Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi (TÖTM) ve Karaciğer Nakil Enstitüsü başarılarından sıkça bahsettiriyor. Malatya’da şimdiye kadar 3 bin 500’e yakın karaciğer nakli gerçekleştirdiklerini dile getiren Karaciğer Nakil Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz, TÖTM’in bilim anlamında diğer ülkelere de ışık yayan örnek bir eğitim kurumu olduğunu söyledi.
Karaciğer nakli ile ilgili İletişim Fakültesi öğrencilerine konuşan Prof. Dr. Sezai Yılmaz, karaciğer naklinin hastalıklı karaciğerin çıkarılıp yerine sağlıklı karaciğerin konulması anlamına geldiğini, ölülerden karaciğerin tümü ya da sağlıklı kişilerden karaciğerin yarısının alınarak naklin gerçekleştirildiğini belirtti.
Yılmaz “Karaciğer nakli gerektiren hastalıklardan, doğuştan yani genetiksel bir karaciğer hastalığı olabilir, karaciğer tümörleri yani kanserler, bir takım viral hastalıklar nedeniyle gelişen karaciğer sirozu zemininde gelişebilir. Bunların hepsinin geldiği son nokta karaciğer hastalıkları diye adlandırılır ve karaciğerin iflası gibi bir tablo karşımızda vardır. Bu durumdaki hastaların tedavisi maalesef ilaçlarla çok da söz konusu değildir. Bu hastalara yapılacak tek şey bu hastalıklı karaciğerin çıkarılıp yerine sağlıklı bir karaciğerin konulmasıdır” dedi.
Pek çok karaciğer hastalığının olduğunu dile getiren Yılmaz, Hepatit B, Hepatit C, siroz, fazla alkol tüketimi ve karaciğer yağlanmasının son dönem karaciğer hastalığını tetikleyebilecek başlıca unsurlar arasında yer aldığını, ayrıca kilo almanın karaciğer açısından son derece tehlikeli bir durum olduğunu ifade etti.
“Gönülden, kalpten bir organ bağışı söz konusu”
Yılmaz, karaciğer nakillerinin yaklaşık dörtte birinin kadavradan, dörtte üçünün ise canlı vericiliden gerçekleştiğini söyleyerek, “Alıcı ve verici arasında yasalarımız gereği dördüncü dereceye kadar akrabalık olması lazım. Alıcı ve verici arasında dördüncü dereceden daha ileri derecede bir akrabalık varsa veya hiç akrabalık yoksa il etik kurulundan onay alınması zorunludur. Yani organ alıcı ve vericisi arasında herhangi bir parasal ilişkinin olmaması gerekir. Eğer böyle bir ilişki varsa, biz buna ‘organ trafiği’ diyoruz. Herhangi bir ticari anlaşma olmamış yani organını satmayan, gönülden, kalpten bir organ bağışı elbette ki akraba olamayan kişiler arasında da söz konusu olabilir” ifadelerini kullandı.
Nakil sırasında alıcı ve verici arasında kan uyumunun, anatomik uygunluğun son derece önemli olduğunun altını çizen Yılmaz, sağlıklı bireyden karaciğerin bir parçası alınmadan önce vericinin karaciğerini verdikten sonra hayatına sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için gereken incelemeleri detaylı bir şekilde yaptıklarını vurguladı. Yılmaz, binde bir oranında vericilerin kaybedilme riskinin olduğunu ve yüzde 5-10 kadar da safra yolları problemlerinin ortaya çıkabilme ihtimalinin olduğunu kaydetti.
Yılmaz, karaciğer nakliyle ilgili işlemlerin Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Organ ve Doku Nakli Daire Başkanlığı vasıtasıyla organize edildiğini, yapılan organ nakillerinin de Ulusal Koordinasyon Merkezi (UKM) ve Bilim Kurulları tarafından denetlendiğini ifade etti.
