Elazığ’da bir oğlu hayatını kaybeden, bir oğlu da trafik kazası sonucu yatağa bağımlı kalan 3 çocuk babası 53 yaşındaki öğretmen Fethi Aydın, spor sayesinde bir çok genci batağa sürüklenmekten kurtarıp, hayatlarına dokundu. O öğrencilerin "Fethi Babası", öğrenciler ise onun evlatları oldu.
3 çocuk babası sınıf öğretmeni Fethi Aydın (53), 1997 yılında Karşıya ilköğretim okuluna eksiklikten dolayı beden eğitimi öğretmeni olarak atandı. Dezavantajlı mahallede öğretmenlik yapmaya başlayan Aydın, zamanında kasetlerden izleyerek hentbolu öğrendi. Ardından kurduğu takım 2005 yılında Türkiye şampiyonu oldu. Çocukları kötü alışkanlıklarda uzak tutmak için canla başla çalışan hoca, her öğrencisinin elinden tutarak spora yönlendirdi. Öğrencilerine evladım diyen Aydın’a öğrencileri de Fethi Baba demeye başladı. Takım olarak bir çok başarıya imza atan Aydın, 32 yıllık öğretmenlik hayatında birçok sporcusunu milli takıma ve kampına gönderdi. Tüm öğrencileri ile bire bir ilgilenen Aydın, yüzlerce öğrencinin üniversite okunmasına ve iş sahibi olmasına vesile oldu. Hayatını öğrencilerine ve onların geleceğini adayan Aydın, öğrencilerine kız istemeye bile gitti. Bunun yanı sıra 10 yıl önce Keban Barajında 18 yaşındaki oğlunu kaybeden Aydın’ın 3 yıl öncede 16 yaşındaki oğlu trafik kazası sonucu yüzde 99 fiziksel engelli kaldı. Vefalı öğretmen Aydın tüm yaşadığı acılara ve olumsuzluklara rağmen hala takımının başında öğrencilerinin geleceğini için canla başla mücadele vererek örnek oluyor.
“Ben çocuklarımın elinden tuttum”
1997 yılında Karşıyaka İlköğretim Okuluna tayininin çıktığını anımsatan Fethi Aydın, “Tayinim beden eğitimi öğretmeni olarak çıktı. Ama ben aslında sınıf öğretmeniyim. Ama o yıl eksiklik vardı, beni de beden eğitimi öğretmeni olarak Karşıyaka’ya verdiler. Yıllarca futbol oynadım. O zaman dediler ne çalışacaksınız. Bende dedim futbolcuyum. Hocam burası çamur sıkıntı olur, bizim salon sporumuz hentbol var dediler. Bende hiç hentbol bilmiyorum. Ama tanıştım, 97’den bugüne çalışıyorum. İlk yıl çok zorluk çektim. Çünkü bilmiyordum ve bilmeyince yapması zor. O zaman eski kasetler vardı, onlarda izleyip öğreniyorum ve ardından sahada uyguluyorum. Benden önce başlamış olanlar kat kat ileri gitmişler. Be o açığı kapatmak için yazında çalıştım. Hafta sonu evde kahvaltı yapmadım, öğrencilerimle salonda yaptım. 23 yıl boyuna çocuklarımı salona çektim. Salonda çalıştık ve kar gözetmedik. Ben Salıbaba mahallesindenim. Ben de o zorlukları yaşadım. Bizim elimizden tutan kimse yoktu. Ama ben çocuklarımın elinden tuttum” dedi.
