- 'Emeklilik Gözetim Merkezi’nin 18 Aralık 2020 verilerine göre BES ve otomatik katılımdaki toplam katılımcı sayısı 12,6 milyonu aştı. Devlet katkısı dahil toplam fon büyüklüğü ise yaklaşık 171 milyar TL’ye ulaştı' - 'Bireysel E
İSTANBUL (AA) - ELİF FERHAN YEŞİLYURT - Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, Emeklilik Gözetim Merkezi’nin verilerine göre Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve otomatik katılımdaki toplam katılımcı sayısının 12,6 milyonu aştığını, devlet katkısı dahil toplam fon büyüklüğünün ise yaklaşık 171 milyar TL’ye ulaştığını belirterek, "Bireysel Emeklilik Sistemi ve otomatik katılım uygulamasında 2020 yılının 11 aylık döneminde fon büyüklüğünde yüzde 30’a yakın önemli bir artış oldu. Bu durum salgın döneminde sisteme olan güvenin de bir işareti olarak değerlendirilmektedir." dedi.
Benli, sigorta sektöründeki 2020 yılı gelişmelerini ve 2021 yılı öngörülerine ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Kovid-19 salgını nedeniyle yaşanan tecrit uygulamaları ile dünya ekonomisinin 2020 yılının ilk 8 ayında neredeyse durma noktasına geldiğini söyledi.
Kovid-19 salgını nedenli seyahat kısıtlamalarının sektörde seyahat sağlık sigortalarında ciddi bir azalma olarak kendini gösterdiğini, ancak sektörün lokomotif branşları olan kasko, yangın, trafik, devlet destekli tarım sigortalarında belirli oranlarda artış olduğunu ve toplam poliçe sayısında büyük bir düşüşün yaşanmadığını ifade eden Benli, sektörün, salgın nedeniyle uzaktan çalışmaya iş gücü ve teknolojik altyapısı vasıtasıyla kolaylıkla adapte olduğunu, gerek iş süreçlerinde gerekse sigortalıya sunulan hizmetlerde herhangi bir aksama yaşanmadığını dile getirdi.
- "Ticari alacak sigortası hasar maliyetlerinin önemli ölçüde artması beklenmektedir"
Benli, sektör açısından salgından en fazla finansal sigortalar branşının etkilendiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Bilindiği üzere, şirketlerin yurt dışı ve yurt içinde gerçekleştirmiş olduğu satışları teminat altına alan alacak sigortası, işletmelerin likidite riskini bertaraf etmek açısından önemli bir üründür. Günümüz ekonomik koşullarında en önemli risklerden biri satışı gerçekleştirilen mal ve hizmetlere ilişkin tahsilatın zamanında yapılamamasıdır. Kovid-19 salgınının küresel ekonomide yaratacağı en önemli risklerin başında da ticari alacakların ödenememesi gelmektedir. Salgın sürecinde neredeyse her firma vadesinde ödenmeyen alacak sorunu ile karşılaşmıştır.
İçinde bulunulan durum ilk etapta özellikle yurt içinde faaliyeti duran işletmelerin tedarikçilerine yapacağı ödemeler ile ihracat alacaklarında gecikmeye, dolayısıyla alacakların tahsilinde güçlük ve ticari alacak sigortasına ilişkin tazminat taleplerinde artışa neden olmuştur. Bu riskini güvence altına alan firmalar yeni iş fırsatlarını tahsilat kaygısından uzak bir şekilde değerlendirebilmekte, yeni pazar ve ürünlerle istikrarlı bir şekilde büyüme gerçekleştirerek krizi fırsata çevirebilmektedir. Buna bağlı olarak önümüzdeki dönemde de ticari alacak sigortası hasar maliyetlerinin önemli ölçüde artması beklenmektedir."
- "Sigorta şirketlerinin 2020’nin üçüncü çeyreği itibarıyla aktif büyüklüğü yaklaşık 290 milyar TL’ye ulaştı"
Benli, nakliyat sigortaları açısından da oldukça zorlu bir yıl olduğunu belirterek, dünya ticaret hacmiyle ve döviz kuru dalgalanmalarıyla doğru orantılı olan yük sigortası primlerinin ticaret hacmindeki azalmaya bağlı olarak olumsuz etkilendiğini, 2021 yılında salgının seyrine bağlı olarak taşımacılık sektörünün yeniden hareketlenmesi ve yük sigortalarında da yukarı yönlü bir hareketlenme yaşanmasının beklendiğini söyledi.
