Bingöl’de yaşayan 5,7 şiddetindeki depremde en çok hasar gören köylerden biri olan Yedisu ilçesine bağlı Elmalı köyünde, vatandaşlar bir taraftan deprem psikolojini üzerilerinden atmaya çalışırken, bir taraftan da normal hayatlarındaki gibi hayvanlarına bakmaya, süt sağmaya devam ediyor.
Merkez üssü Bingöl’ün Karlıova ilçesi olan 5,7 şiddetindeki depremin ardından aileler bir taraftan depremin bıraktığı hasarla uğraşırken bir taraftan da hayvanlarının bakımına kaldıkları yerden devam ediyor. Depremin en çok etkilediği köylerden biri olan Yedisu ilçesine bağlı Elmalı köyünde, sabahın erken saatlerinde yaylaya otlatmaya gönderilen küçükbaş hayvanlar, akşam saat 18.00 gibi yeniden köye getirilip sütleri sağılıyor. 20 yıldır çobanlık yapan 3 çocuk babası 55 yaşındaki Veli Gül, deprem günü yaşananları anlatırken, erken gelmediği için şanslı olduğunu aktardı. Sabahın erken saatlerinde 120 keçi ile köyün yaylalarına çıkan Gül, akşamın da belirli saatlerinde hayvanlarını getirip eşi ve diğer hayvan sahiplerinin sağımı için teslim ediyor. Deprem gününü anlatan Gül, köye varmak üzere olduğunu deprem anında ise hem kendisinin hem de hayvanların şoka uğradığını söyledi.
"Deprem anında hayvanlar şaşkına uğradı"
O anları İHA’ya anlatan Gül, “Deprem olduğu esnada ben dağdan hayvanlarımı getiriyordum. Yağmur yağdı başta sonra yıldırım, yıldırım ile birlikte deprem oldu. Hızlı bir felaket halinde oluştu. Hayvanlar şaşkına uğradı bende şaşkına uğradım. Direk gibi bir ağaca tutundum ormanın yamacında daha sonra deprem hafifleyince hayvanlar şoktaydı bende koştum hayvanların dağılmasını engelledim. Tekrar köye gelecek olan yola doğru getirdim. Köye ahırıma geldim, orada da birkaç tane vardı ve içlerinde yeni doğanlar da vardı. 5 hayvanım vardı orada 3 tanesini kapının eşiğinde buldum, 2 tanesi de çöken ahırda göçük altında kalarak ölmüştü. Hayvanlarıma çok üzüldüm. Keşke ölmeseydiler çok üzüldüm” dedi.
“Erken gelmiş olsaydım hayvanlarımın çoğu ölürdü”
Depremin yaşandığı gün erken gelmediğini anımsatan Gül, “Eğer erken gelmiş olsaydım belki de hayvanlarımın çoğu ölürdü. Ve bu deprem gece olsaydı kesinlikle bende yüzde yüz yaşamımı yitirmiştim. Vallahi dedim bir lokmamız varmış, vermişiz Allah yolunda. Bu gündüz oldu gece olsaydı ben de hayvanlarım da yaşamımızı yitirmiştik. Gece olsaydı birçok insanda ölebilirdi. Birçok işletmede hayvanlar da ölebilirdi” diye konuştu.
Bir taraftan depremin izlerini silmeye çalıştıklarını bir taraftan da normal hayatlarındaki gibi hayvanlarla ilgilendiklerini dile getiren Seyran Gül ise, “20 senedir bu işle uğraşıyoruz. Depremden dolayı süt makinemiz kırıldı. burada keçilerin sütünü sağdıktan sonra çökelek yapıyoruz, peynir yapıyoruz.Hem kendimiz yiyoruz hem de akrabalarımıza gönderiyoruz. Depremden dolayı da zorlanıyoruz. Korkuyoruz eve girmeye, eşyalarımız da hep içeride. İyi ki geç geldiler. Erken gelmiş olsalardı hiçbiri kalmazdı” ifadelerini kullandı.