İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 199 gazetecinin Gazze'de şehit olduğunu ve bu sayının bir saat önce alınan yeni bir haberle birlikte 120'ye çıktığını bildirdi. Altun ayrıca konuşmasında, İsrail'in bir yalan imparatorluğu olduğun
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul’da İletişim Başkanlığınca düzenlenen "Gazze Savaşı'nda Medyanın Hakikat Mücadelesi: Şiddet, Dezenformasyon, Sansür Sempozyumu"nda konuştu.
İsrail'in Gazze'de yaptığı katliamlara değinen Altun, sahte bilgilerin ifşası için yoğun çaba gösterdiklerini söyledi.
Gazze'de 120 gazetecinin de şehit edildiğini belirten Altun, "İsrail savaş suçu işliyor, soykırım yapıyor." dedi.
Altun, devam eden konuşmasında ise şu ifadelere yer verdi;
"İsrail bir yalan imparatorluğudur"
Birilerinin ifade ettiği gibi biyopolitika değildir. Doğrudan soykırım politikasıdır. Bu soykırım politikasını biz tüm boyutları ile anlamalı, analiz etmeli, belirlemeli ve onunla mücadele etmeliyiz.
Bunun için bu soykırım politikasının arkasında yer alan siyasetçileri, bunun arkasında yer alan sözüm ona bilim insanlarını, askerleri ve yine bu süreçte kullanılan teknolojileri, savaş unsurlarını hepsini detaylı bir şekilde masaya yatırmalı ve ifşa etmeliyiz.
Bu soykırım mücadelesini anlamak ve doğru bir şekilde bununla mücadele etmek için de aynı zamanda İsrail'in imaj imalat enstitüsünü anlamalı ve sorunlaştırmalıyız. İsrail bir yalan imparatorluğudur.
"İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırımı dünyaya duyurmaya çalışıyoruz"
Bugün burada dünyanın farklı bölgelerinden, her biri alanında uzman ve tecrübeli çok değerli isimle bir aradayız. Biz 7 Ekim’den bu yana bir yandan İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırımı dünyaya duyurmaya, bir yandan İsrail’in sistematik dezenformasyon kampanyalarını bertaraf etmeye, bir yandan da Gazze halkının, Filistin halkının haklı taleplerini, tezlerini tüm dünyaya ulaştırmaya çalışıyoruz.
"Bir hakikat mücadelesi veriyoruz"
Tarihi ve ahlaki bir sorumluluk çerçevesinde yapıyoruz bunu. Ve yine bunu kendimizi küresel vicdan toplumunun bir üyesi addederek yapıyoruz.
Küresel alanda dayanışarak, medyada, sivil toplumda, akademi ve yazın dünyasında yer alan vicdanlı entelektüellerle etkileşerek bir hakikat mücadelesi veriyoruz.
Bugün burada tam da bu gerekçeyle, bu hakikat mücadelesinin bir uzantısı olarak uluslararası bir sempozyum düzenliyoruz.
Bugün İsrail, bir şehri, bir halkı bir daha var olmamak üzere ortadan kaldırmaya teşebbüs ediyor. Sivilleri, çocukları, kadınları katlediyor.
Sağlık çalışanlarını, gazetecileri, sivil toplum gönüllülerini bilerek, hedef alarak öldürüyor. Savaş suçu işliyor, soykırım yapıyor.
"İsrail sömürgeciliğin 20. yüzyıldaki temsilcisidir"
İsrail bir takım dini referanslar ile esas itibari ile hurafeler ile varlığını, geçmişini, bugününü, geleceğini bir kalkanla korumaya almaya çalışsa da esas itibari ile İsrail, Batılı anlamda faşizmin, düpedüz ırkçılığın ve sömürgeciliğin en dünyevi, en güncel temsilcisidir.
Kuruluşundan itibaren Filistin halkına zulmeden İsrail, 19. yüzyılda kurumsallaşan batılı emperyalizmin, sömürgeciliğin 20. yüzyıldaki temsilcisidir.