Terör örgütünün büyük korkusu: Anneler ve mülteciler

Asılsız Soykırım İddialariyla Mücadele Derneği (asimed) Başkanı Savaş Eğilmez, Yurt İçinde Ve Dışında Düzenlenen Operasyonlar Sonucunda Bitme Noktasına Gelen Pkk Terör Örgütünün Faaliyetlerine Başladığı Günden Beri Kullandığ

Genel 27.09.2019 10:00:45 0
Terör örgütünün büyük korkusu: Anneler ve mülteciler
Tarih: 01.01.0001 00:00

Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, yurt içinde ve dışında düzenlenen operasyonlar sonucunda bitme noktasına gelen PKK terör örgütünün faaliyetlerine başladığı günden beri kullandığı çocukları bir kez daha zorla sahaya sürmeye çalıştığını belirterek, son dönemde çok ciddi kayıplara uğrayan ve militan bulmakta zorlanan terör örgütünün elinde çok sayıda çocuğun bulunduğunun bağımsız kaynaklar tarafından dile getirildiğini söyledi.

Çocukları canlı bomba olarak satıyor

Terör örgütü gerek yurt içinde gerekse yurt dışında kaçırdığı bu çocukların bir kısmını henüz olgunlaşmamış dini duyguları üzerinden, bir kısmını kimyasal ilaçlar aracılığıyla, bir kısmını da aileleri üzerinden tehdit ederek kendisine militan yaptığını anlatan Eğilmez, “İşin daha korkunç tarafı ise bu çocukların bazılarını başta DEAŞ olmak üzere diğer terör örgütlerine canlı bomba olarak satıyor olmasıdır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Irak ve Suriye misyonlarının raporlarında 9 ile 15 yaşları arasında olan bu çocukların sayısının 1000’in üzerinde olduğu belirtiliyor. PKK’lı teröristlerin özellikle Arap, Türkmen, ve Yezidi ailelerden çocuklarını kaçırıp, DEAŞ terör örgütüne sattığı insan hakları örgütü temsilcilerinin raporlarında defalarca yer bulmuştur. Kaçırdığı çocukları canlı bomba olarak yetiştirip, satmakla yetinmeyen PKK, bu çocukları ayrıca çatışmalarda ön saflarda ölüme de göndermektedir. PKK terör örgütünün Suriye uzantısı YPG tarafından eğitilen ve savaştırılan çocuklar resimlerle, videolarla onlarca raporda yer bulmuştur” diye konuştu.

Ölüme sürüklenen çocukların üçte birinin cinsel taciz ve tecavüzlere maruz kaldığını ifade eden Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, “Okul sıralarında olması gereken çocukların kaçırılarak çatışmalara sürüklendiği, uyuşturucuya alıştırıldıkları, üç çocuktan birinin cinsel istismar ve tecavüz vakalarıyla karşı karşıya kaldıkları da defalarca belgelenmiştir. ABD’de bu durumu, PKK’nın gençleri kaçırarak bünyesine kattığı, doktrine ettiği ve silahlı unsurların içinde kullandığı şekliyle resmi belgelerine kaydetmiştir” dedi.

Terörün Güvenli Bölge ve Mülteci Korkusu

Son dönemde büyük darbeler alan terör örgütü PKK’nın bu günlerde ki en büyük korkusunun Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da üzerinde ısrarlı ve kararlı bir şekilde durduğu “terörden arındırılmış güvenli bölgenin” tesis edilmesi olduğunu vurgulayan Eğilmez, “Terör örgütünün sözde temsilcileri Amerika’da ve Avrupa başkentlerinde kapı kapı dolaşıp, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin kontrolünde güvenli bölge oluşturulmaması için yoğun kulis çalışmaları yapıyorlar. Bu plan içerisinde terör örgütünü en çok endişelendiren ve paniğe sevk eden durum, Sayın Cumhurbaşkanımızın dile getirdiği Suriyeli mültecilerin bir kısmının tesis edilecek güvenli bölgeye yerleştirilecek olmasıdır. Terör örgütü, bu projenin gerçekleşmesi durumunda Suriye’nin kuzeyinde ABD’den aldığı desteğe rağmen alan hakimiyetini kaybedeceğini çok iyi biliyor. Bu nedenle çocuk katili ve çocuk taciri olan bu örgüt, Avrupa ve Amerika’da ki temsilcileri aracılığıyla Türk Devletinin mülteci planının hayata geçmesi durumunda gülünç bir şekilde bölgedeki Kürtleri katledeceği! propagandası yapıyor” diye konuştu.

Farklı düşüncelerimizi bir kenara bırakıp bir olmalıyız

Çocukları kaçırılan annelerin Diyarbakır’da başlattığı muazzam eylemin, Türk Devleti’nin kararlı güvenli bölge planı, terör örgütünün militan devşirme ve alan hakimiyeti mücadelesine büyük bir darbe vurduğuna dikkat çeken Eğilmez açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Türk Devleti’nin ve annelerin attığı adımlar, terör örgütünü ve siyasi uzantılarını çaresiz ve hareketsiz bırakmıştır. Bu nedenle siyasi düşüncemiz ne olursa olsun, her birimizin Türk Devleti’nin yanında olması hayati bir sorumluluktur.”


Anahtar Kelimeler: