İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP hakkında Anayasa'nın 69. maddesi uyarınca kapatma davası açılması için Yargıtay'a başvurdu. Suç gelirleriyle seçim finansmanı ve seçmen verilerinin manipülasyonu iddialarıyla açılan dava, siyasi tarihte bir ilk olarak kayıtlara geçti.
İstanbul Savcılığı'ndan Siyasi Sismik Deprem: CHP İçin Kapatma Davası İsteniyor
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, siyasi tarihimizde nadir görülen ve sert etkileri olabilecek bir adım attı. Ekrem İmamoğlu hakkındaki 3 bin 900 sayfalık İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iddianamesinin ardından, bu kez Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) tüzel kişiliği hakkında **Anayasa'nın 69. maddesi** kapsamında **kapatma davası** açılmasını talep etti. Savcılık, hazırladığı kapsamlı gerekçeli bildirimi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na ileterek süreci resmen başlattı.
Suç Gelirleriyle Finansman ve Seçim Çalışması İddiaları
Savcılık talebinin temelini, partinin suç gelirleriyle finanse edildiği ve seçim çalışmalarının bu kaynaklarla yürütüldüğü iddiaları oluşturuyor. Yapılan resmi açıklamada, parti üst yönetiminin bilgisi ve onayıyla oluşturulan bir "sistem" vasıtasıyla suç gelirlerinin bir havuza aktarıldığı öne sürüldü. Bu kapsamda, **parti binası satın alımından** delegelere yönelik maddi menfaat vaatlerine kadar uzanan, "demokratik siyasi yaşamın meşruiyetini zedeleyen" fiillerin parti organlarınca "bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde" gerçekleştirildiği iddia edildi. Savcılık, etkin pişmanlık beyanları ve tanık ifadelerinin bu iddiaları desteklediğini belirtti.
11 Milyon Seçmen Verisinin Hukuka Aykırı Kullanımı
Davanın bir diğer çarpıcı ayağını ise **seçmen verilerinin manipülasyonu** iddiaları oluşturuyor. Savcılık, USOM (Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi) raporuna dayanarak, 11 milyon 360 bin 412 vatandaşa ait güncel seçmen kütük verilerinin CHP tüzel kişiliğinden "hukuka aykırı bir şekilde yayıldığını" tespit ettiklerini duyurdu. İddiaya göre, bu veriler üzerinden ek kişisel veriler işlenmiş ve **CHP İstanbul İl örgütü** tarafından seçim çalışmalarında kullanılarak "seçmen iradesinin manipüle edilmeye çalışıldığı" öne sürüldü. Bu eylemlerin de parti organlarınca sistematik şekilde yürütüldüğü savunuldu.
Savcılık: Demokratik Düzene Aykırı Fiiller Tespit Edilmiştir
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yaptığı bildirimde Anayasa'nın 69. maddesine atıfta bulunarak, siyasi partilerin mali faaliyetlerinin yargı denetimine tabi olduğunu ve suç gelirleriyle finansmanın demokratik düzene aykırı olduğunu vurguladı. Savcılık açıklamasında, "Cumhuriyet Halk Partisi'nin, ülke genelinde ve yerelde gerçekleşen seçimlerin güvenilirliğine ve seçmenin iradesini etkilemeye, demokratik düzeni etkilemeye yönelik, sistematik ve süreklilik arz edecek şekilde müdahalede bulunduğu anlaşılmakla" gereğinin yapılması için Yargıtay'a başvurulduğu ifade edildi.
Süreç Yargıtay'ın İncelemesine Geçiyor
İstanbul Savcılığı'nın bu talebiyle birlikte, dosyanın önü şimdi **Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na** geldi. Yargıtay Savcılığı, yapılan bildirimi inceleyecek ve gerekli görürse bir kapatma davası dilekçesi hazırlayarak **Anayasa Mahkemesi'nde** dava açılmasını talep edecek. Bu süreç, Türk siyasi hayatında önemli bir dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor ve önümüzdeki günlerde siyasetin ana gündem maddelerinden biri haline geleceğe benziyor.