Ağrı’nın Diyadin İlçesinde yaşayan 55 yaşındaki Safiye Demir, kendinden önceki kuşaktan öğrendiği yün eğirme ve örgü örme geleneğini sürdürmeye devam ediyor.
Ağrı’nın Diyadin İlçesinde yaşayan 55 yaşındaki Safiye Demir, kendinden önceki kuşaktan öğrendiği yün eğirme ve örgü örme geleneğini sürdürmeye devam ediyor.
Doğu Anadolu Bölgesinde ‘teşi’ olarak bilinen ve yün eğirme işine yarayan alet ile yün eğirip çorap örmeyi çok küçük yaşlarda annesinden öğrendiğini söyleyen Demir, bu işi ilk başlarda çocuklarına daha sağlıklı ve doğal çoraplar örmek için yaptığını, son zamanlarda ise hobi olarak yaptığını kaydetti. Bölge kültüründe uzun zamanlar önemli bir yer tutan ve gelişen teknoloji ile birlikte unutulmaya yüz tutan asırlık geleneği sürdüren Demir, çocuk yaşlarda annesinden öğrendiği teşi ile yün eğirip çorap örmeyi, devam ettirerek gelecek nesillere aktarmak istediğini dile getirdi.
Kış aylarında soğuklardan korunmak için koyunlardan kırpılan yünlerle fabrika çoraplarına göre çok daha doğal ve sağlıklı olan teşi ile yün eğirip çoraplar ören ve bu çoraplarla 8 çocuğunu büyüten Demir, küçük yaşta öğrendiği bu geleneği devam ettirdiği için çok mutlu olduğunu belirtti.
Yün ile çorap örmeyi öğrenmeye başladığı zamanlarda herkesin bu işe çok meraklı ve öğrenmeye hevesli olduğu için çocuk yaşlarda öğrendikleri teşi ile yün eğirip çorap örmenin yapılış aşamalarını anlatan Safiye Demir, eskiden yünleri kendi hayvanlarından elde ettiklerini fakat şimdilerde köye gitmedikleri için yünleri başka köylülerden temin ettiklerini aktardı. Demir, “ Yünleri önce yıkıyoruz. Kuruduktan sonra tarayıp eğirerek, ip haline getiriyoruz. Daha sonra bu iplerle yün çorap, yelek, süveter yapıyoruz. Eskiden keçe, halı, kilim de yapardık. Her evde halı tezgahlarımız vardı” şeklinde konuştu.
“Şimdiki gençler bu işleri pek yapmak istemiyor”
Teknolojinin gelişmesiyle insanların kolaya kaçmaya başladığını dile getiren Safiye Demir konuşmasında’ “Şimdilerde teknolojinin gelişmesi ve insanların şehirde yaşamaya başlaması ile birlikte bu tarz şeyleri kimse yapmıyor. Ayrıca zahmetli bir iş. Şimdiki gençler bu işleri pek yapmak istemiyor. Ama bunlar bizim aynı zamanda kültürel değerlerimizi de oluşturuyor. Biz de artık yaşlandık pek yapamıyoruz. Ama havaların soğumaya başlaması ile birlikte sıcak tuttuğu için çocuklara yapmak istedim. Ayrıca yünden çorap, kazak ve halı yapanlar da var” ifadelerini kullandı.
“Çok zahmetli olsa da bu bizim kültürümüz, bunların bir anda yok olup gitmesini istemiyoruz”
Yıllar boyunca ördüğü çorapları çocuklarının çeyizinde bulundurmak ve hediyelik olarak sakladığını söyleyen Safiye Demir, yaptığı konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Genelde çeyizlik olarak yapıyoruz. Yaptığımız çoraplara, kazaklara da yöremize özgü eski motiflerimizi de işliyoruz. Bu şekilde bu motiflerimiz de kaybolmuyor. Bizden sonra kimse yapar mı bilmiyoruz. Çok zahmetli olsa da bu bizim kültürümüz. Biz bunların bir anda yok olup gitmesini istemiyoruz.”