Karaciğer naklinin dünyada yapılan en zor ameliyat olduğuna parmak basan Yılmaz “Karaciğer nakli zordur. Canlı vericili karaciğer nakli daha da zordur. Saatlerinizi alır. Elbette ki çok zorlandığımız ameliyatlar oldu ama zor da olsa İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Enstitüsü ameliyatların üstesinden gelebilecek bir konumdadır” dedi.
2019 yılında dünyada ilk kez aynı anda 5 canlıdan 5 canlıya nakil gerçekleştirerek bir “Dünya Rekoru’na” imza attıklarını hatırlatan Yılmaz, “sağlıkta rekor olmaz” diyerek, ancak bunu bilimsel yayına çevirdiklerini ve bu şekilde tüm dünyaya duyurduklarını kaydetti.
Karaciğer Nakli Enstitüsü dünya çapında bir ilke imza attı
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi (TÖTM) Karaciğer Nakli Enstitüsü Temmuz 2022’de aynı anda dörtlü çapraz karaciğer nakli gerçekleştirerek dünya çapında bir başarıya imza attı. Yılmaz, dörtlü çapraz karaciğer naklinin dünya çapında ilk defa Karaciğer Nakli Enstitüsü’nde yapıldığını dile getirdi.
Yılmaz “Dünyada sayısı 10’u aşmayan merkezde sınırlı sayıda ikili çapraz ameliyatları yapılmıştır. Biz dörtlü çapraz naklini gerçekleştirdik. Bu dünyada hiç yapılmamış bir şeydir. Bu dörtlü çapraz nakli dünyada ilk olarak yapılan bir ameliyattır. Dünyada ‘en iyiyim’ diyen yerlerde bile ikinin üzerine çıkamamıştır. Biz değil üçlü, dörtlü yaptık. Bu çok büyük bir olay. Amerika’dan iki matematik profesörü ile birlikte biz bunu gerçekleştirdik” şeklinde konuştu.
Karaciğer naklinde Avrupa ve Türkiye’de ilk sırada bulunan İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi ve Karaciğer Nakli Enstitüsü’nde yılda ortalama 250-300 naklin gerçekleştirildiğini dile getiren Yılmaz “Malatya’da şimdiye kadar 3 bin 500’e yakın karaciğer nakli gerçekleştirdik. Bunun yüzde 80’i canlı vericili karaciğer nakli, yüzde 20’si ise kadavradan karaciğer nakli. Amacımız kadavra karaciğer naklini daha yüksek seviyelere, daha yüksek oranlara çıkarabilmektir. Ülkemizde organ bağışı ile alakalı birtakım sorunlar var. Bu sorunları çözmek biraz yıllara yayılacak gibi. Ümit ediyorum ki yıllar geçtikçe, genç nesiller daha çok söz sahibi oldukça organ bağışı da artacaktır” ifadelerini kullandı.
“Bilim paylaşılınca güzel”
Karaciğer Nakli Enstitüsü’nün bilim anlamında sadece Türkiye’ye değil diğer ülkelere de ışık yayan bir eğitim kurumu olduğunu kaydeden Yılmaz, şimdiye kadar Turgut Özal Tıp Merkezi’nde 30’un üzerinde ülke bilim adamlarına karaciğer nakli eğitimi verildiğini belirtti. Yılmaz “Bütün dünyada karaciğer nakli konusunda eğitim veren bir merkez olduk. Bütün dünyada bilim paylaşılınca güzel, bilim yayılınca güzel! Türkiye’de karaciğer nakli yapan hemen hemen tüm merkezlere buradan eğitim alan kişiler gitti ve o merkezleri kurdu” şeklinde konuştu.
Karaciğer Nakil Enstitüsü’nün dünyada örneği olmayan bir enstitü olduğunu ve karaciğer nakli ile ilgili halkı bilinçlendirmek ve teşvik etmek için Karaciğer Nakil Enstitüsü olarak çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi.