Türkiye Cumhuriyeti Devleti ezelden beri Lazı Çerkezi Arabı ve Sünnisi ile çok mücadeleci ve güçlü bir devlettir. Mücahit ve mücahide ruhu dava bilincinde olan ülke. Şimdi 7düvelle değil, 70 düvelle mücadele ediyor.
Yeniden Değerlerimizle Değerlenmek
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ezelden beri Lazı Çerkezi Arabı ve Sünnisi ile çok mücadeleci ve güçlü bir devlettir. Mücahit ve mücahide ruhu dava bilincinde olan ülke. Şimdi 7düvelle değil, 70 düvelle mücadele ediyor.
Hainlerin çoğaldığı bir dönemdeyiz. Hz peygamber efendimizin dönemi sadece vahiy sistemine ve sadece Rasûlullah efendimizin söz ve fiillerine bağlı bir dönemdi. Peygamber’e muhalif olanlar belliydi. Müşrik ve mümin topluluğu vardı. İslam dininin yayılması için çaba ve gayret ediyordu sahabe, ensar ve muhacirler.. . O dönem tek menfaat düşünülürdü, o da İslam dininin menfaati…
Sonra Hz Ebubekir, Hz Ömer dönemi başlıyordu. İlk iki halife dönemi siyasi hadiseler bir yana Müslümanların inanç açısından sakin ve rahat günler geçirdiği dönemlerdi. Doğruluk Ekseni üzerinde Hz Ebubekir, adalet çizgisinden ayrılmayan, komşunun çırası yanmadığı için kendi evini de karanlıklara boğan çırasını söndüren Hz Ömer dönemi, hainlerin az olduğu bir dönemdi. Hz Osman dönemi, siyasi ve içtimai olayların çıktığı, kargaşa ve çalkantıların olduğu bir dönemdi. Özellikle imamet meselesi etrafında dönen olaylar, sahabe arasındaki itikadi görüşlerin çıkması, Hz Osman dönemini sonbahar mevsimine benzetmiştir. Aynı siyasi ve içtimai olayların Hz Ali döneminde de baş kaldırdığını görmekteyiz. Hainlerin çoğaldığı dönem, yaraların iyileşmeyip daha da büyüdüğü dönem, ayrılıklara sebep olan hadiselerin cereyan ettiği, hareketli dönem Hz Ali dönemidir.
Cemel ve sıffin sahabe arasındaki anlaşmazlıkların, itikadı görüşlerin çıkmasında önemli bir rol oynamıştır. Ancak bütün bu çalkantılara rağmen yıkılmayan sahabe davasına baş vermiştir.
Kerbela olayı hainlerinin tuzakları, Hz Hüseyin’in şehadet sebebi olmuştur. Dolayısıyla günümüzde de ortaya çıkan kargaşa, ayrımcılık, mezhep çatışması bana Hz Osman ile Hz Ali’nin halifelik dönemini anımsatmaktadır. İçimizde yılan zehirli, hainlerin olması, kan dökerek insanlığı ölmüş şer odaklı şahısların olması, dost görünüp düşmanca vuranların olması, bana kerbelayı hatırlattı.
Ülkemizin birlik ve beraberliğini bozmak, İslam kardeşliğini yıpratmak, manevi direncimizi kırmak için günümüz Türkiye’sinde her gün değişik oyunlar oynanıyor.
Halkımız Siyonist, faşist grupların oyunlarına karşı manevi değerlerimize sarılmalıdır. İslam kardeşliği ve ülkemizin huzuru için maneviyatı güçlü olmalı, unutulan değerlerimizi hatırlayıp özümüze dönmeliyiz.
Kanla beslenen terör örgütünün bel kemiği, ancak ve ancak islam ideolojisi, islam kardeşliği kurularak kırılır. Çünkü kutsal değerlerden yoksun, maneviyatı tahribata uğrayan gençlerimiz, ne yazık ki şer odaklarının emellerine kurban oluyor. Her aile evladından, her mevki makam sahibi elinin altındaki gençlerden sorumludur.
Bu noktada her ferdi üzerine düşeni hakkıyla yaparsa sorun ve sıkıntılar çözülür.
Hamide Donmuş