Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, “türkiye’nin Şahlanmasinin Önünde Hiçbir Engel Bulunmamaktadır” Dedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, “Türkiye’nin şahlanmasının önünde hiçbir engel bulunmamaktadır” dedi.
Yargı Reformunun ilk paketinin hazır olduğunu dile getiren Feyzioğlu, “Bunun Temmuz ayı içerisinde kanunlaşmasını diliyoruz. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın da Milletimize bir taahhüdü olmuştur. Dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Devletimizin Cumhurbaşkanının sözünü havada bırakmamasını diliyoruz” diye konuştu.
Milli Mücadelenin 100. Yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Erzurum Barosu ve Atatürk Üniversitesi işbirliğinde “100. Yılında Erzurum Kongresi” konulu panel düzenlendi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun da katıldığı panelde Erzurum kongresi tüm boyutlarıyla anlatıldı.
Etkinlik için Erzurum’a gelen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu daha sonra Erzurum Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ömer Çomaklı’yı makamında ziyaret etti. Çomaklıyla bir süre görüşen Baro Başkanı Feyzioğlu düzenlenen panel öncesi basına açıklama yaptı.
Panele Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof.Dr.Metin Feyzioğlu, Erzurum Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Ömer Çomaklı, Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Ahmet Hacıoğlu, Erzurum Baro Başkanı Avukat Talat Göğebakan, Panelistler Dr. Öğretim Üyesi Zekeriya Türkmen, Prof.Dr.Esin Dayı, Avukat Hüseyin Özbek, Prof.Dr.Yavuz Aslan, Bingöl ve Sivas Baro Başkanları avukatlar katıldı.
Milli Mücadelenin Yüzüncü Yılı etkinlikleri kapsamındaki panelde açılış konuşmasını Erzurum Baro Başkanı Avukat Talat Göğebakan ve Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı selamlama konuşması yaptı.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof.Dr.Metin Feyzioğlu açılış konuşmasında, “Bu toplantı yalnızca bir toplantı veya bir protokol toplantısı değildir. Bir anma olmamalıdır. Çünkü bu gün aslında geleceğimiz için çok ihtiyaç duyduğumuz o Milli hissi, o Milli bilinci canlandırabileceğimiz bir gündür. Yüzüncü yılı kutluyoruz. Milli İradenin Erzurum’dan tüm Anadolu’yu bir güneş gibi aydınlattığı bir Yüzüncü yılını kutluyoruz. Bu sıkıntılar arasında birilerinin göstermek istediği gibi umutsuzluk olmasıdır, veya nikahsız bir gül bahçesindeyiz, ama umutsuz olmak en büyük felakettir. Umudumuzun zorlandığı yerde tarihten gelen maneviyatımızdan ve milliyetçiliğimizden gelen inancımız umudumuz olur, yola kararlılıkla devam ederiz. Her zaman başardık yine başarırız” diye konuştu.
Anayasamızda ihtiyaç duyacağımız revizyonları ortak akılla hep birlikte yapılacağını dile getiren Feyzioğlu, “Kavga etmeden, birbirimize vurmadan, birbirimize tepeden bakmadan, birbirimize büyüklük taslamadan, parmak sallamadan, bu çerçevede artık hakimlerimizin bağımsızlık ve tarafsızlığını Anayasal anlamda tam bir güvenceye kavuşturmak anlamında Hakimler ve Savcılar Kurulunun oluşumunu artık tartışmaya ama dediğim gibi yapıcı bir şekilde tartışmaya başlamamız lazım. Öte yandan muhakkak surette Hukukçunun eğitimini ve liyakatını ölçme değerlendirmesini en iyi şekilde yapmak zorundayız. Yargı Reformu Strateji Belgesi bu gün Türkiye’nin gündeminde olan bir belge, işte bu anlayışla hazırlanmıştır. İçinde belli taslaklarının yapısı konusunda başka bir şey yoktur. Ama Hukukçunun yetiştirilmesi ölçülmesi ve değerlendirilmesi, Hakimlerimizin kararlarının özgürlükçü pencereden değerlendirilmesi noktasında çok ama çok önemli cümleler ve hedefler konulmuştur” diye konuştu.
Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Feyzioğlu, basın mensuplarına yönelik açıklamasında ise Türkiye’nin gündeminde çok önemli bir yargı, çok önemli bir hukuk reformu olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’nin şahlanmasının önünde hiçbir engel bulunmamaktadır. Türk Milletinin Potansiyelinin yüzde yüzünün kullanılması, hiç kimsenin kendisini dışlanmış hissetmemesi için 82 milyonu adalet paydasında, erişilebilir ve güven veren bir adalet çizgisinde buluşmamız gerekmektedir. Yargı Reformunun ilk paketi hazırdır, bunun Temmuz ayı içerisinde kanunlaşmasını diliyoruz. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın da Milletimize bir taahhüdü olmuştur. Dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Devletimizin Cumhurbaşkanının sözünü havada bırakmamasını diliyoruz. Çünkü halkımız bu konuda haklı bir konuda beklentiye girmiştir. Bu arada şunu altını özellikle çizerek ifade etmek istiyorum Yargı Reformu Paketi tamamen Adalet Bakanlığı’nın şapkası altında, çatısı altında, ilgili kurumlarca yazılmıştır çalışma yöntemi itibariyle gurur vericidir. Ben son 25 yılı bilerek söylüyorum daha önce bu çapta çoğulcu ve katılımcı bir çalışma yürütülmemiştir. Bu vesile ile Adalet Bakanlığı’mıza da hepimizi içine katarak gerçek anlamda katkı sunmamızı sağlayarak böyle bir çalışmayı yürüttükleri için de teşekkür ediyorum. Şimdi seçim bitti değerli basın mensupları, Türkiye seçim ortamında artık bir an önce çıkmak zorunda. Dağ gibi birikmiş sorunlarımız var. Bu sorunların çözümünde Yargı Reformu anahtar özelliği taşıyacaktır. Erzurum’da her halde bir benzetmeyi yerinde görürsünüz, bir kısrak düşünün yarışmaya hazır, şahlanmaya hazır, ülkenin buna binip şahlanması lazım. Her kes bunu bekliyor. Bu meseleyi sadece işte ceza indirimi, sadece pasaport vesaire gibi basit ve küçük konulara indirmek isteyenler iyi niyetli değil. Bir şey daha söylemek istiyorum, Yurt dışında Türkiye aleyhine yayınlara bakınız hepsinde şunu söylüyorlar, Türkiye Cumhuriyeti Yargı Reformunu yapmakta samimi değildir, ciddi değildir, çünkü Türkiye zaten bir diktatörlüktür, dolayısıyla güvenilmez bir Devlettir, tehlikeli bir Devlettir. Bizde buradan Erzurum’dan Milli İradenin Yüz sene önce şahlandığı bu güzel şehirden tüm dünyaya sesleniyoruz, Hukuk Devleti inşasında sağlam bir demokrasiyi çok sağlam temellere oturtma iddiasında olmayan bir Devlet bir buçuk sene boyunca binlerce kişiyi katarak neden Yargı Reformu yapmak için uğraşsın ki, böyle bir şey olur mu ? burada samimi bir düşünce vardır, samimi irade vardır, Türkiye düşmanlarının bu samimiyeti, bu iradeyi sorgulama fırsatını Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin vermemesi lazımdır. Çünkü yargı reformunu çıkartmamızı Türkiye düşmanları istemiyor. Türkiye düşmanları Türkiye’yi bir diktatörlük olarak gösterip senaryolarını rahatlıkla uygulayacakları bir ortamın oluşmasını istiyorlar. Bizim dünya kamuoylarının Türkiye’nin Hukuk Devleti’ni güçlendirmekte, demokrasiyi güçlendirmekte samimi olduklarına inandırmamızın tek yolu vatandaşımıza hukuk güvenliğini eksiksiz vermektedir” ifadelerine yer verdi.