ÇOCUKLUĞUNDA ÇOBANLIK, AYAKKABI BOYACILIĞI YAPARKEN ATLETİZMLE TANIŞMASI SONUCU HAYATI DEĞİŞEN 28 YAŞINDAKİ MİLLİ ATLET YAVUZ AĞRALI, BİR YANDAN BABASIYLA BİRLİKTE EL ARABASINDA DAĞ MUZU SATIYOR BİR YANDA DA TOKYO OLİMPİYATLARINA HAZI
Bingöl’de çocukluğunda çobanlık, ayakkabı boyacılığı yaparken atletizmle tanışması sonucu hayatı değişen 28 yaşındaki Milli Atlet Yavuz Ağralı, şimdi bir yandan babasıyla birlikte el arabasında ışkın satıyor, bir yanda da gitmeye hak kazandığı Tokyo olimpiyatları için düzenli olarak antrenman yapıyor.
Yıllarca elde ettiği başarılarla adından söz ettiren Milli Atlet Yavuz Ağralı (28), ilkokul ve ortaokul yıllarında bir yandan okuyup diğer yandan çobanlık, seyyar satıcılık, ayakkabı boyacılığı, araba tamirciliği yaptı.Yine bu dönemlerde öğretmenleri tarafından keşfedilmesinin ardından atletizmle uğraşmaya başlayan Ağralı, hem il hem ülke genelinde önemli dereceler alarak çok sayıda madalya ve kupa kazandı. Daha sonra milli atlet olarak yoluna devam eden Ağralı, yine birçok ülkede düzenlenen yarışmalarda önemli dereceler aldı. Son olarak Sevilla’da düzenlen maratonda 2 saat 10 dakika 41 saniye koşarak Tokyo olimpiyatlarına gitmeye hak kazandı. Başarısını ve hayat hikayesini anlatan, babasıyla birlikte yayla ve dağ muzu olarak bilinen ışkın da satan Milli Atlet Yavuz Ağralı, antrenmanlarını da aksatmadan yaparak hazırlıklarını sürdürüyor.
"Milli veya olimpiyat sporcusuyum diye asla gurur yapmadım"
Pandemi nedeniyle memleketi Bingöl’de olan milli sporcu Ağralı, “2003 yılında atletizme başladım. O dönemler babamla birlikte hayvan otlatmaya gidiyordum hem okul okuyordum hem de sporuma devam ediyordum. Niğde’de de üniversite okurken hem beden eğitimi öğretmenliği hem de antrenörlük bölümlerini bitirdim. Şimdi de Tokyo olimpiyatlarına hazırlanıyorum. Olimpiyat barajını 2 saat 10 dakika 41 saniyede koşarak Tokyo’ya gitmeye hak kazandım. Şu an pandemi dönemi olduğu için de Bingöl’deyim. Zaman zaman babama yardım ediyorum. Dağ muzu dediğimiz Işkını toplayıp babamla birlikte satıyoruz. Sonuçta geçmişten bu yana hep ekmeğimizi taştan çıkartmaya çalıştık. Babama da her zaman yardım etmekten gurur duyarım, çekinmem. Milli veya olimpiyat sporcusuyum diye asla gurur yapmadım. Her zaman mütevazi ve basit yaşamaya çalıştım” dedi.
“Bingöl’e ve ülkeme bu madalyayı getirmek istiyorum”
Tokyo’dan madalya ile dönmek istediğinin altını çizen Ağralı, “Hedefim Tokyo olimpiyatlarında yarışmak ve 2 saat 10 dakikayı orada tekrarlarsam ilk 3’e gireceğimi düşünüyorum. Çünkü geçmişte de 2 saat 10 dakika koşan atletler dediğim gibi ilk 3’e girmeyi başarmıştır. Neden olmasın bende Bingöl’e ve ülkeme bu madalyayı getirmek istiyorum. Dereceye girer önemli bir ödül alırsam kimsenin alınması istemem Özellikle hocalarım benim için değerlidir ama rahmetli İbrahim hocama bu ödülü armağan etmek isterim” ifadelerini kullandı.