- Uğur Okulları PDR ve Ar-Ge’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Sezgin: - 'Sosyal medya diyeti yapın, bol bol soru çözün ve eksikleri tamamlamak için 40’ar dakikalık ders planlamaları yapın'
İSTANBUL (AA) - Uğur Okulları PDR ve Ar-Ge’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Sezgin Liselere Geçiş Sınavı’na (LGS) sayılı günler kala öğrencilere önerilerde bulunarak, "Sosyal medya diyeti yapın, bol bol soru çözün ve eksikleri tamamlamak için 40’ar dakikalık ders planlamaları yapın." ifadelerini kullandı.
Uğur Okulları'ndan yapılan açıklamaya göre, bir milyondan fazla öğrencinin heyecanla beklediği LGS'ye kısa bir zaman kaldı. Salgın sürecinde bir yandan eğitim-öğretimlerine devam etmeye çalışan 8’inci sınıf öğrencileri, diğer yandan 6 Haziran’da gerçekleştirilecek sınava hazırlanmaya devam ediyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Sezgin, LGS’nin bir zeka sınavı değil, emek sınavı olduğunu belirterek, planlı çalışan ve motivasyonu yüksek olan öğrencilerin sınavda başarılı olduklarını ifade etti.
Öğrencilere bu dönemde bol bol deneme sınavı çözmelerini ve eksik konuları tamamlamalarını tavsiye eden Sezgin "Sınava çok fazla öğrenci katılacak. Doğru yanıtlanan bir soru öğrencinin yüzdelik dilimini etkiliyor. Bu nedenle öğrenci hangi konularda başarısız olduğunu bilmeli ve bu eksiği tamamlamalı. Başarılı oldukları konuların yanı sıra zorlandıkları alanlarda fazladan bir soru yapabilmek çok önemli. Ders çalışma süreleri 40’ar dakika olarak planlanmalı. Çünkü insan beyninin odaklanma süresi 40 dakikadır. Deneme sınavları ise LGS’nin bir provası olmalı ve mutlaka süre konularak çözülmeli. LGS zaman ödüllü bir sınav. Bu nedenle öğrenci zamana karşı yarışmayı bilmeli." değerlendirmesinde bulundu.
Sezgin, sınav öncesi öğrencilerin verimliliğini artırmak için önerilerde bulundu:
"Nefes egzersizleri yapın: Sınav heyecanı çoğu öğrencinin yaşadığı bir durumdur. Heyecan ve kaygı arasındaki ilişkiyi çok iyi görmek lazım. Öğrencilerin heyecanlı olmaları çok normal çünkü dört yıldır bu sınav için çok çalıştılar. Son iki yıldır da salgın sürecinde sınava hazırlandılar. Ama unutmayalım sınavda bu heyecan olumlu motivasyona dönüşecektir. Nefes egzersizleri yapabilirler. Derin nefes almak kalp atışlarımızı yavaşlatır ve vücudumuz daha kontrollü olur bu da kaygıyı azaltır.
Bunun yanı sıra kaygıyla baş etmenin en önemli yöntemlerinden biri spor yapmaktır. Bu nedenle sınava sayılı günler kala her gün yürüyüş yapmayı ihmal etmesinler. Sınav sırasında ise elbette öğrenciler sorulara odaklanıyor ve gözlerini kağıttan ayırmadan soru çözmeye çalışıyor. Bu da nörolojik olarak kaygıyı yükselten bir durumdur. Ara ara soru kitapçığından başını kaldırıp birkaç saniye etrafa bakmak, odak değiştirmek kaygıyı azaltır. Ancak el titremesi, mide bulantısı gibi sağlık problemleri yaşayan öğrencilerimizin hekim desteği almasını öneriyorum."