"Amacım sporla üniversiteye yerleştirmek ve meslek sahibi yapmak"
Zamanlı takım kurduklarını ve Türkiye finallerine gittiklerini aktaran Aydın, “2005 yılında Türkiye şampiyonu olduk. Daha sonda bu takımla gittik 2007 yılında Türkiye üçüncüsü olduk. Her türlü skor bizde var, çalışıyoruz ve çalışanı da Allah her zaman yükseltir. Bizim sadece maddi boyutta sıkıntımız var. Çünkü bölgemiz çok fakir bir bölge. Benim amacım sporla üniversiteye yerleştirmek ve meslek sahibi yapmak. Benim çocuklarımın çoğu üniversite mezunu. Takımda ki çocuklarda üniversite bitirmiş veya spor lisesine gidiyor. Okuyorlar ve eğitimli çocuklar. Bizim amacımız çocuklarımızın Karşıyaka bölgesinde kötü alışkanlıklardan arındırmak. Bunu da çok şükür başarıyoruz. 53 yaşındayım ama halen spor salonundayım. Hafta da 5 antrenman yapıyorum. Buna can dayanmaz ama biz dayanıyoruz. Çünkü sonucu görüyorum. Bakıyorsun çocuğun okumuş öğretmen olmuş. Bitlis’e gidiyorum orada öğretmen oğlum var. Nereye gidersem başka bir oğlum var. Kız istemeye gidiyorum. Bursa’ya kız istemeye gittik, dediler siz kimsiniz neyi oluyorsunuz. Dedim ben öğretmeniyim. Şaşırdılar ve niye dediler. Orta okulda çocuk dedi ki evlenirsem kızı sen isteyeceksin. Ben söz verdim ve gittim istedim” diye konuştu.
“Bana Fethi baba diyorlar, ben onlara evlat dedim”
Bir çocuğunun yatağa bağımlı olduğunu dile getiren Aydın, “Ben hastaneye götürmeye gittiğimde bu çocuklarım sıra yapıyorlar. Evime gelip çocuğumu aşağı indiriyorlar ve hastaneye götürüyorlar. Ardından tekrar evime getiriyorlar. Bunu kimse yapmaz. Ama bizim ilişkimiz farklı. Baba-oğul ilişkisi var. O yüzden bana ’Fethi baba’ diyorlar. Ben onlara ’evlat’ dedim. Elazığ’da en çok suça dayalı bölge Karşıya Mahallesi. Orada köprü altında insanlar kötü alışkanlıklar ediniyor. Bu çocuklarım eğer salona gelmezse oraya gidecek. Hiç para kazanmadım ve çok verdim. Ama pişman değilim, pırıl pırıl gençler kazandım. Yaptığım işten hiçbir zaman keşke yapmasaydım demedim. İyi ki yapmışım ve yapmaya devam edeceğim” şeklinde konuştu
“Milli takımın her yaş kademelerinde oynamamda birinci etken Fethi hocadır”
Fethi hoca ile 2001 yılında ikinci sınıftayken tanıştığını ifade eden milli sporcu ve öğretmen Muhammet Taş, “Hatırlamıyordum bile o yaştaydım. Elimden tuttuğunda elim büyük diye hentbola başlattı. Onun sayesinde çok iyi yerlere geldim. Mersin’e transferimde çok etkili oldu. Beraber çok başarılar elde ettik. Ankara’ya transfer oldum ve ardından milli takıma geçtim. Başlar önemlidir. En başta Fethi hoca elimden tuttu. O yüzden emeği çoktur. Benim milli takımın her yaş kademelerinde oynamamda birinci etken Fethi hocadır. O olmasa buralara gelemezdik. Zaten Fethi baba diye bahsederdik. İlk babacanlığı onda gördük. Şuan beden eğitimi öğretmeniyim. Burada gördüğünüz tüm sporcular üniversite okuyorsa veya meslek sahibi olduysa Fethi hocanın çok katkısı vardır” diye kaydetti.
“Benim gibi binlerce öğrencinin geleceğine dokundu”
Fethi Baba ile 15 senedir beraber olduklarını anlatan Aziz Karakaya ise “Kendisi sağ olsun elimizden tuttu. Karşıya gibi bir yerde hentbol takımı kurdu. Bizleri yetiştirdi. Elimizden tutmasaydı biz ne üniversite okurduk ne de bu kadar yeri gezebilirdik. Sağ olsun kendisinin sayesinde çok yer gezdik. Kötü alışkanlıklardan uzak durduk ve en önemlisi de budur. Benim gibi binlerce öğrencinin elinden tutarak üniversite okumasını sağladı ve geleceğine dokundu. Öğretmen ve polis arkadaşlar oldu. ağabeyimde onun öğrencisi ve şuan polis. Allah ondan razı olsun” ifadelerine yer verdi.