2020 yılının, salgın ve doğal afetler nedeniyle hem bugün hem de güvenli yarınlar için hayattaki risklere karşı, sürdürülebilir bir yaşam standardı sağlama noktasında sigortanın bir ihtiyaç olduğunu tüm yönleriyle hatırlatan bir yıl olduğuna işaret eden Benli, "24 Ocak'ta Elazığ ve Malatya başta olmak üzere doğu illerimizi etkileyen deprem yaşanmış, yaz aylarında Ankara, Burdur ve Bursa, Giresun ve Rize'de sel ve dolu felaketleriyle karşı karşıya kalınmış, 30 Ekim İzmir depremi de başta İzmir olmak üzere Ege bölgesindeki illerimizi etkilemiştir. Pandemi, sağlığın ve sağlık sigortalarının önemini bir kere daha ortaya çıkarmış diğer taraftan tarım üretiminin vazgeçilmezliği ve tarım sigortalarının gerekliliği herkes tarafından kabul edilmiştir. Sektörümüz tüm afetlerin ardından hızla hareket ederek hasar tespit çalışmaların ve ödemeleri başlatmış pandemi döneminde de devletimizin aldığı ekonomik tedbirlerde üzerine düşeni yapmıştır." dedi.
Benli, tüm bu gelişmeler doğrultusunda prim üretiminde kasım sonu itibarıyla geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20,1 büyüme yaşandığını, hayat dışı branşlarda yüzde 17,5 artışla 59,4 milyar TL ve hayat branşında yüzde 33,5 artışla 13,3 milyar TL olmak üzere toplam 72,7 milyar TL prim üretimi gerçekleştirildiğini aktararak, sigorta şirketlerinin 2020’nin üçüncü çeyreği itibarıyla aktif büyüklüğünün yaklaşık 290 milyar TL’ye ulaştığını dile getirdi.
Sigorta sektörünün pek çok projeye sağladığı teminatla Türkiye ekonomisinin sürdürülebilirliğinde kritik bir fonksiyon üstlendiğini ifade eden Benli, "Ödediğimiz tazminatlarla bir yandan kişi ve kurumları korurken diğer yandan devletin yükünü hafifletiyoruz. Sektör olarak 2019 yılında 3,6 milyar TL’si hayat ve 35,9 milyar TL’si hayat dışı olmak üzere toplam 39,6 milyar TL tazminat üstlenmiş durumdayız. 2020’nin üçüncü çeyreği itibarıyla üstlendiğimiz tazminat tutarı 31,4 milyar TL’ye ulaştı." diye konuştu.
- 2020 yıl sonunda hayat sigortalarındaki brüt prim üretiminin 14 milyar TL olması bekleniyor
Benli, bankaların, kredi kuruluşlarının kredilerini yeniden yapılandırması, geri ödemelerin ertelenmesine yönelik aldıkları tedbirlerle uyumlu olarak, hayat sigortası alanında faaliyet gösteren şirketlerin, bireysel kredilerle bağlantılı olarak akdedilmiş olan hayat sigortaları kapsamındaki riskler için kredi süresinin uzatıldığı poliçelerde erteleme süresi boyunca ilave prim almadan teminat vermeye devam ettiği, bu durumun sigortalıların güveninin artmasını, dolayısı ile iptal oranlarının azalmasını sağladığını bildirdi.
Diğer yandan bireysel kredi hacmindeki büyümenin, Türkiye'de hayat sigortaları prim üretimindeki en önemli etkenlerden biri olduğuna dikkati çeken Benli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Pandemi sürecinde gerçekleşen faiz indirimlerinin etkisiyle konut, araç ve ihtiyaç kredileri hacminde artış yaşanırken, bu artışlarla birlikte kredi bağlantılı sigortaların ağırlıklı olduğu hayat branşında da 2020 yılının haziran ve temmuz aylarında aylık bazda yüzde 100’ün üzerinde büyüme gerçekleşti. Bununla birlikte Ağustos 2020-Ekim 2020 döneminde kredi maliyetlerinde gerçekleşen görece artış nedeniyle bu üç aylık dönemde yazılan prim tutarı, geçen yılın aynı döneminde gerçekleşen üretim ile aynı seviyede kaldı. Bu bilgilerin ışığında, hayat branşında 2020’nin ilk on ayında yüzde 41 seviyesinde büyüme ile yazılan prim tutarı 12,2 milyar TL seviyesini aştı. Ekim 2020 itibarı ile mevcut veriler ışığında yapılan projeksiyonda 2020 yıl sonunda hayat sigortalarındaki brüt prim üretiminin 14 milyar TL civarında gerçekleşmesi beklenmektedir."