- "Ders çalışırken cep telefonu öğrencinin yanında olmamalı"
Sorulara "şifre koyun" tavsiyesinde bulunan Sezgin, "Sınavda zaman yönetimi doğru yapılmalı. Sınava kolay sorulardan başlayın. Kolay sorulardan başlamak hem zamanı doğru yönetmeye yardımcı olur hem de moral ve motivasyonu yükseltir. Sorulara şifreler konulabilir. Öğrenci emin olmadığı ya da zorlandığı soruların yanına işaretler koyabilir. Böylece sınav bitiminde turlama tekniği ile tekrar gözden geçirme şansı bulduğunda sorulara o gözle bakabilir." ifadelerini kullandı.
Sosyal medya diyeti yapılması gerektiğine dikkati çeken Sezgin, "Cep telefonu çok ciddi bir dikkat dağıtıcıdır bu nedenle bu süreçte cep telefonundan mümkün olduğunca uzak durulmalı. Ders çalışırken cep telefonu öğrencinin yanında olmamalı. Öğrenci derse konsantre olduğu sırada gelen bir mesaj ya da sosyal paylaşım sitelerinden gelen bir bildirim, çalışmayı ve öğrenmeyi olumsuz etkiler. Bu nedenle bu süreçte bir sosyal medya diyeti yapmalarını tavsiye ederim. Bu yaş grubundaki öğrencilerin duygu durumu ile öğrenme kapasitesi arasında çok ciddi bir ilişki var ve sosyal medya etkileşimleri kişileri duygusal olarak etkiliyor. Uyaran ne kadar az ise öğrenme o kadar yüksektir. Bu nedenle sosyal medyanın yanı sıra bir yandan dijital oyun ya da film platformlarıyla ilgilenirken bir yandan da ders çalışmak da mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu.
- "Veliler eleştirmemeli"
Ergenlik döneminde uyku düzeninin çok önemli olduğunu aktaran Sezgin, şunları önerdi:
"Salgın sürecinde bazı öğrencilerin gündüz uyuyup gece yaşamaya başladıklarına tanık oluyoruz. Bu başarıyı olumsuz etkiler. Gece çalışmak gündüz kadar verimli değildir. Beynimiz günebakan çiçeğine benzer. Öğrenmeye en açık olduğumuz zaman sabah saatleridir. Güneşin doğuşuyla birlikte beynimizin nörolojik fonksiyonları çok daha iyi çalışır. Dengeli beslenin ve yürüyüş yapın. Öğrenciler açlık tokluk düzenine dikkat etmeli. Sınava hazırlık gruplarında diyet yapılmasını önermiyorum. Öğrenciler dengeli beslenmeli. Çünkü kan şekeri düşük olduğunda öğrenci odaklanmakta güçlük çeker. Ancak dengeli beslenmenin yanı sıra bu dönemde hareket etmek de önemli. Bedenimiz bizim makinamızdır. Öğrencilerin her gün güvenli ortamlarda en az yarım saat yürüyüş yapmaları öğrenme kapasitesini artırır.
Veliler eleştirmemeli. LGS önemli bir sınav ancak veliler şunu unutmamalı hayat boyu çocukları bekleyen birçok sınav var. Kimlik edinme sınavı, akranlar içinde yer edinme sınavı, doğru ilişkiler kurma sınavı. Aslında bu sınavlar LGS’den çok daha önemli. Bu yaş grubundaki öğrenciler öğüt dinlemek yerine anlaşılmak istiyor. Duyguyu anlamak ve telafi edilebileceğini göstermek bile çocukları çok fazla rahatlatıyor. Salgın sınava hazırlanan, arkadaşlarından uzaklaşan ve zor bir süreçten geçen çocuklarımızın stres ve kaygılarını anlamalıyız. Olumsuz eleştiriler yerine yapıcı olunmalı. Veliler çocukların yapamadıklarını eleştirmek yerine yaptıklarını takdir etmeli. Sınavda istedikleri okulu kazanamasalar bile bu sınav ileriki yıllardaki kazanma motivasyonlarını artıracaktır."