HakkÂri Ve Yüksekova’da 1960 Yıllarında Köy Hizmetlerinde Personel Olarak Çalişan Dağcı Kemal Çapa, Gençliğinin Tamamını Bölgenin Dağlarında Geçirmiş Olduğundan Halk Tarafından Kendisine “dağ Leoparı” Lakabı Verilmişti. (me
HAKKARİ (İHA) – Hakkâri ve Yüksekova’da 1960 yıllarında Köy Hizmetleri’nde personel olarak çalışan 90 yaşındaki dağcı Kemal Çapa, 60 yıl bölgenin dağlarında rehberlik yaptı.
Hakkâri ve Yüksekova’da 1960 yıllarında Köy Hizmetleri’nde personel olarak çalışan dağcı Kemal Çapa, gençliğinin tamamını bölgenin dağlarında geçirmiş olduğundan halk tarafından kendisine “dağ leoparı” lakabı verildi. Ancak halk tarafından daha çok Kemale Hani olarak tanınıyor. Hakkâri dışından gelen turistlere rehberlik edip bölge dağları hakkında bilgi veriyordu. Köy hizmetlerinin personeli olmasına rağmen il ve ilçe kurumların tamamına hizmet etmiş bir rehber dağcı olarak ismini Hakkari bölgesi ve Türkiye’nin bir çok dağının zirvesine yazdı. Evlenip boşanmış ve çocukları olmayan tek başına hayatına devam 90 yaşındaki dağcı Kemale Hani Van’da yeğenleriyle birlikte yaşamına sürdürüyor.
Van ve Hakkari’den Yüksekova’ya gelen Şemdinli postasını kış aylarında yollar kapalı olup ve araç yetersizliğinden Yüksekova-Şemdinli karayolu 3-4 ay ulaşıma kapalı olması yüzünden bölgede tanınan dağcı olduğu için Şemdinli postasını taşıma görevi hiç bir sosyal güvence olmadan kendisine verildi. 8 saatte tek başına kar-kış demeden sırtında taşıyarak Şemdinli’ye götürüyordu. Bunun karşılığında kendisine ücret olarak postanın kilo başına zamanın delikli 250 kuruşu veriliyordu. Zaman zaman Yüksekova’dan Şemdinli durak Jandarma Karakolu’na kadar sırtında portakal taşıyordu ve davul zurnayla karşılanıyordu.
“Hakkâri’de ilk rehber dağcılık belgesini aldım”
Türkiye’nin birçok dağını gezen Çapa, “Köy hizmetlerinde çalışırken kış aylarında bir gün Yüksekova’ya gelen iki yabancı, Dağlıca’ya nasıl gidebileceklerini sordular. Beni tanıyan halk “iki turist seni soruyor” diye bana geldiler. Sohbet ettikten sonra, Ankara’dan Dağlıca’ya atanan iki öğretmen oldukları ve turist olmadıklarını öğrendik. Onlara dedim ki: görev yerine sizi götürebilmem için posta müdüründen bana üç günlük izin alın gidelim. Ertesi gün yola çıktık. Kar-kış hava çok soğuktu. Öğretmenler bu havalara alışık olmadıkları için bir günlük yolu bir kaç güne sığarak her akşam bir köyde misafir olduk. Üç günde Dağlıca bölgesine ulaştık. Karşılığında 900 kuruş aldım. Okullar tatil oldu. Yüksekovalı Ebubekir Hanoğlu’yu yanıma alarak tekrar Dağlıca’ya gidip öğretmenleri aynı şekilde geri getirip tekrar Ankara’ya gönderdik. Ankara’da beni anlatmışlar. Ankara’dan Tugay Komutanına bilgi vermişler, tugay komutanı beni aradı, “gel seni kursa alacağız ve belge vereceğiz” dedi. İlk defa o zaman profesyonel dağcılık federasyonu ile tanıştım. Türkiye’nin birçok vilayetinde dağları gezdik. Yaz sonunda belgemizi aldık ve Hakkari’de yıllarca profesyonel dağcı olarak eğitim verdim. Dağcılık alanında aldığım başarı ve eğitim kurslarına katılım belgelerimi hala saklıyorum. 60 yıl önce aldığım ve yıllarca kullandığım dağcı çantası ve dağcılık malzemelerime hala gözüm gibi bakıyorum, kimseye vermeden hayatımın sonuna kadar da saklayacağım” dedi.
