MUŞ (İHA) – Muş’un Malazgirt ilçesinde yaşayan Sosyolog Ercan Acar, Malazgirt’in tanıtımı için kentte ve büyükşehirlerde ayrı ayrı çalıştay, tanıtım ve festivallerin düzenlenmesi gerektiğini belirtti.
Malazgirt’in sadece yerel ve ulusal anlamda bir değer olmadığını ifade eden Acar, Malazgirt’in dünyada da tarih derslerinde okutulup kente ayrı bir parantez açıldığına dikkat çekti. Acar, “Her coğrafyanın, her bölgenin, her ilin, her mahallenin kendine göre bir geçmişi vardır. Kimileri tarihle kimileri kültür-sanatla ön plana çıkarlar. Malazgirt gibi bir ilçenin ise evrensel bir kimliği vardır. Dünya tarihinde kendine yer bulmuş bu kadim ilçe, 1071’le birlikte daha da tanınmış olsa da ilçenin geçmişi de yine önem arz etmiştir. Muş’un sadece 5 ilçesinden biri değil. Malazgirt’e evrensel olarak bakmak lazım. Sosyolog olarak gezip mahalle ve köylerini gördük. Kent olarak biraz daha oturması gerekir. Malazgirt, ben bin yıllık bir tarihim diyebilmeli. Kendine has yapısıyla karşıdakini mest etmeli” dedi.
Malazgirt’in birçok özelliğiyle tanındığını, lakin bunların yetersiz kaldığını vurgulayan Sosyolog Acar, “Çeşmeleri ve suyuyla da bilinen bu ilçedeki çeşmeler bakım ve onarımla dikkatleri daha da çekebilir. Kendi tarihine özgü dokusuyla karşımıza çıktığı zaman sadece 26 Ağustos’ta değil, yılın birçok döneminde turist çekebilir. Kalesiyle, mimarisiyle ön plana çıkan bu tarihi şehre sosyolojik olarak da baktığımız zaman kooperatifler kurulması lazım. Tarım, hayvancılık, konveksiyon gibi dallarla orta çaplı işletmeler ve çalışmalar yapılabilir, sanayi daha sonra gelebilecek bir şeydir” diye konuştu.
İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde Malazgirt adıyla etkinlikler yapılmasının ilçenin tanıtımı için büyük değer olacağını dile getiren Acar, şöyle konuştu:
“İstanbul’da ‘Malazgirt Günleri’ adıyla bir etkinlik yapılmalı. 2-3 günlük bir Malazgirt etkinliğinde eski Malazgirt’i hatırlatmak adına yöresel yemeklerin olduğu, kültürün işlendiği, simge ve tarihi yapıların işlendiği minyatürler yer alabilir. Evlerimizdeki fıkra ve hikayelerin anlatıldığı o sohbet ortamı canlandırılabilir. Burada siyaset üstü düşünüp herkesin elin taşın altına koyması gerekir. Bu etkinliği yapabilmek çok zor değil. Memleketimizi ulusal ve uluslar arası arenada tanıtmak için tanıtım günlerini çok iyi bir şekilde değerlendirmemiz gerekir.”
Muş ve Malazgirt’teki kültürel geleneklerin yaşatılıp devam ettirilmesi için ailelere de büyük görevler düştüğünü aktaran Acar, “Eğitim, işsizlik, sosyo-kültürel sorunlar, ekolojik çevre, kadın-gençlik sorunları gibi sorunların aşılması da ilçedeki temel sorunların ortada kalkmasını sağlar. Bunlar gelişimi engeller. Yalova’da da çok Malazgirtli ve Muşlu kardeşlerimiz var. Ramazan Bayramı’nda örneğin toplu bir şekilde halise yemeğini yerler. Bu kültürel anlamda çok önemli bir şey. Bayram sabahı namazın ve mezarlık ziyaretinin ardından bu kültür uygulanıyor. Yemeklerin de tanıtılması için festival ve tanıtım şart. Malazgirt’in sorunlarının konuşulması içinde kentte, ilde ve İstanbul’da çalıştay, konferans olmalı. Gönüllü bir kent konseyi ile her branştan insanların siyaset üstü bir araya gelmesi gerekiyor. Ağaç, toprak, su ve sevgi bu 4 kavram tüm insanlığın olduğu gibi bizim de ilçemizin de değeri. 4. kavram sevgiyi memleketimizden hiç eksik etmeyelim” şeklinde konuştu.