Yol ve Sürüş Güvenliği Uzmanı Ethem Genim, azalan İstanbul trafiğinde sürücülerin daha dikkatli olması gerektiğini belirterek, 'Evde kal günlerinde meydanı boş bulup gazlamak en büyük risk ve tehlike.' dedi.
İSTANBUL (AA) - Yol ve Sürüş Güvenliği Uzmanı Ethem Genim, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle azalan İstanbul trafiğinde sürücülerin daha dikkatli olması gerektiğini belirterek, "Şimdi herkes evinde oturuyor, trafik rahat. Sürücüler bu nedenle çevre yollarındaki hızlarını şehir içine de taşıyor. Evde kal günlerinde meydanı boş bulup gazlamak en büyük risk ve tehlike." dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Genim, sosyal izolasyon ve belli yaş gruplarına getirilen kısıtlamalar sonrası azalan İstanbul trafik yoğunluğunu değerlendirerek, sürücülere tavsiyelerde bulundu.
Türkiye'deki kaza istatistiklerine bakıldığında, araç kullanmanın bilinmediğinin çarpışmaların şeklinden ve sayısından belli olduğunu dile getiren Genim, sürücülerin buna rağmen iyi araç kullandığını iddia ettiğini söyledi.
Genim, en büyük yanılgının da bu olduğunu ifade ederek, "Hareket eden her şey trafikte bir risktir. Fakat biz Türk milleti olarak risk algılamamız çok zayıf. Bizde 'Şu ana kadar bir şey olmadı. Ne olur ki?' algısı var. Yani 90 kilometre hızla gidilecek yerde 120 kilometre hızla gitmenin riskini bilmiyor. O aradaki durma mesafesi, dönüş açısı, refleksin harekete geçmesi, algılama, uygulama uzuyor. Zaten trafik kazalarına bakıldığında, bütün her şey o 1 saniye içinde oluyor. Bir riski algılayıp uygulamaya geçtiğinizde o 1 saniyeyi kaybediyorsunuz." diye konuştu.
Sürücülerin sabırsızlıktan kaynaklanan aceleciliğine dikkati çeken Genim, şunları kaydetti:
"En büyük hastalıklarımızdan birisi yakın takip. Özellikle TEM yollarında bunu görüyoruz. Ben önde bir riski görebilirim ama arkadakinin o riski görememe ihtimali var. Yolu boş bulunca hız limitlerini ihlal etmekte de hiçbir sakınca görmüyoruz. Aslında kara yolları hız limitlerinin belli cezaları var. Bu salgın nedeniyle şehir içindeki yollar boş olduğu için de insanlar hız limitlerine çevre yollarında uymuyorlar. Şehir içine girdiğinizde 50-60 kilometrelik sürat sanki duruyormuşsunuz gibi his uyandırır. Buna hız körlüğü denir. Şimdi herkes evinde oturuyor, trafik rahat. İşte sürücüler bu nedenle çevre yollarındaki hızlarını şehir içine de taşıyor. Burada ciddi sıkıntı var. Şehir içinde herhangi bir kavşağa gelirken karşıdan karşıya geçen bir yaya sizin o kadar hızla geleceğinizi algılayamayabilir. Evde kal günlerinde meydanı boş bulup gazlamak en büyük risk ve tehlike."
"Trafik azalınca hız yapmak için çok sayıda alan oluştu"Genim, herkesin salgın nedeniyle ekstra dalgın bir halde olduğunu belirterek, bunun araç içinde telefonla konuşma oranına da tehlike düzeyde etki ettiğini söyledi.
Kanunlara karşı duyarlılığın beklenen düzeyde olmadığına işaret eden Genim, bunun da araçla giderken telefon kullanma alışkanlığından belli olduğunu anlattı. Genim, telefonun insanın adeta 3. eli haline geldiğini aktararak, araç kullanırken dikkat dağıtıcı işlerin geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabileceğini ifade etti.
Sürücü sayısının yanı sıra yayaların da trafikteki hareketliliğinin azaldığını dile getiren Genim, "Trafik azalınca hız yapmak için çok sayıda alan oluştu ama o esnada bir başkası da aynı duyguyla araç kullanıyor. Her 10 kilometre hız sizi ölüme bir adım daha yaklaştırıyor." dedi.
Genim, İstanbul trafiğinde sürekli yoğunluk yaşayan sürücülerin gündelik pratiklerinde de değişiklikler yaşandığına vurgu yaparak, şöyle devam etti:
"İnsanlar neresi boşsa oraya gidiyordu yoğun dönemlerde. Şimdi öyle değil her yer boş. Belki kullanmadığı bir yolda da hız yapmaya başladı birçok sürücü. Dolayısıyla her yolun kendine göre bir risk haritası var. Aslında bilmediğimiz yollarda da güvende olmanın koşulu emredilen hız sınırlamalarına uymaktır. En doğrusu bu ama bunu beceremiyoruz. Karşımızdaki insanların yaya veya sürücü, bu kişilerin sizi fark edememe ihtimalini hep düşünmeniz gerekir. İyi araç kullanmanın temel prensibi zaten trafiği okuyarak, riskleri öngörmektir."
Sefa Mutlu