“Hazret-i Süleyman Peygamberin hapishanesi diyorlar”
Kış aylarında mahsur kalan insanlara rehberlik yapan Çapa, “Yüksekova dağlarında çok kar yağdığından; insanların buralarda yaşamasının imkansız olduğu dönemlerde Hazret-i Süleyman, Irak’tan bu bölgelere sefere çıkmış, Şemdinli’ye bağlı Nehri’den Doski mıntıkasına kadar gelmiş ve Yüksekova üzerinden İran’a, oradan da Mescidi Aksa’nın bulunduğu Kudüs’e geçecekti. Ancak Yüksekova’da çok kar yağdığı için burada mahsur kalmış, zamanın yöneticileri tarafından tutuklanıyor. Süleyman Peygamber bir kış günü kar üzerine konan bir kuşun ayaklarına bakarak kurtulmak için kuşla konuşmuş buralardan nasıl kurtulurum diye, kuştan yardım istemiş, kuş ona şöyle demiş: “Ayaklarıma bak; ayaklarına buna göre bir şey yaparsan kardan batmadan kaçarsın buralardan.” Süleyman Peygamberin aklına kuşun ayaklarına benzer ağaç ve kamıştan liva, leken, yapmak gelmiş. Bir kere denemiş kaçmak için iyi bir araç olduğuna karar vermiş ve daha sonra yeni bir tane yaparak Yüksekova’dan kaçmış. Buranın doğası çok sert ve sazlıktır. Bu yüzden Yüksekova Ovası’na ‘deşta püş-u peşengi’ diyorlar. Hem yemyeşil doğaya sahip hem de kış mevsiminde çok kar yağar. 6 ay her taraf karla kapanıyor. Bu yüzden bu bölgenin doğası ve şartları çok ağırdır her dağcının gezebileceği bir bölge değildir Hakkari bölgesi. Ben de buralarda kış mevsiminde mahsur kalan insanlara rehberlik yaparak bu zorlukları yaşadım diye konuştu.
“90 yaşındayım 60 yıl dağları gezdim”
60 yıl dağları gezdiğini belirten Çapa; Hakkâri dağları başta olmak üzere, Yüksekova, Şemdinli ve Çukurca dağlarından Reşko, Cilo, Sat Gölleri, Oramar dağları ve Kuzey Irak bölgesi Zaxo, Duhok, Amediye, Barzan, Mergesor, Diana ve Hewler dağlarını, Çarçella, Avaşin, Ava Sipi gibi yerleri bazen tek başına, bazen de rehberlik ettiği insanlarla beraber 60 yıl boyunca gezdi.
Çapa, “Kuzey Irak dağlarında kendim Peşmergelerle hiç sorun yaşamadım. Onlar da beni tanıyorlardı, onlara da rehberlik yaptım. Dağlarda yüzlerce yabani hayvan tanıdım. Dağ keçisi, geyik, ayı, kurt, domuz, sırtlan ve şimdi bölgede bulunmayan uçan Hindi ve birçok kanatlı hayvan türüyle karşılaştım. Yüksekova Nehil Sazlığında birçok kanatlı hayvan yaşıyor, ancak bilinçsiz avlanma ve iklim değişikliğinden artık hiçbir hayvan Yüksekova Nehil Sazlığında yaşamıyor. Bölgede gelişen olaylardan dolayı 1992’den sonra yerli ve yabancı turist buralara gelmedi, bölgede yasaklar başladı, bölgede yaşayan yabani hayvanlar da hep başka bölgelere göç etti. Bir dönem kendi evimde dağ kurtlarını besledim. Bu yüzden insanlar bana ‘Kurt Kemal’ derlerdi. Ama herkes beni yine Kemale Hani olarak tanıyor. Tabii ki şimdi beni yeni nesil tanımıyor, beni tanıyanlar ise unutmuş ve benimle ilgilenmiyorlar, en çok buna üzülüyorum” dedi.
Çapa, “Uzun yıllar yaşadığım Yüksekova’dan 2016 yılında yaşanan olaylardan dolayı Van’a taşınarak, hayatıma tek başıma kaldığım evde devam ediyorum. Dağları gezmeyi çok istiyorum ancak 90 yaşındayım nefes darlığım ve gözlerim eskisi gibi görmediği için, dışarıya çıkamıyorum. Bana yardımcı edecek çocuklarım yok. Yeğenlerim var, onlar bana bakıyor ve benimle ilgileniyorlar” ifadelerini kullandı.