'Türkiye'nin çatısı' olarak bilinen Ağrı Dağı'nın eteklerinde yer alan Iğdır'da bir doğaseverin bulduğu yaprak fosillerinin, incelenmesi sonucu fosiller arasında sıcak ve deniz kenarında yetişen palmiye yapraklarına rastlandı.
IĞDIR(AA) - Iğdır'ın Tuzluca ilçesine bağlı Alhanlı köyü kırsalında dağın zirvesinden koparak düşen kayaların içinde tespit edilen fosiller, kısa zamanda ilgi odağı oldu.
Birbirinden farklı yapraklara ait fosillerin bulunduğu kayalıklar, Iğdır ve Erzurum'dan bölgeye gelen akademisyenlerce incelendi.
Kayalıklardaki bitki örneklerini inceleyen akademisyenler, aralarında sıcak ve deniz kenarında yetişen palmiye yapraklarının da olduğu bu fosillerin hangi bitkilere ait olduğunu tespit etmek için çalışma başlattı.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Biyoçeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Gültekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fosillerin bulunduğu Aras Vadisi'nin biyoçeşitlilik yönünden çok zengin bölge olduğunu söyledi.
Bölgenin ayrıca bir fosil yatağı olduğunu da belirten Gültekin, "Biz bugün bazı olaylara, yani o paleontolojik dönemdeki tarihsel süzgeç içerisinde bilimsel kanıtları gözümüzle gördük. Örneğin palmiye yaprakları fosillerini çok net olarak gözlemledik ve fotoğrafladık." dedi.
"23 ile 55 milyon yıl öncesinde Kağızman ve Tuzluca deniz kenarıdır"Bölgede daha kapsamlı çalışma yapılması durumunda farrklı verilere ulaşılabileceğini belirten Gültekin, şöyle devam etti:
"Paleontolojik devirlere gittiğimizde, Miyosen döneminde, yani yaklaşık 23 ile 55 milyon yıl öncesinde Kars'ın Kağızman ve Iğdır'ın Tuzluca ilçeleri deniz kenarıdır. Burası Paratetis Denizi'nin kıyı bölgesidir diyebilirim ve burada palmiye ağaçları bulunmakta. Öyle bir ekosistem, öyle bir bitki çeşitliliği var. Bugün günümüzde bu bölgede palmiye ağacına rastlayan yok. O dönemde 20 ile 50 milyon yılları arasında palmiye ağaçları burada bulunmakta, işte bilimsel kanıtları da mevcut." diye konuştu.
Iğdır Üniversitesi Biyoçeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celalettin Gözüaçık, bu bölgeyi uzun süredir takip ettiklerini ve yaprak fosillerinin bulunması üzerine çalışma başlattıklarını belirterek, "Yetkilileri bu konuda bilgilendirerek, aynı zamanda üniversite olarak da buraya sahip çıktığımızı, koruma altına aldığımızı belirtmek için buradayız. Bu manada paleontoloji konusunda uzman hocalarımız burada araştırma yapacaklar ve yapıyorlar da, araştırmalar devam ediyor." şeklinde konuştu.
"Ön fikrimiz üçüncü, dördüncü zamandan kalma bitkilerin alanda olabileceğidir"Iğdır Üniversitesi Biyoçeşitlilik Araştırma ve Uygulama Merkezi Dr. Öğretim Üyesi Belkıs Muca Yiğit, Serhat bölgesinde yer alan biyoçeşitlilikle ilgili çalışma yürüttüklerini aktararak, şunları söyledi:
"Bu çalışmaların içerisinde fosil çalışmaları da mevcut. Bugün de bu bölgeye fosil kayıtları tespit etmeye geldik. Alanda bitkisel kayıtlar mevcut. Alan, geçmiş dönemlerde deniz bölgesi olduğu için, deniz kalıntılarına rastlanılıyor. Bunun haricinde burada o dönemlere ait bitki kalıntılarını da görüyoruz. Ön fikrimiz üçüncü, dördüncü zamandan kalma bitkilerin alanda olabileceğidir. Fakat bunu net bir şekilde söyleyebilmek için de paleontolog hocalarımızla birlikte yaş tahlillerini yapmamız lazım. O dönemlerde yayılış gösteren bitkilerin bu alandaki kayıtlarını karşılaştırarak ortaya koymamız gerekmektedir."