Doç. Dr. Nesrin Öcal, 'Zatürre, Dünya Sağlık Örgütü'nün 2019 raporuna göre tüm dünyada ölüm sebepleri arasında iskemik kalp hastalıkları, akut inme ve KOAH'tan sonra 4. sırada yer almaktadır.' dedi.
İSTANBUL (AA) - Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nesrin Öcal, zatürrenin, Dünya Sağlık Örgütü'nün 2019 raporuna göre tüm dünyada ölüm sebepleri arasında 4. sırada, enfeksiyon kaynaklı ölümler içinde ise birinci sırada yer aldığını söyledi.
Doç. Dr. Öcal, Dünya Zatürre Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, halk arasında zatürre olarak da bilinen pnöminin akciğer dokusunun iltihaplanması olduğunu ve bakteri, virüs ya da mantarlar nedeniyle oluşan enfeksiyonlarla ortaya çıkabileceğini belirtti.
Bazı özel pnömoni türlerinde hastalığın, hasta kişiden sağlam kişilere solunum yoluyla bulaşma riskinin olabileceğine işaret eden Öcal, genellikle bağışıklığı sağlam kişilerde bu tarz bir bulaşmanın sık olmadığını dile getirdi.
Öcal, hastaların çoğunun, vücut direncinin kırılması veya tetikleyen diğer kronik hastalıklara bağlı olarak kendi ağız, boğaz veya sindirim sistemindeki mikropların akciğere ulaşmasıyla zatürre olduğunu ifade ederek, "Diğer bir deyişle, pnömoni gelişiminde bulaşmadan çok, kişinin vücut direncini kıran risk faktörleri rol oynar." dedi.
Doç. Dr. Öcal, "Zatürre, Dünya Sağlık Örgütü'nün 2019 raporuna göre tüm dünyada ölüm sebepleri arasında iskemik kalp hastalıkları, akut inme ve KOAH'tan sonra 4. sırada yer almaktadır. Hastalık, enfeksiyon kaynaklı ölümler içinde hala 1. sıradadır. 2016'da 3 milyon kişinin pnömoni nedeniyle hayatını kaybettiği bilinmektedir." diye konuştu.
"Gecikmiş ve ağır olgularda ölüm oranı yüksek"Doç. Dr. Nesrin Öcal, yüksek ateş, üşüme-titreme, öksürük, balgam çıkarma, göğüs ağrısı, halsizlik gibi bulguların zatürrenin en sık belirtileri arasında yer aldığını ifade ederek, "Bazı 'atipik pnömoni' dediğimiz durumlarda öksürük, balgam yerine hafif ateş, kas-eklem ağrıları, halsizlik ön planda olabiliyor. Bu tip durumları genellikle genç hastalarda görüyoruz. Pnömoni tablosu ayaktan tedaviyle evde takip edilebilen bir durumdan yoğun bakım ihtiyacı olan bir duruma kadar geniş bir yelpazeye sahiptir. Hangi tip olursa olsun zatürre hekim kontrolünde tedavi edilmelidir." şeklinde konuştu.
Özellikle 65 yaş üzeri kişilerin, kronik akciğer, kalp, böbrek, karaciğer ve şeker hastalarının, kas zayıflığı, inme, bunama gibi sinir sistemi hastalığı olanların, yutma fonksiyonlarında bozulma bulunan ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerin pnömoni açısından en büyük risk grubunu oluşturduğuna işaret eden Öcal, şöyle devam etti:
"Ancak, sigara ve kronik alkol kullanımı, kontrolsüz ve hızlı kilo verme, uygun olmayan hızlı zayıflama diyetleri gibi vücut direnci aniden bozabilen durumlarda da pnömoni daha sık ortaya çıkabilmektedir. Pnömoni belirtileri ve risk faktörleri taşıyan hastaların değerlendirilmesinde akciğer grafisi, kan tetkikleri ve bazen akciğer tomografisi genellikle tanı için yeterlidir. Duruma göre balgam ya da kan kültürü istenebilir. Hastanın tanısı konulduktan sonra bir klinik değerlendirmeyle evinde mi hastanede mi yoğun bakımda mı tedavi olmalı, sorusuna yanıt aranır. İleri yaş veya genel durumu bozulmuş olan hastaların hastanede tedavi edilmesi gerekir. Ana tedavi uygun antibiyotik, yeterli sıvı ve gıda alımının sağlanması ve istirahattir. Zamanında tanı ve tedavi başlanırsa kronik hastalığı olmayanlarda genellikle bir hafta içinde belirgin düzelme sağlanır. Hastanın durumuna göre tedavi bir süre daha uzatılabilir. Ancak gecikmiş ve ağır olgularda ölüm oranı yüksektir."
"Risk altındaki kişilerin zatürre aşısı yaptırması çok önemli"Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nesrin Öcal, zatürreden nasıl korunacağına ilişkin de şu bilgileri verdi:
"Kronik hastalığı olanların düzenli takip edilmesi, hastalığın kontrol altında tutulması, beslenme ve hijyen koşullarının düzeltilmesi, sigara, alkol, madde kullanımından kaçınma korunma aşamasında önemlidir. Bağışıklığı zayıf ya da ileri yaş kişilerin özellikle grip salgını dönemlerinde kalabalıktan kaçınması, maske kullanması gibi tedbirler de faydalıdır. Bunlar haricinde özellikle risk altındaki kişilerin zatürre aşısı yaptırması çok önemlidir. Zatürre aşısı, en sık karşılaşılan zatürre mikrobu olan 'pnömokok' bakterisinden elde edilen aşıdır. Üst kol kasına uygulanır. Mevsimsel zamanlama yoktur. İstenilen zamanda birey uygun durumdaysa aşı yapılabilir. 65 yaşından büyük her birey, kanser tedavisi olanlar, bağışıklığı bozulmuş olan hastalar, organ nakli olanlar, böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, beyin ve diyabet gibi kronik hastalığı bulunanlar, Dalağı alınmış veya fonksiyonu bozulmuş bireyler, alkol bağımlıları, hastane ve huzurevi çalışanları zatürre aşısı yaptırması gereken riskli grupta yer almaktadır."