Yönetmen Ezel Akay, 'Yeni jenerasyonda burası aynı Amerika gibi oyuncu cenneti. Bu ülkede çok şair var aynı zamanda çok oyuncu var.' dedi.
İSTANBUL (AA) - Yönetmen Ezel Akay, sinema oyunculuğunun televizyon dizileri ve tiyatro sahnelerinden etkilendiğini belirterek, "Yeni jenerasyonda burası aynı Amerika gibi oyuncu cenneti. Tiyatro sahnelerine baktığımızda ben olağanüstü yetenekli, çok genç, televizyon ve sinemada da tecrübe kazanmış, deneyim yaşamış oyuncular görüyorum." dedi.
İstanbul Medya Akademisi tarafından, gençlerin dört farklı eğitim grubuyla hem tatil yapması hem de sinema eğitimi alması için düzenlenen "Yaz Sinema Okulu" 15 Temmuz'da başlayacak.
Başvuruları devam eden etkinlikte gençler, sinemanın usta isimleriyle Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Kilyos Baykuş Tesisleri'nde bir araya gelecek.
"Yaz Sinema Okulu"nda 5'er gün sürecek her atölyenin başvuruları ayrı ayrı kabul edilirken, atölyelere en fazla 20'şer öğrenci katılabilecek.
Etkinlik kapsamında 25-26 Temmuz'da "Kamera Önü Oyunculuk" eğitimi verecek olan yönetmen Ezel Akay, okulun detaylarını AA muhabirine anlattı.
"Bu kamp öğrencilere konsantrasyon imkanı sağlayacak"Akay, yaz aylarının sinema çekim mevsimi olduğunu aktararak, "Biz de o mevsimde eğitim vermeyi düşündük. Eğitim aşağı yukarı birer haftalık birkaç tane atölyeden oluşuyor. Eski Yeşilçam'ın icadı, film çekileceği zaman oyuncular, sanatçılar kaçmasın diye 'Hadi gidelim bir sahil kentinde çekelim' derlermiş. Çünkü o zaman daha hızlı çalışmak mümkün, hiç kimse evine gitmiyor. Bu kamp da aslında öğrencilere bir konsantrasyon imkanı sağlayacak. Yani burada sadece eğlenmeyecekler, aynı zamanda bir film ekibi gibi bir arada yaşamayı da deneyimlemiş olacaklar." diye konuştu.
Sinemanın bütün dünyada çok yeni bir döneme girdiğini vurgulayan Akay, "Sinema eğitimi de çok önemli yeniliklere ihtiyaç duyuyor. Biz de aslında burada çağdaş sinema eğitimlerinin ilk adımlarını denemeye çalışacağız." ifadesini kullandı.
Akay, kamp alanının oyunculuk, yönetmenlik ve senaryo çalışmaları açısından uygun olduğunu dile getirdi.
Sinema oyunculuğunu iki değişik alanın etkilediğine işaret eden yönetmen, şöyle devam etti:
"Bir tanesi televizyon dizileri diğeri ise tiyatro sahnesi. Bu ikisi bambaşka türde birer jenerasyon yarattı. Televizyon dizileri özellikle pembe dizi dediğimiz formatı henüz aşmış değil ve o formatta oyuncunun neredeyse oynaması gerekmiyor. Eğer oyuncunun kendi kabiliyetleri ve yaratıcılığı devreye girmiyorsa oyuncudan neredeyse var olması dışında hiçbir şey beklenmiyor. Çok abartıyorum, bütün diziler böyle değil."
"Ben burada çok umut görüyorum"Akay, oyunculuk tarzlarındaki değişimlere işaret ederek, "Tiyatro oyunları artık bizim eski zamanlarda bir tür hakaret diye kullandığımız 'teatral oynamak, hatta devlet tiyatrosu oyuncusu gibi oynamak' dediğimiz şeyden bütünüyle koptular. Yeni jenerasyonda burası aynı Amerika gibi oyuncu cenneti. Bu ülkede çok şair var aynı zamanda çok oyuncu var. Tabii ki bu bir kültür. Bir başka oyuncuyu görerek de kendini eğitiyor oyuncular. Tiyatro sahnelerine baktığımızda ben olağanüstü yetenekli, çok genç, televizyon ve sinemada da tecrübe kazanmış, deneyim yaşamış oyuncular görüyorum. Eğitim şart değil, çünkü bu bir sanat ve bir yetenek alanı." değerlendirmesinde bulundu.
