Tarih: 21.04.2020 12:01

Ürolojik kanserlerde erken teşhis hayat kurtarıyor

Facebook Twitter Linked-in

İSTANBUL (AA) - Medicana Bursa Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Çağ Çal, "Birçok tümörde olduğu gibi prostat, mesane, böbrek ve testis kanserlerinde de hastalığın erken teşhisi ve doğru yöntemlerle evrelenmesi hastalığın tam tedavisi için şart." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Çağ Çal, ürolojik kanserlerde erken tanının önemine ilişkin yaptığı açıklamada, kanserin, insan vücudunun herhangi bir organ veya dokusunda hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalması olduğunu belirterek, ürolojik kanserlerin, kadın ve erkeklerin idrarı üreten (böbrek), üretilen idrarı taşıyan (böbrekten idrar torbasına uzanan kanal, üreter) ve idrarı atılmak üzere depolayan (idrar torbası, mesane) organların kanserleriyle erkeklerin üreme organlarından köken alan kanserleri kapsadığını kaydetti.

Görülme sıklığına göre ürolojik kanserlerin, prostat, idrar torbası, böbrek ve testis tümörleri olarak sıralandığını ifade eden Çal, "Kişilerin genetik özellikleri, prostat kanseri oluşumunda belirleyici olduğu gibi çalışma koşulları nedeniyle bazı meslekler de -örneğin boya sanayi gibi- mesane tümörü gelişimine etki edebiliyor." değerlendirmesinde bulundu.


- Ürolojik kanser belirtileri


Prof. Dr. Çal, pek çok hastalık gibi kanser türlerinin çoğunun da çeşitli bulgular sayesinde fark edilebildiğini, ancak prostat ve böbrek kanserinin, birçok hastada hiç bulgu vermeden gelişip ilerleyebildiğini aktararak, şunları kaydetti:

"Bu nedenle prostat kanseri teşhisinin erken konulabilmesi için ürolog tarafından yapılacak muayene ve kanda Total PSA (Prostat Spesifik Antijen) düzeyinin belirlenmesi çok büyük bir önem taşıyor. Bu değerlendirmelerin 45 yaşına gelen bütün erkeklere en az bir defa yapılması mutlak öneriliyor. Kanlı idrar yapma, ürolojik kanser türlerinden mesane kanserleri için gözle görülebilen bir erken dönem bulgusuyken ileri evre prostat kanseri hastalarında ve bazı böbrek tümörlerinin teşhisine giden yolda da ilk yakınma olabiliyor. Çoğu zaman kan testleri vücudumuzdaki hastalıkların tespit edilmesinde ilk akla gelen yol olsa da böbrek ve mesane kanserlerinin teşhisinin konulmasına yardımcı olabilecek herhangi bir kan testi bulunmuyor."

Prof. Dr. Çağ Çal, erkeklerin yumurtalıkta sert bir kitlenin varlığını fark etmeleri durumunda hiç vakit kaybetmeden üroloji uzmanına başvurmaları gerektiğini bildirdi.

Ürolojik kanserlerin en sık rastlanan örnekleri olan prostat ve mesane kanserlerinin kesin teşhisi vücuttan alınacak doku örneklerinin değerlendirilmesiyle konulabildiğini anlatan Prof. Dr. Çal, "Testis kanserinin teşhisinde ise bulgular yol gösterici oluyor. Öte yandan bazı testis kanserlerinin teşhisi için kan tahlilleri belirleyici olabiliyor. Böbrek kanseri teşhislerinde birçok hastada, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans (MR) gibi görüntüleme yöntemlerine başvurulurken testis kanseri teşhisinde de görüntüleme yöntemlerinin önemi oldukça büyük." değerlendirmesinde bulundu.


- Ürolojik kanserlerin tedavisi


Prof. Dr. Çağ Çal, cerrahi müdahalenin prostat, mesane, böbrek ve testis kanserlerinin tedavisinde temel yöntem olduğuna işaret ederek, "Hangi hastalara nasıl bir cerrahi müdahalede bulunulması gerektiği konusunda ise üroloji ve onkoloji uzmanlarının görüşleri belirleyici oluyor. Gerektiği hallerde cerrahi müdahaleye ilaveten ışın tedavisi (radyoterapi), ilaç tedavisi (kemoterapi ve immunoterapi) ve radyasyon içeren ilaçlarla uygulanan radyonüklid tedaviler farklı zamanlarda farklı kombinasyonlarla uygulanabilir." ifadelerini kullandı.

Tüm ürolojik kanser vakalarının tedavisinde güncel yaklaşım olarak üroloji, patoloji, radyoloji, radyasyon onkolojisi, tıbbi onkoloji, algoloji gibi farklı tıbbi uzmanlık alanlarından hekimlerin birlikte çalışmasının önemine işaret eden Prof. Dr. Çal, "Birçok tümörde olduğu gibi prostat, mesane, böbrek ve testis kanserlerinde de hastalığın erken teşhisi ve doğru yöntemlerle evrelenmesi hastalığın tam tedavisi için şarttır. Tanı ve evrelemeden sonra farklı uzmanlık alanlarından hekimler ekip çalışmasıyla tedaviyi düzenlerler ve hastalığın takibi uygun şekilde yapılırsa tam kür sağlanabilir." değerlendirmesinde bulundu.





Orjinal Habere Git
— HABER SONU —