MALATYA(AA) - Malatya'nın Darende ilçesinde bulunan 14. yüzyılda inşa edilen Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba) türbesinin yanı sıra Somuncu Baba Camisi, Hulusi Efendi Haziresi, Somuncu Baba Müzesi, Şeyh Hamid-i Veli Kütüphanesi, Hamidiye Çarşısı, Balıklı Kuyular ve Tohma Kanyonu ve müştemilatıyla dikkati çeken külliye, koronavirüs salgını nedeniyle 2,5 ay süren sessizliğin ardından yurdun dört bir yanından gelenlerle yeniden hareketlenmeye başladı.
Sarp kayalıkların arasında bulunan ve yanı başından Tohma Çayı'nın çağladığı külliye, manevi havası, huzuru ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine eşsiz bir manzara sunarken, taş, ahşap ve suyun sanata dönüştürüldüğü merkez, tarih, kültür ve inanç turizmi açısından önemli bir potansiyeli barındırıyor.
Geçen yıl 800 binin üzerinde turisti ağırlayan, bölgenin önemli doğa turizmi merkezi içerisinde yer alan külliye, normalleşme süreciyle eski günlerine dönüyor.
Mimari estetiğiyle de insanları etkileyen Somuncu Baba Külliyesi, şehir merkezinden uzakta oluşu ve temiz havası dolayısıyla ziyaretçinin ilgisini çekiyor.
Ziyaretçilere, girişte dezenfekte ve hijyen kuralları hatırlatılarak, maske, tek kullanımlık seccade, tek kullanımlık baş örtüsü ve ateş ölçümü yapılıyor.
"Evde kalan herkesi buraya davet ediyorum"Külliyeyi ziyarete Kayseri'den gelen Ayşe Çeliktaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, salgın hastalık sürecinde evde çeşitli sorunlar yaşandığını, külliyeye oğluyla manevi anlamda huzur bulmaya ve külliyenin manevi havasını teneffüs etmek için geldiklerini söyledi.
Külliyeye ilk defa geldiğini anlatan Çeliktaş, şöyle devam etti:
"Yaşadığım yerde böyle bir atmosfer göremedim. Buranın havası, doğası gerçekten çok farklı. Somuncu Baba Hazretleri'nin vermiş olduğu rahatlık bir haz var burada. Karadeniz'e de gittim böyle güzel bir doğa, atmosfer görmedim. Ben şu an buraya yerleşerek kalmayı bile düşündüm. Salgın süresince evde kaldık, çok sıkıntılar atlattık, burası bana çok iyi geldi. Bugün burayı ziyarete geldim çok farklı bir maneviyatı var, türbeyi ziyaret ettim, ibadetimi yaptım ve okunan Kur'an-ı Kerim'i dinlemek bana çok iyi geldi. Herkesi buraya davet ediyorum. Ruhen ve bedenen çok rahatlarlar."
"Herkes gibi bizim için de zor bir süreç oldu"Sivas'tan ailesiyle gördüğü bir rüya üzerine buraya geldiğini belirten Ayşegül Alp de umreye gittiğini Mevlana'yı ziyaret ettiğini ve ancak buranın havasının da çok farklı olduğunu ifade etti.
Evde geçen uzun bir sürenin ardından böylesine bir manevi havayı teneffüs etmenin kendisine iyi geldiğini anlatan Alp, şunları söyledi:
"Esnaflık yapıyorum. İki ay iş yerimi kapattım, çocuklarla evde kaldık. Herkes gibi bizim içinde zor bir süreç oldu. Şimdi biraz daha hayat normale dönüyor. Bugün de Somuncu Baba Hazretleri'ni ailecek ziyaret ettik. Külliyenin avlusuna girer girmez çok etkilendim. Çok huzurlu çok güzel maneviyatı var. Bir de böyle evde uzun süre kapalı kalınca buraya gelmek bizim için çok güzel oldu. Buraya ilk defa geldim. Öncesinde rüyamda görmüştüm. Gelirken de böyle bir türbe var küçük bir yer diye düşünüyordum. Umreye gittim, Mevlana'ya gittim lakin burasının havası çok başka. Allah nasip etti geldik. Her şey çok güzel. Herkese mutlaka buranın görülmesini tavsiye ediyorum."
"Salgın hastalık sürecinde dualara da ihtiyacımız var"Ziyaretçilerden Şeyma Yetiş ise külliyenin doğa harikası bir yerde bulunduğunu vurgulayarak, "Burası kanyonların arasında, yemyeşil doğa içinde sıra dışı bir mimariye sahip bir yer. Gül bahçelerinin içindesiniz ve okunan Kur'an-ı Kerim-i dinliyorsunuz bu çok güzel. İnsan buraya geldiği zaman gerçekten etkileniyor. Salgın hastalık sürecinde dualara da ihtiyacımız var. Bu zor günlerde burada olmak dua etmek, gerçekten çok anlamlı. İnsan külliyeyi gezip görünce keşke daha erken gelip daha uzun süre kalabilsem diyor." ifadesini kullandı.