Tarih: 29.07.2022 10:32

İlhan İrem'in eşi vasiyetini açıkladı! 7 yıl inzivaya çekildi

Facebook Twitter Linked-in

Eşi Hansu İrem, vefat haberinin ardından eşinin üç vasiyeti olduğunu söyleyerek, ‘Üç vasiyeti vardı. Tabutunun Türk bayrağına sarılmasını istemişti. Atatürk Kültür Merkezi’nde, AKM’de bir tören yapılmasını istiyordu. Bir diğer vasiyeti de Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verilmekti” dedi. Hansu İrem, vasiyetin yerine getirilmesi için çalışmaları başlatan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle töreni cumartesi gününe planladıklarını söyledi.

Türk pop müziğinin usta isimlerinden İlhan İrem'in, geçtiğimiz şubat ayında böbrek rahatsızlığı sebebiyle ağırlaştığı, yoğun bakıma alındığı iddia edilmişti. Bu haberler üzerine sosyal medya hesabından bir fotoğraf paylaşan İrem altına, 'Tüm zamansızlıkları içinde sevginin...(27 Şubat 2022)' notunu düşmüştü. İlhan İrem, Temmuz 2012'de Hürriyet'e verdiği bir röportajda "Dünyanın en özgür, en mutlu çocukluk ve ilk gençliğini yaşadım" demişti. İrem çocukluğunu şu iki "olağanüstü bir düş, sonsuz bir özgürlük" ifadesiyle özetlemişti.

Eşiyle tanışmasını 'göksel bir buluşma' olarak nitelendiren İlhan İrem, ailesinden, çocukluğuna, Müzik dünyasına girişinden sesinin sakinleştirici etkisine kadar hayatından önemli kesitleri Hürriyet okurları için anlatmıştı.

İşte İlhan İrem'in anlatımından kendi hayatı... * Dünyanın en özgür, en mutlu çocukluk ve ilk gençliğini yaşadım. Daha ortaokul yıllarında ailemden ayrı bir çatı katında tek başına yaşıyordum. Asla okul kıyafetleri giymedim ve bu her dönemde sorun oldu. Okula gidip gitmemek, okul yerine sinemaya diskoya gitmek tamamen benim kararlarımla sürüyordu. Çocukluğumu iki cümle ile özetlersem; olağanüstü bir düş, sonsuz bir özgürlük.

AİLESİNİN MÜZİĞİNE ETKİSİ

Anneannemi çok severdim. Çok güzel sesi, masmavi gözleri vardı. Kucağına yatıp yıldızları seyrederdim. Kulağıma şarkılar söylerdi. Hiç bilmediğim şarkılar… Ona eşlik ederdim. “Sen farklısın, sen sanatçı olacaksın” derdi hep. Ailemin en büyük desteği hiçbir konuda engel ve yasak koymaması ve bütün çocukluğum gibi, müzik konusunda da beni tümüyle özgür bırakması oldu. Bugünkü İlhan’a bakınca, o zamanki sınırsız hürriyetin bilinçli ya da bilinçsiz verildiğinin bir anlamı kalmıyor. İyi ki öyle olmuş ve iyi ki bu yolculuğa çıkmışım. Zaten başka şansları da yok gibiydi. Asla söz dinlemezdim.

EŞİ HANSUYLA TANIŞMASI

Hansu İrem ile tanışmamız göksel buluşmadır. Daha küçücük bir kız çocuğu iken beni rüyasında görmüş. İngiltere’deki gibi, yola merdivenle inilen, iki katlı taş evlerin olduğu bir sokakta, kolum pelerinli bir kızın omzunda uzaklaşırken, dönüp arkaya ona bakmışım ve “Ben seni bulamam, sen beni bul” demişim. Yıllarla yüreğinde büyütmüş sevgisini. Sonra yaşadıkları şehir olan Ankara’da verdiğim bir konser… Sarı saçları beline kadar uzanan dünyalar güzeli bir kız, çıkışta elime bir kitap tutuşturdu ve kalabalığın arasında yok oldu gitti… İçinde ne isim, ne adres… Sadece bir cümle yazılıydı: “Sözcüklerin büyütülmesinin bazen sessizlik olduğunu ve neşenin büyütülmesinin bazen gözyaşları…”

Anlamsız bir dünyada, anlamsız insanlarla, anlamsız koşuları bırakıp, bambaşka bir yolculuğa çıkmaya karar verdim. Işık yürekli insanlar için birlikte cennetimizi kuracağım insanım Hansu İrem’di… Onunla başka boyutlardan tanışıyorduk! 1 Ekim 1991’de sadece ailelilerimizin bulunduğu bir törenle İda Dağları’nda evlendik.

UNKAPANI GÜNLERİ

Unkapanı benim için sadece bir giriş kapısı oldu. 17 yaşındaydım ve doğru insanlara rastladığım için şanslıydım. Bunun ötesindeki Unkapanı, birkaç istisna firma hariç, cehaletin kutsandığı, bütün tarafların birbirini sömürdüğü, sanatla hiç ilgisi olmayan bir bataklıktı.

NEDEN ÇOCUK İSTEMEDİ

Kısıtlı dünya zamanlarında daha yazılacak şarkılarım ve gidilecek yollarımız var. Bir noktaya bağlanmadan ve yaratımlarımdan farklı konularla zaman yitirmeden, düşüncelerimin ve hayatımın sürekli özgür olması gerekiyor. Hürriyetimizin kısıtlanmasını istemedik. Yeni bir canın sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmek için, nice ruhlarla buluşacak yüzlerce şarkıdan vazgeçmedim. Başka alemlerde yaşayıp yaratmanın keyfiyle dünyevi sorumluluklardan kaçtık diyebilirim.

SESİNİN TEDAVİ EDİCİ ETKİSİ

Müziğe başladığım yıllardan bu yana böyle bir bilgi akışı var. Doksanlı yıllarda Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden gelen bir davet üzerine gittiğimde ilginç deneyimler anlatılmıştı. Stres yüklemelerinde sesimin rahatlatıcı bir unsur olarak etki ettiği konusunda sürekli bilgiler alıyorum.

Dünyada ve ülkemizde müzikle tedavi ile ilgili yapılan araştırmalar ve bu konu ile ilgilenen insanlar var… Ancak benim, paylaşılan şarkılarım dışında konuya direkt olarak bir katkım olmadı ve sorulmadıkça konuyu ilgi alanımın içine almıyorum. Çünkü benim için bu konu, inanç gibi kainatla insan ruhu arasında bir aurasal iletişimdir. Algıdan algıya sonsuz nüanslarla değişebilen, genelleme yapılamayacak çok özel bir hissediştir. 7 YIL İNZİVA!   1980'de Doğu'da iki yıllık askerlik sonrası büyük değişim geçiren ünlü sanatçı, 90'lı yıllarda haksızlıklara tepki olarak içine kapandı ve yedi yıl inzivada yaşadı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —