Sivil Toplum Kuruluşları Temsilcileri, Erzincan’da düzenlendikleri basın toplantısıyla Bahar Kalkanı harekâtına destek verdi. STK’lar adına ortak açıklamayı yapan Erzincan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Tanoğlu, rejim unsurlarını işaret ederek acımasız saldırıyı gerçekleştirenlerin Bahar Kalkanı harekâtıyla saldırının bedelini ödeyeceklerini söyledi.
Erzincan’da faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşları Temsilcileri, düzenledikleri basın toplantısıyla Bahar Kalkanı harekâtına destek verdi. Erzincan Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonunda düzenlenen basın toplantısında Erzincan TSO Başkanı Ahmet Tanoğlu, STK’lar adına basın açıklamasını yaptı. Türk ordusunun Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtıyla terör örgütlerine ve destekçilerine gereken cevabı en güçlü şekilde verdiğini belirten Başkan Tanoğlu, rejime karşı kararlı şekilde mücadele eden devletin ve kahraman ordunun yanında olduklarını kaydetti.
“Dünya sessiz kaldı”
Türkiye’nin barış ve huzur odaklı çabalarının birçok ülkede karşılık görmediğini ifade eden Tanoğlu, “Bizler, her kritik dönemde milletimizin ve devletimizin yanında durduk. Üstlendiğimiz sorumluluğun hakkını vererek hareket ettik. Bugün de İdlib’te gerçekleşen hain saldırıya ilişkin ortak tepkimizi gösteriyoruz. Öncelikle vatanın huzuru, güvenliği ve mazlumları müdafaa etmek üzere üstlendikleri görevde şehit olan tüm kahraman askerlerimizin ruhları şad olsun. Rabbim şehitlerimizin mekânını cennet, eylesin. Yakınlarına sabır ve metanet, yaralılarımıza acil şifalar nasip eylesin. Milletimizin başı sağ olsun. Askerlerimiz İdlib’de, hem ülke sınırlarımızı ve hem de mazlumları korumaktaydı. Zira Suriye’de yaşanan zulümlere, yüzbinlerce sivilin zalimce katledilmesine milyonların evinden toprağından sürülmesine dünya sessiz kaldı. Türkiye’nin barış ve huzur odaklı çabalarıysa ne yazık ki, pek çok ülkede karşılık görmedi” dedi.
“Rejim unsurları askerlerimizi kalleşçe pusuya düşürdü”
Rejim unsurlarını sert bir dille eleştiren Başkan Tanoğlu, “Buradan tekrar sesleniyoruz. Karşımızda insanlıktan nasibini almamış, tüm ahlak insani ve dini değerleri hiçe sayan kendi yurttaşlarını bile topraklarından eden, canlarına kasteden, zihniyete sahip bir rejim bulunuyor. Suriye’yi her geçen gün daha da ağır bir yıkıma sürüklüyor. İşte rejim güçleri son olarak da yapılan anlaşmalara uymayarak askerlerimizi kalleşçe pusuya düşürdü. Bu saldırı, asla kabul edilemez. Dolayısıyla, masum insanları katleden ve ülkemizin güvenliğine de açık tehdit oluşturan bu rejim unsurlarına karşı sessiz kalmamız beklenemez. Tarihi ve kültürel bağlarımız bulunan rejimin zulmünden kaçan Suriyeli kardeşlerimizin yaşama hakkını korumak tarihi, insanı ve vicdani sorumluluğumuzdur. Türk Devleti ve ordusu bugüne kadar, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtıyla terör örgütlerine ve destekçilerine gereken cevabı en güçlü şekilde vermiştir. Elbette bu acımasız saldırının sahipleri bunun bedelini ödeyecektir. “Bahar Kalkanı” harekâtıyla da bu bedeli ödemeye de başlamışlardır. Şunu da herkes bilsin ki biz her türlü zorluğu aşmasını bilen bir milletiz. Mevzubahis vatan olunca, tüm siyasi ve fikri ayrılıkları bir tarafta bırakırız. İşte şimdi de birlik ve beraberlik içinde hareket ediyor, sabır ve dayanışma gösteriyoruz. Ülkemizin menfaatlerini her şeyin üstünde tutuyoruz. Bugün her zamankinden daha güçlü şekilde biriz, bütünüz ve birlikteyiz. Türkiye’nin tüm kesimlerini temsil eden Mesleki ve Sivil Toplum Örgütleri olarak, bayrağımızın altında kenetlendik. Katil rejime karşı kararlı şekilde mücadele eden devletimizin ve kahraman ordumuzun yanındayız. Alınacak her kararın atılacak her adımın arkasındayız. Cenabı hak ülkemizi korusun, milletimizin birliğini ve dirliğini muhafaza etsin, ordumuzu muzaffer kılsın” diye konuştu.