Erzurum’da acil hastalara gece gündüz demeden yardıma koşan 112 Acil Sağlık ekipleri, Ramazan ayında da hayat kurtarmak için görevlerinin başında.
Erzurum’da acil hastalara gece gündüz demeden yardıma koşan 112 Acil Sağlık ekipleri, Ramazan ayında da hayat kurtarmak için görevlerinin başında.
Erzurum Sağlık Müdürlüğüne bağlı 112 Acil Yardım Yakutiye 1 No’lu İstasyon çalışanları, Ramazan ayında da hayat kurtarmaya devam ediyor. İftar vaktine dakikalar kala evde pişirilen yemeklerle sofralarını kuran 112 Acil Sağlık ekipleri, ezanın okunması ile birlikte oruçlarını açıyor. Ancak telsizden yeni bir vaka anonsu yapıldığında ekipler, oruçlarını açamadan hayat kurtarmak için yeni bir yarışın içerisine giriyor. Sağlık çalışanları, gelen ihbarlara yetişmek ve insanların hayatını kurtarabilmek için bazen sahursuz oruç tutmak, bazen de iftar sofralarını yarım bırakmak zorunda kalıyor.
İnsanların hayatına dokunmanın güzel bir duygu olduğunu ifade eden 112 Acil Sağlık Doktoru Yasin Babacan, “Güzel bir duygu insanların hayatına dokunmak. İhtiyacı olan insanların hayatına dokunmak, yardım etmek çok güzel bir duygu, heyecanlı bir duygu. Emin olun zaten iftarımızı açarken tetikteyiz. Her an vaka gelecekte kalkıp gideceğiz diye. Ramazan’da dördüncü nöbetimiz, en az iki üç defa iftar vakti kalktık gittik. Çok zor olmuyor, zaten işimiz bu, amacımız bu. İftarda da kalkıp gitmek bizi pek yormuyor. Su içip bazen vakaya gittiğimiz oluyor. İnsanların hayatına dokunuyoruz sonuçta. Bizim için de güzel bir duygu oluyor” dedi.
“İnsan hayatı kurtarmak aç ve susuz kalmamıza değiyor”
Acil Tıp Teknisyeni (ATT) olarak görev yapan Mehmet Ceylan, “10 yıldır bu mesleği yapmaktan gerçekten çok büyük haz duyuyorum. Hayatımda dokunduğum bir sürü insan oldu. Hayata döndürdüğüm ya da umut olduğum bir sürü insan oldu. Onun hazzıyla biz zaten bu mesleği yapabiliyoruz ya da yapıyoruz. Yoksa çalışma şartlarımız hani normal mesai çalışan memur arkadaşlara göre katbekat daha ağır. Ama insanların hayatına dokunmak, bazı kişilere umut olmak ya da yaşlı bir insana ya da yeni doğan bir insana umut olmak, ona dokunmak, onun yanında olmak gerçekten çok güzel bir şey. Bizi zaten bizi biz yapan, ATT yapan, paramedik yapan, doktor yapan da bu. Önemli olan insanların hayatına dokunmak dedik. Gerçekten de bir insanın hayatına dokunabiliyorsanız bunun çok da bir önemi olmuyor. Şu an Ramazan’da 4 yada 5. nöbetimiz oruçlu olarak. Yaklaşık iki nöbette de vaka çıktı. İftar hemen ezan okundu, 2 dakika içerisinde vaka çıktı. Sadece su içip devam edebildik. Ama karşıdaki o hastanın ya da hasta yakınının bir tebessümünü görmek ya da gerçekten hani kalbi duran ya da solunumu duran bir hastaya müdahale edip onun yakınının tebessümünü görmek her şeye değiyor. O iftarınıza da değiyor, sahurunuza da değiyor” diye konuştu.
İnsan hayatını kurtarmak için zamanın çok değerli olduğunu belirten 20 yıldır sürücü sağlık personeli olarak çalışan Selim Akçay, “112 zor bir yer, zor bir görev. Hele hele hayat taşırken araç kullanmak daha zor bir görev. Yani bu manada işimiz çok değerli, insan hayatıyla uğraşıyoruz. Yani insan hayatı çok önemli olduğu için bu süreleri de çok iyi kullanmamız gerekiyor. Bizim tek isteğimiz trafikte işte vatandaşlarımız bize mümkün oldukça tolerans gösterip yol vermeleri. Çünkü bu ambulansta kendi yakınları da olabilir. Hele bu ramazan ayında insanların dikkatleri çok dağınık olduğu için araç sürerken çok dikkat etmiyorlar, bizi duymuyor. Türkiye genelinde araç kullanan vatandaşlarımızdan bize yol vermelerini istiyoruz” şeklinde konuştu.