ABD, Rusya, Polonya ve Fransa gibi ülkelerin çok eski oyunculuk gelenekleri olduğuna dikkati çeken Ezel Akay, Türkiye'de eğitim ve kültürel hayatın defalarca kesintiye uğramasının sürekliliği ve özel kültüre dönüşmeyi engellediğini söyledi.
Akay, oyunculuk alanında birçok ekolden beslenilebileceğinin altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kendimize has bir şeyi ararken aslında iyi bir kombinasyona da bakabiliriz. Ben burada çok umut görüyorum. Çünkü bütün ekollere merakla saldıran bir jenerasyon var. Yeryüzündeki bütün oyunculuk ekollerini izleyebilen, onlardan ilham alan eğitmenler ve oyuncular var. Yani Türkiyeli bir oyuncu, yeryüzünde birçok kültürde oynayabilecek kendine has ve özel bir strateji geliştirebilir. Ben daha çok böyle bir kombinasyona hasretim ve ona ilgi duyuyorum. zaten yavaş yavaş göreceksiniz ilerde Türkiye'den birçok oyuncu dil bilmek kaydıyla yeryüzündeki birçok projede görülmeye başlayacak."
"Herkesin içerisinde zaten bir yönetmen var"Yönetmen ve yapımcı Murat Şenöy de 5-9 Ağustos'ta vereceği "Yönetmenlik" eğitiminde, mesleğin detaylarını öğrencilerle paylaşacaklarını vurguladı.
Programın ders almak ya da vermek gibi düşünülmemesi gerektiğini belirten Şenöy, "İstanbul Medya Akademisi'nin yaz kampı diye adlandırdığı şeyde özellikle pratik yapmaya çalışacağız. Yani 'Bir yönetmen olsan nasıl çekersin bu durumu' gibi şeylerden bahsedeceğiz ve onu gerçekten çekmeye çalışacağız. Katılımcıların yönetmenlikle ilgili hiçbir şey bilmesi gerekmiyor ama en azından bu işe ilgi duyuyor olmalarının çok büyük faydası var. Asıl zaten benim anlatmaya ya da göstermeye çalıştığım şey yönetmen olmanın çok zor bir şey olmadığı, herkesin içerisinde zaten bir yönetmen olduğunu göstermeye çalışacağım." ifadelerini kullandı.
Şenöy, katılımcıların her şeyi deneye deneye de öğrenebileceği değerlendirmesini yaparak, şöyle konuştu:
"Ben çoğu şeyi böyle öğrendim fakat zaman kazanacaklar. İstanbul Medya Akademisi sayesinde o vakti kaybetmemiş olacaklar. Tecrübe dediğimiz şey sadece anlatmakla da olmuyor. Dolayısıyla biz anlatmak yerine onları burada işin içine atıp 'Hadi bakalım şimdi siz yönetmensiniz, birlikte çekelim.' diyeceğiz. Takıldıkları durumlarda yardım edeceğiz, sonuçta işitsel ve görsel sanatlarda ortak şey hikayeyi anlamak ve o hikayeyi başka birine anlatmaktır. Biz bu çizgide onların bunu gerçekleştirmesini sağlayacağız."
İstekli olmanın önemine değinen Murat Şenöy, eğitim sürecinin kesintisiz şekilde sinema, montaj, senaryo, atmosfer yaratma ve duygu aktarmayla geçeceğini sözlerine ekledi.
4 gece 5 gün çadır kampı"Yaz Sinema Okulu" kapsamında ayrıca 15-19 Temmuz'da senaristler Kerem Deren ve Çisil Hazal Tenim "Senaryo Yazarlığı", 22,23 ve 24 Temmuz'da oyuncu Ümit Çırak "Kamera Önü Oyunculuk" eğitimi verecek.
Yönetmen Yasin Uslu'nun da 29 Temmuz-2 Ağustos’ta "Görüntü Yönetmenliği ve Yönetmenlik" eğitimi vereceği etkinliğin sonunda katılımcılara İstanbul Medya Akademisi sertifikası verilecek.
Kahvaltı ve akşam yemeğiyle 4 gece 5 günlük çadır kampının da dahil olduğu "Yaz Sinema Okulu"na servislerle ulaşım imkanı sağlanacak.
Atölyeler, 9 Ağustos'ta sona erecek.