TUNCELİ’NİN HOZAT İLÇESİ’NDE YAŞAYAN MURAT GÖKTAŞ, PANDEMİ SÜRECİNİ FIRSATA ÇEVİREREK DOĞADAN TOPLADIĞI KURUMUŞ MEŞE, KAVAK VE ÇAM AĞAÇLARINI SANATA DÖNÜŞTÜRÜYOR. GÖKTAŞ, YAPTIĞI ÜRÜNLERDE DAĞ KEÇİSİ GİBİ YÖRESEL
Tunceli’nin Hozat ilçesinde pandemi nedeniyle kendini evinde izole eden ve amatör olarak kuru ağaçlardan ürünler yapmaya başlayan Murat Göktaş, dağ keçisi gibi yöresel motiflerin yanı sıra Türkiye ve dünya gündemine ilişkin motifleri yaparak dikkat çeken çalışmalar gerçekleştirdi.
Antalya’da çalışırken 2 yıl önce memleketi Tunceli’nin Hozat ilçesine dönerek yerleşen Murat Göktaş (45), pandemi sürecini de fırsata çevirdi. Evinin depo olarak kullanılan bölümünü atölyeye çeviren Göktaş, hiç bir eğitim almadan dağlardan topladığı kuru meşe, kavak ve çam ağaç parçalarından ürünler yapmaya başladı. Dağ keçisinden, insan figürlerine kadar farklı farklı motifler yapan Göktaş, ürünlerini sosyal medyada kurduğu sayfa üzerinden satarak ekonomik gelir de elde etmeye başladı.
2 yıl önce Antalya’dan memleketine döndüğünü anımsatan Murat Göktaş, “Önce yüzüklerle uğraştım. Epoksi ve doğal ağaçlarla başladım. Daha sonra kendimi sınadım, farklı işler yapabilir miyim diye. Bir şeyler yaparak başardım. Biblolar, yöresel motifli işlemeler, herkesin beğenisini alabilecek okuma sanatı üzerine, dünyada salgın anlamında simge haline gelen pandemi maskesi ve kadına yönelik şiddeti anlatan işlemelere yer verdim” dedi.
Pandemi süreci nedeniyle evde kendini izole ettiğini ve bu işe başladığına değinen Göktaş, “Bu süreçte herkes gibi ben de eve kapandım. Evin depo olarak kullandığımız katı boştu. Burayı atölyeye çevirdim. Çalışmalarıma daha hızlı ve daha çok zaman ayırdım. Yaptığım ürünlerin tanıtımını ve satışını ’Hozat Sanat Atölyesi’ adı altında sosyal medya hesaplarında gerçekleştiriyorum. Ara ara siparişler alıyorum. İnsanlar da emeğime katkı sunuyor. Bir ürünü yapmak bir hafta, on günümü alıyor gerçekten çok zor. Bir kütük parçası düşünün onu önce çizebileceğim duruma getiriyorum yada marangozda kestirip çiziyorum. Çizdikten sonra kabasını çıkarmaya çalışıyorum ve ince işlere geçiyorum. Şekillendirmek ve açılarını ayarlıyorum. Yonttuktan sonra zımpara işlemi oluyor. 5 kat zımparadan sonra parlatıcı, vernik ya da kendimin bal mumu ile zeytinyağından yaptığım koruyucuyu kullanıyorum” diye konuştu.
Bu konuda hiçbir eğitim almadığına dikkat çeken Göktaş, “Bir yerde çalışmadım ve görmedim. Sadece anlattığım gibi bir duvar saatiyle başlamıştım aşama aşama kendimi geliştiriyorum. Belki ileride daha farklı çalışmalar yaparım. Heykeltıraş arkadaşlar var görüştüğümde bunun eğitimini almadan bu işi başarmama tamimiyle kendi yeteneğim olduğunu söylediler” şeklinde konuştu.