Koop-İş Sendikası Erzurum Şube Başkan Tarık Toğrul, Gelir Vergisi uygulamalarında ücretli çalışanlar üzerinde ağır bir vergi yükü bulunduğunu söyledi.
Toğrul, “Ülkemizdeki Gelir Vergisi uygulamalarında ücretli çalışanlar üzerinde ağır bir vergi yükü bulunmaktadır. Bu durum işçiler tarafından sıklıkla şikâyet konusu yapılmakta ve haklı tepkilere neden olmaktadır” dedi.
Anayasada herkesin mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlü olduğu ifadesinin yer aldığını dile getiren Tarık Toğrul, “Ülkemizde gelir vergisi ödeyenlerin çoğunluğunu ücretliler oluşturmaktadır. Gelir ve kazanç üzerinden alınan verginin yaklaşık üçte ikisi ücretliler tarafından ödenmektedir. Ücretler üzerinden ödenen vergiler haricinde vergisi ödenmiş ücreti harcarken de tekrar ödenen dolaylı vergiler çalışanların vergi yükünü daha da artırmaktadır. Ödeme gücüne göre vergi alınmasının bir temel amacı da, insan onuruna yaraşır bir yaşama düzeyini sağlayacak yeterlilikte bir gelirin vergi dışı bırakılmasıdır. İşçiler üzerindeki vergi baskısı, özel indirim tutarının kalkması, ardından ücretliler lehine olan ayırım ilkesinden vazgeçilerek vergi tarifesinin teke indirilmesi ve çalışanların üçüncü dilimdeki gelir vergisi tarifesine uygulanan vergi oranının yükseltilmesi gibi nedenlerle artmıştır. 2006 yılı öncesi ücretlilerin ilk vergi oranı yüzde 15, ücret dışı gelirlerin oranı yüzde 20’den başlarken, ücretliler lehine olan ayırım ilkesi düzenlemesi ortadan kaldırılmış, ücret ile ücret dışı gelir sahipleri yüzde 15 oranında eşitlenmiştir. Yani vergi oranı ücretliler dışında olanlar için 5 puan iyileştirilmiştir” diye konuştu.
Öte yandan, gelir vergisi dilimi dilimlerinde özellikle ilk ve ikinci dilimde çok küçük matrah artışı yapıldığını dile getiren Koop-İş Sendikası Erzurum Şube Başkan Tarık Toğrul, vergi yükünün arttığı ayların eğitim öğretimin ve kış ayının başladığı döneme denk gelmesi çalışanları daha fazla etkilediğini söyledi.
Toğrul, “Gelir vergisi dilimi dilimlerinde özellikle ilk ve ikinci dilimde çok küçük matrah artışı yapılmıştır. Ayrıca yüzde 25 oranı yüzde 27 olarak düzenlenerek, ücretliler daha fazla gelir vergisi ödemek durumunda kalmıştır. Vergi kesintileri nedeniyle işçinin Ocak ayında eline geçen net ücreti, ilerleyen aylarda giderek düşmektedir. Vergi yapısındaki bu çarpıklık nedeniyle, bağıtlanan toplu iş sözleşmesiyle belirlenen ücret zammı anlamını yitirmekte ve ücret artışının çoğu ilerleyen aylarda vergi artışına gitmektedir. Bu uygulamanın kabul edilebilir yanı kalmamıştır. Adalet duygusunu zedelemektedir. Bunun sürdürülmesi iş barışını ve giderek sosyal barışı daha fazla bozacaktır. Örnekleyecek olursak; 3bin 700 TL net ücret alan bir işçi toplam brüt ücreti üzerinden vergiye tabi olduğundan ücretinden Ocak ayında yüzde 15 vergi diliminde ortalama 580 TL Gelir vergisi ödemekte iken ,Nisan ayından itibaren yüzde 20 vergi dilimine girdiğinden ortalama 780 TL, Eylül ayından itibaren ise yüzde 27 vergi dilimine girdiğinden dolayı yaklaşık bin 050 TL Gelir vergisi ödemekte ve maaşı nisan ayından itibaren düşüşe geçmekte 3bin 400 seviyelerine Eylül ayından itibaren ise yaklaşık 3 bin 150 TL seviyelerine gerilemektedir. Çalışan 3 bin 700 TL olan ücretini vergi yükünden dolayı ortalama 3bin 400 olarak almakta aylık ortalama 300 TL fazla vergi yükünden dolayı kaybı oluşmaktadır. Dolayısıyla Toplu Sözleşmelerde işçi ücretlerine yansıyan ücret artışının yıllık vergi ortalamasına bakıldığında yüzde 5 vergiye gitmekte kalan oran ise enflasyon rakamlarının bile altında kalmaktadır. Vergi yükünün arttığı ayların eğitim öğretimin ve kış ayının başladığı döneme de denk gelmesi çalışanları daha da fazla etkilemektedir. Bunun sürdürülmesi iş barışını ve giderek sosyal barışı daha fazla bozacaktır. Türkiye’de vergi alanında gerçek anlamda yapılacak bir reform, ancak ücretliler aleyhine var olan çarpık yapının değiştirilmesiyle mümkün olacaktır. Öncelikle emek üzerindeki vergi yükünün azaltılması ve verginin geniş kitlelere adil bir şekilde yansımasının sağlanması gerekmektedir. İşçi olarak, İşçi Sendikası olarak Talebimiz ve beklentimiz; 2021 Yılında işçiler için gelir vergisi uygulamalarında düzenleme yapılması, ücretlerin asgari ücrete denk gelen tutarının vergiden muaf olması veya 2021 yılında düzenlenecek gelir vergisi dilimlerinde ilk vergi diliminin en az 40 bin TL ikinci diliminde 85 bin TL olması ve ücretli çalışanlara karşı yukarıda değindiğimiz vergi mağduriyetinin ortadan kaldırılmasıdır.” şeklinde konuştu.