- "BES ve otomatik katılımdaki toplam katılımcı sayısı 12,6 milyonu aştı"
Benli, salgının Türkiye'de etkilerini gösterdiği 2020 yılı mart ayından sonra katılımcı sayısında azalmalar görülse de, temmuz itibarıyla bir toparlanma eğilimine girildiğini belirterek, "Bunun yanı sıra emeklilik yatırım fonlarının başarılı performansı ile toplam fon büyüklüğünde de artış devam etmektedir. Emeklilik Gözetim Merkezi’nin 18 Aralık 2020 verilerine göre BES ve otomatik katılımdaki toplam katılımcı sayısı 12,6 milyonu aştı. Devlet katkısı dahil toplam fon büyüklüğü ise yaklaşık 171 milyar TL’ye ulaştı." dedi.
Bireysel Emeklilik Sistemi ve otomatik katılım uygulamasında 2020 yılının 11 aylık döneminde fon büyüklüğünde yüzde 30’a yakın önemli bir artış olduğunu vurgulayan Benli, "Söz konusu artış katılımcıların sisteme düzenli olarak katkı payı yatırmaya devam etmesi ve emeklilik yatırım fonlarının başarılı performansından kaynaklanmaktadır. Bu durum salgın döneminde sisteme olan güvenin de bir işareti olarak değerlendirilmektedir. 2020 yılının son ayında da büyüme performansının benzer şekilde devam ederek sistemdeki fon büyüklüğünün artmasını bekliyoruz." diye konuştu.
- “Metal yakalı” yapay zeka algoritmaları, "beyaz yakalılar"ın operasyon yükünü alıyor
Benli, sigortacılık sektöründe son 10 yıldaki gelişmelere bakıldığında, iş yapış şekillerinde önemli değişiklikler meydana geldiğini belirterek, aslında söz konusu değişikliklerin teknolojik gelişmelere bağlı olarak salgın öncesindeki dönemde başladığını ve salgınla birlikte ivme kazandığını söyledi.
Tüm sektörlerde olduğu gibi, sigortacılık sektöründe de dijitalleşme rüzgarının hız kesmeden esmeye devam ettiğini ifade eden Benli, 2016 yılından bu yana birçok sigorta şirketinin bu alanda yatırım yapmaya başladı, son 2 yıldır da yapay zekâ algoritmalarının hayatlarında aktif olarak yer aldığını dile getirdi.
Benli, trafik gibi standart teminatlara sahip olan sigorta branşlarında otomatik fiyatlamaya olanak sunma, satış sonrası hizmet süreçlerinde müşteri taleplerine anında dönüş yapabilme gibi fonksiyonlarıyla “metal yakalı” yapay zekâ algoritmalarının, “beyaz yakalı” çalışanların stratejik iş kollarında daha fazla zaman harcamaları avantajını sunduğunu vurguladı.
“Metal yakalı” yapay zeka algoritmalarının insan üzerindeki operasyon yükünü almasıyla beraber, hataya açık birçok süreci de otomatik kontrol mekanizmalarıyla sıfır hata ile yürüttüğünü aktaran Benli, şunları kaydetti:
"Örneğin, RPA (robotic process automation) uygulamaları hasar süreçlerini kontrol ve iş tekrarı gibi kayıplara kapatırken, görüntü işleyen algoritmalar karlılık maksimizasyonuyla beraber, suistimal kapısını da kapatarak hasar süreçlerinin çehresini değiştirmeye başlamıştır. Hasar süreçlerinde pandemi dönemindeki en majör değişikliklerden bir diğeri de hasar süreçlerinde yerinde yapılan hasar incelemesi yerine teknolojinin de yardımı ile uzaktan inceleme uygulamalarına başlanmış olmasıdır. Droneler aracılığı ile 2D, 3D fotoğraflar ve videolar ile hasar büyüklüğü kısa süre içerisinde tespit edilebilmektedir. Yine bu görüntülerin veriye dayalı analizleri ile hasar incelemeleri yapılmaya başlanmış, geleneksel yöntemlerle günleri bulan işlem süreleri, saatler ve hatta dakikalar içerisinde sonuçlandırılarak kapatılmaktadır."