Van'da terör örgütü PKK'ya katıldıktan 3 ay sonra geri dönen kadın, ifadesinde örgüte katılımından geri dönüşüne kadar geçen süreçte yaşadıklarını anlattı.
VAN (AA) - Van'da terör örgütü PKK'ya katılan ve 3 ay sonra geri dönen kadın, örgüte katılmadan önce İstanbul'da HDP binasında 10 gün kaldığını, daha sonra Şırnak'a götürüldüğünü anlattı.
Katıldığı terör örgütünden yaşadığı pişmanlık nedeniyle ailesinin yanına dönen Z.K'nin yaşadıkları, hakkında açılan dava dosyasına yansıdı.
Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinde "terör örgütüne üye olmak" suçundan hakkında dava açılan Z.K, mutsuz evliliği nedeniyle zor günler geçirdiğini, bu süreçte bir yakını tarafından sürekli terör örgütü PKK'ya katılmaya yönlendirildiğini aktardı.
Zor günler yaşadığını anlatan Z.K, dava dosyasına yer alan ifadesinde şunları kaydetti:
"Kocamın dayısının eşi sürekli bize gelip giderdi. Yaşadıklarımızı biliyordu. Bana 'Sen köle misin, bu adamı neden kabul ediyorsun? Gel örgüte katıl, özgürleş, seni Kuzey Irak'a gönderelim.' diyordu. Bu sözleri nedeniyle ben de örgüte katılma fikri oluştu. O dönem HDP'ye gidip gelirdi, mahalle komisyonlarında görev yapardı. Onun bu konuşmaları ve eşimden gördüğüm şiddet nedeniyle örgüte katılmaya karar verdim."
Yengesinin "Benim kızımın da eşiyle arası iyi değil, sonra onu da senin yanına göndermeyi düşünüyorum." dediğini öne süren Z.K, bu sözler üzerine örgüte katılmaya ikna olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Çocuklarım var onların durumu ne olacak diye sordum. Bana, 'gittikten sonra çocuklarını da yanına göndereceğim' diye söz verdi. Daha sonra bana bilet alarak İstanbul'a gönderdi. Muş'ta yanıma 24-25 yaşlarında bir erkek geldi. O da benim gibi katılım yapacaktı. İstanbul'a vardığımızda, bizi alan 'Reber' isimli biriyle HDP ya da BDP il binasına gittik. Orada çalışanlarla tanıştık. Eşimle olan sorunlarımdan dolayı örgüte katılmaya karar verdiğimi anlattım. Terör örgütüne katılırken HDP binasında 10 gün kaldım. Gece, Türkan isimli bir kadının evinde kalıyordum. Annesiyle yaşıyordu. Kız kardeşi örgüte yeni katılmıştı, annesi bundan duyduğu üzüntüyü dile getiriyordu. İstanbul'daki parti binasında çaycılık yapan kadın yanıma gelerek 'Kararın kesinse seni göndereceğiz. Bir daha geri gelme, bizi tanımıyorsun, seni görmedik, sen de bizi görmedin' dedi."
"Bilezik ve takılarımı zorla aldılar"Örgüte katılmak üzere partiden ayrıldıklarında başka birinin kendilerine eşlik ettiğini, kolundaki iki altın bilezik ve küpelerini yasak olduğu gerekçesiyle zorla aldığını belirten Z.K, şunları anlattı:
"Bana siyah beyaz poşet ile siyah bileklik verdiler. Gittiğim yerde bilekliği takıp poşeti elimde tutmamı istediler. Bunun aralarındaki şifre olduğunu anladım. Sonra Şırnak'a, oradan da Cizre'ye gittik. Bilekliği takarak poşeti elime tuttum. Kısa süre sonra iki kişi yanımıza geldi. Cudi Dağı'na doğru hareket ettik. Bizi 3 kadın 2 erkek silahlı örgüt üyeleri karşıladı. İlk gittiğimiz yerde 20 gün kaldım. Bu sürede bize örgütsel kitaplar dağıtarak okuttular. Kuyulardan kar taşıttırıyor, yemek yaptırıp bulaşık yıkatıyorlardı. Çok zor günler yaşıyorduk. Sonra bizi Kuzey Irak'a göndereceklerini söylediler. Yola çıktığımızda sınıra yakın bir yerde koyun sürüsünün içinden geçtik. Birkaç saat sonra tepedeki bir karakoldan önce anons yapıldı ardından top atışları gerçekleştirildi. Bunun üzerine geri döndük. Örgüt mensupları sürünün çobanını dövdü ve birkaç koyununu gasbetti."
"PKK'ya katıldığım için pişman olduğumu anlattım"Kırsal alanda bulunduğu süre içinde pişman olup dönmeye karar verdiğini belirten Z.K, birkaç kez kaçmaya çalıştığını ancak başaramadığını aktardı.
Her konuşmasında dönmek istediğini, izin vermezlerse kendini öldüreceğini söylediğini anlatan Z.K, "En sonunda sorumlu teröristlerden biri çağırdı ve benden onlara bir hayır gelmeyeceğini söyleyerek gitmeme izin verdi. Ertesi gün beni götürmek için Şırnak HDP ilçe başkanının geldiğini, onunla gideceğimi ama pişman olacağımı söyledi. Ben de PKK'ya katıldığım için pişman olduğumu anlattım." şeklinde ifade verdi.
Bir gece ilçe başkanının evinde kaldıktan sonra Diyarbakır'daki bir sığınma evine götürüldüğünü belirten Z.K, "Beni sığınma evine götüren kadın, Diyarbakır HDP il başkanlığında görevli olduğunu, ihtiyaç duyduğumda orada bulabileceğimi söyledi. Bir süre sonra boşanma işlemleri için Van'a gitmem gerekiyordu ancak param yoktu. Kadına giderek ihtiyacımın olduğunu söylemek istedim ancak orada değildi." ifadelerini kullandı.
Parti binasında "Biletini alıp Van'a göndermesi için Murat isimli biri ile tanıştırıldığını" ifade eden Z.K, ifadesinde şunları anlattı:
"HDP binasından çıktık. Beni, emanet alacağını söylediği bir eve götürdü. İçeri girdiğimizde ellerimi bağladı, başörtüsü ile ağzımı kapatarak tecavüz etti. O şekilde beni odaya kapattı. Sonra 'bu olaydan söz edersen seni bulur Kandil'e kadar götürür öldürürüm.' dedi. Beni bir otobüse bindirerek Van'a gönderdi. Bir daha örgütle asla işim olmadı. Yaşadıklarımdan dolayı onlardan nefret ediyorum."
Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Z.K. hakkında "terör örgütüne üye olmak" suçundan açılan davada "ceza verilmesine yer olmadığı"na karar verdi.