Atatürk Üniversitesi, 2019-2020 akademik yılında eğitim görecek yeni öğrenciler için oryantasyon programı düzenlendi. Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin de, ‘Dilimizin Kemiği’ konulu seminerinde Türkçe’yi anlattı.
Öğrencilerin şehre ve üniversiteye adaptasyonunu kolaylaştırmak amacıyla düzenlenen oryantasyon programının ilk bölümüne Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin ve Türkiye Yazarlar Birliği Başkanı Hanifi İspirli katıldı. Öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği programda Atatürk Üniversitesinin olanakları Prof. Dr. Ömer Çomaklı tarafından anlatıldı. Çomaklı, 104 öğrenci kulübünü içinde barındıran üniversitenin eğitim ve sosyal etkinlikler açısından zenginliklerinden söz etti. Öğrencilere “Geleceğe dair umutları olan ülkemizin milli ve manevi değerlerine ulaşabilmeniz için bütün imkanlarımızı seferber edeceğiz” diyen Çomaklı, Atatürk Üniversitesinin köklü bilim tarihiyle gurur duyduğunu da ifade etti. Rektör Çomaklı, “Geleceğe dair iddiaları olan bir ülkeyiz. Eğitim sürecini, sosyal ve entelektüel gelişimlerinizi tamamlamak için kulu kullanmayı öğrenmelisiniz” dedi.
“Sizler kültür elçilerisiniz”
Dünyanın dört bir yanından Erzurum Atatürk Üniversitesini seçerek öğrenim görmeye gelen öğrenciler karşısında yaşadığı mutluluğu dile getiren Rektör Çomaklı, “Bizi seçmiş olmanızı fevkalade önemsiyoruz” dedi. Çomaklı, “Ülkelerinden ayrılıp, Üniversitemizi tercih etmiş yaklaşık 80 ülkeden gelen misafir öğrencimiz var. Öğrencilerimizin ülkeleriyle her daim işbirliği içerisinde olacağız. Misafir öğrencilerimizi kültür elçisi olma cesaretlerinden dolayı kutluyorum ve teşekkür ediyorum” ifadelerinde bulundu.
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin ise ‘Dilimizin Kemiği’ konulu seminerinde Türkçe’yi anlattı. Türkçe kelimelerin etkileşime girilen ülkeler sonucunda alışverişini anlatan Gülsevin, fethetme ve istilaya uğrama açısından kelimeleri karşılaştırdı. Gülsevin, istilaya uğrayan kelimeleri anlatırken telaffuzunda dahi zorlanılan, hatta plaza Türkçesi adıyla da bilinen kelimelerin bir diğer örneğinin de 17. ve 18. yüzyılda yaşandığını belirterek, Türkçe olarak benimsenmemiş Farsça ve Arapça kelimelerin edebiyattaki unsurlarını vurgulayarak anlattı. ‘Kafa’ ve ‘baş’ sözcükleriyle konuyu özetleyen Gülsevin, "Baş sözcüğü Türkçe olmasına rağmen Arapça’dan kafa sözcüğünü fethetmişiz. Kafadan atma yerine, baştan atma gibi bir ifadede bulunamıyoruz sonuç olarak fethedilen bir kelimeyle karşı karşıyasınız” dedi.
Seminerin sonunda Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Rektörlük binasının arka bahçesinde kurulan stantları gezdi. Spor Bilimler Fakültesinin Sporcu Performans Ölçüm Değerlendirme ve Rehabilitasyon Merkezi’nden getirmiş oldukları özel performans ölçme aletlerini Spor Bilimleri Fakültesi öğrencileri tanıttı. Çomaklı, esnekliği ölçen “Otur-Uzan-Eriş” aletini, kas kuvvetini hesaplamak için kullanılan “Sırt Dinamometresi”ni ve reaksiyon ile birlikte çevikliği ölçen “Witty-sem” spor aletlerini denedi.