerini bırakmasınlar diye onlarla sohbet etmeye çalıştık. Kurtarma çalışması esnasında Yunus ağabeyimiz, ‘İyiyim ben burada, biraz da ben çalışayım, süreci kısaltalım’ diyerek bizden keser istedi. Bizde onu kırmamak için bir keser verdik, tabi yormadık, enerjisinin bitmesine izin vermedik bu esnada. Bütün ekibimizle birlikte Allah’a şükür kendisini kurtardık. Hastaneden taburcu edildikten birkaç gün sonra çalışmalarımızı devam ettirdiğimiz bölgeye geldi ziyaret etti. Çay içerek, sohbet ettik, birbirimize sarılarak dualar ettik. Acıların yanında bu da böyle güzel bir anı kaldı” dedi.
Enkaz altında can kurtarırken telefonu çalındı
Bölgeye gittiği ilk günde telefonunun çalındığını ifade eden itfaiye eri Ömer Zambak ailesiyle bir süre irtibat kuramadığını aktararak, “Bölgeye ilk gittiğimiz gece 17 yaşındaki Muhammet ismindeki bir genç için uzun süren bir çalışmamız oldu. 6 saat süren çalışmada enkazın içerisinde ekip arkadaşlarımızla değişerek girdik. Çalışma esnasında telefonumu da itfaiye aracına bıraktım. Ailemle haberleşmek için telefonumun yanına gittiğimde aracın içerisinde telefon ve bazı kişisel eşyalarımızın, yağmurluklarımızın da olmadığını gördük. Bir süre ailemle iletişim kuramadık. İki gün sonra ekip arkadaşlarımın telefonlarından görüşme sağladık ve ailem çok endişelenmişti. 14 günlük süreçte ailemle günde bir veya iki defa arkadaşlarımın telefonlarıyla irtibat kurdum. 4 yaşında Zehra adında kızım var, görüşemedim ve duygulandık. Onlar da endişelendi, orada enkaz altında çocukları gördük hep aklımızdaydı tabi herkesin evladı aklındaydı. Zor günler geçirdik ve benim için haberleşmek biraz daha zor olduğu için böyle bir sorunla karşı karşıya kaldım” diye konuştu.
“Tuttuğu takımdan sevdiği yemeğe kadar her şeyi biliyorduk”
Enkaz altındaki genç ile aralarında geçen diyalogu anlatan itfaiye eri Cevdet Gür ise, “Bölgeye giden ilk ekiplerden biriyim ve gittiğimizde 17 yaşında bir genci enkaz altından çıkardık. Genci çıkartırken ayağı sıkışmıştı ve çok riskli bir bölgedeydi. Çünkü bina tam yıkılmamış ve arkadaşta binanın basar tarafından olan kısımdaydı. Kendisi gayet sağlıklıydı sadece ayağı sıkışmıştı ama onu çıkarmakta zorluk çektik. Sağlam kirişi kırmak gerekiyordu ve titiz bir çalışma yaptık o sırada ise kendisi de, ‘Beni bırakın arka oda da babamlar var, onları alın’ diye bize defalarca kez söyledi. Ama bizim ilk görevimiz onu oradan almaktı daha sonrasında diğer aile üyelerini çıkarttık. Biz orada çok duygulandık ama diri durmamız gerekiyordu ki depremzede orada bizden etkilenmemeli ve biz onun moral ve motivasyonunu yüksek tutmak için gelecekteki planları gibi sorular sormaya çalıştık. Bunları sorarken de bina içinde kaç kişinin olduğunu teyit etmeye çalıştık. Enkaz altından çıkarmaya çalıştığımız gencin tuttuğu takımdan sevdiği yemeye kadar her şeyi biliyorduk. Yaklaşık 7 saat çalıştık ve o süre boyunca arkadaşla diyalog halindeydik” şeklinde konuştu.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —