ANKARA (AA) - Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede her yeni gün daha iyi ve daha ilerde olunduğunu, salgının kontrol altında bulunduğunu belirterek, "Pandemiye rağmen şu anda bile gerek servis gerek yoğun bakım odalarımız pandemiden önceki kadar bile dolu değil." dedi.
Koca, Bilkent Yerleşkesi'nde video konferansla gerçekleşen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
"Ne gerçekten azı ne gerçekten fazlası. Bize bu mücadelede gerekli olan gerçeğin kendisidir. Bugüne kadar her basın toplantısına karşınıza bu ilkeyle çıktım." diyerek sözlerine başlayan Koca, gazetecilerin, salgına karşı Bakanlığın adına verdiği bilgilere itimat ettiğini söyledi.
Koca, "Mücadele gücünüzü bu bilgilerden aldınız. Ne sizin ne de 83 milyon adına mücadeleyi sürdüren sağlık çalışanlarımız için gerçeğe dayanmaktan başka yol düşünülemez. Çünkü bir salgınla mücadelede bilgiyi örtmek salgının kendisi gibi tehlikeli bir eylemdir. Güven yoksa böylesine büyük bir salgının üstesinden gelinemez." dedi.
Bakan Koca, bu mücadelenin şeffaflıkla yürütüldüğüne inananlara teşekkür ederek, sözlerine şöyle devam etti:
"Bilmenizi istiyorum ki ilaç bakımından tıpki bugünkü gibi imkanlarımız yine olsa sağlık sistemimiz tıpkı şu an olduğu gibi olsa, fakat güven eksik olsa biz bu noktaya gelemezdik. Mücadelenin görünmeyen kahramanları bu mücadeleye güven duyanlardır.
Bu mücadeleyi yürüten sağlık ordusuna güveniyorsunuz, bu mücadelenin sonucuna güveniyorsunuz, paylaştığımız bilgilerin sağlam olduğunu biliyorsunuz. Eğer bunlara güvenmeseydiniz ısrar ettiğimiz tedbirlere itimat etmezdiniz. Bu güveni zedeleyecek sözlerin, iddiaların sahipleri ise bilerek bilmeyerek bu tedbirleri tehlikeye atıyor. Sizlerden bu noktaya dikkat etmenizi bekliyorum. Bugün sizinle sağlık çalışanlarımıza, Bilim Kurulumuza, mücadele stratejimize güveninizi her gün tekrar doğrulayan konulardan bazıları hakkında konuşacağım. Hastalığın bazı aşamaları ve ilgili tedavileri konusunda önemli bilgiler vereceğim. Bu bilgiler tedavideki başarılarımızın nesnel dayanaklarını da ortaya koyacak. Ölüm oranlarıyla ilgili bazı karşılaştırmalar da yapacağım."
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, mücadele sürecine ilişkin bilgi vererek, "Koronavirüsle mücadelede her yeni gün daha iyiyiz, daha ilerideyiz. Elimizdeki veriler, bize salgının kontrolümüz altında olduğunu gösteriyor. Ancak bu kontrol siz tedbirleri esnetirseniz bir anda boş bir umuda dönebilir. Açık şekilde paylaştığımız bilgiler size bu iş bitti dedirtmesin, ne yaparsak ne sonuç alıyoruz kesin olan sadece budur. Tedbirleri uygularsak ölüm oranları düşüyor, kesin olan budur. Tedbirleri uygularsak yeni hasta sayımız azalıyor, kesin olan budur. Hiçbir iyimser cümle hiçbir umut sizi rehavete sürüklememelidir, mücadele azmi vermelidir." diye konuştu.
"Bugün düne göre önemli oranda hasta sayısı düştü"
Son 24 saatte koronavirüs verilerini paylaşan Koca, bugün 37 bin 535 testin sonucunu aldıklarını bildirdi. Koca, şu bilgileri verdi:
"Bu sonuçlara göre 3 bin 83 yeni hasta tespit edildi. Yani bugün düne göre önemli oranda hasta sayısının düştüğünü görüyoruz. Toplam vaka sayımız 98 bin 674'e ulaştı. Son 24 saat içinde 117 hastamızı kaybettik. Düne göre yine bir düşüşümüz var. Kendilerine Allah'tan rahmet diliyorum. Gelmesini en çok umut ettiğimiz günler hiç vefat haberi vermeyeceğimiz günlerdir.
Yoğun bakımdaki hasta sayımız bugün 1814. Bunların 985'inin solunumu yapay yolla sağlanıyor. Hem yoğun bakım hastalarımızda hem de entübe hastalarımızda belirgin azalma görülmüştür. Hastalığı yenen 1559 vatandaşımızla birlikte iyileşen hasta sayımız bugün 16 bin 477'ye ulaştı."
"Yoğun bakım yatak doluluk oranımızı yüzde 60'lara indirdik"
Konuşması sırasında servis yatağı, yoğun bakım yatağı ve ventilatör doluluk oranlarını gösteren bir grafik paylaşan Bakan Koca, "Salgın başlar başlamaz tedavileri daha sonrada yapılması mümkün hastalarımızın, acil olmayan hastalar için söylüyorum, tedavilerini o dönem ertelemiştik. Bu sayede hastanelerimizde ciddi bir rahatlama sağlayarak salgına yani pandemiye hazırlık yapmıştık." dedi.
Koca, bu dönemde yatak doluluk oranlarının yüzde 70'lerden yüzde 30'lara çekildiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Yüzde 80'lere yakın seyreden yoğun bakım yatak doluluk oranlarımızı da şu an yüzde 60'lara indirmiş durumdayız. Pandemiye rağmen şu anda bile gerek servis gerek yoğun bakım odalarımız pandemiden önceki kadar bile dolu değil. Bu sayısal bilgiler hastanelerimizin salgınla mücadeleye nasıl hazırlandığını ortaya koymaktadır.
Avrupa ülkelerinin, Amerika'nın karşılaştığı dramatik sahneleri yaşamamışsak sebebi açıktır. Türkiye'deki hiçbir sonuç arka planı bilen için sürpriz değil. Dünyanın pek çok ülkesinde ise hastaların maalesef stadyumlarda, AVM'lerde, fuar alanlarında tedavi edilmeye çalışıldığını gördük. Üstelik dünyada özellikle OECD ortalaması Türkiye'deki yatak sayısının 2 katına yakın. Bu dönemde yatak sayımız OECD ortalamasının neredeyse yarısına yakını olmasına rağmen yüzde 30 dolulukla bu hizmeti sürdürüyoruz. Bu hastenelerdeki yükü ne kadar hafiflettiğimizi ve tedavide ne kadar başarılı bir sonuç elde ettiğimizi göstermesi için son derece önemli."
Avrupa'daki yoğun bakım yatak doluluğu ile Türkiye'deki yoğun bakım yatak doluluk oranını karşılaştırmanın ilginç bir sonuç ortaya koyduğunu dile getiren Koca, "Genel yatak doluluk oranı için söylüyorum, ülkemiz çok iyi durumda. Yani Türkiye'de her üç servis yatağından sadece bir tanesi doludur, iki tanesi boştur. Avrupa'da bütün yatakların dolu halde olduğu, stadyumlarda, AVM'lerde, fuar alanlarında hasta bakıldığı düşünüldüğünde aradaki fark çok net görülmüş olacaktır. Hatta huzurevlerinde ve palyatif bakımda olan hastaların hastaneye alınmadığını da biliyoruz. Biz ise huzurevlerinde olan hastalarımızı pozitif olan dışında temaslı olan huzurevindeki vatandaşımızı da hastane ortamına alarak tedavi ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
'Türkiye'de vakaların zatürre olma oranı her geçen gün azaldı'
Türkiye ve dünyadaki Kovid-19 vakalarıyla ilgili grafikleri paylaşan Koca, Türkiye'deki vakaların pnömoniye (zatürre) dönüşüm oranlarına ilişkin bilgi vererek, şunları söyledi:
"Türkiye'de vakaların pnömoni yani zatürre olma oranı her geçen gün azaldı. Yüzde 60'tan yüzde 12'ye kadar vakaların zatürreye dönüşüm oranı düştü. Hastalarımızdaki tablo artık çok daha az oranda pnömoniye dönüşmektedir. Bu da hastalığı erken teşhis edip hızlı ve erken başarılı bir tedavi uyguladığımızı gösteren önemli bir tablo."
Kritik durumun pnömoninin gelişmesi olduğuna dikkati çeken Koca, bu oran ne kadar düşürülürse ölüm oranının da yoğun bakımda entübe edilen hasta oranının da o derece azaldığını anlattı.
"Türkiye yüzde 2,3 ile en düşük ölüm oranına sahip ülkelerden"
Bakan Koca, zatürreyle doğrudan ilişkili, ülkelere göre ölüm oranlarına ilişkin grafikleri de göstererek, şunları kaydetti:
"ABD'de ölüm oranları yüzde 5,3, İspanya'da yüzde 10,5, İtalya'da yüzde 13,2, Almanya'da yüzde 3,5, Birleşik Krallık yüzde 13,5, Fransa yüzde 17,3, Çin yüzde 5,5, Belçika yüzde 14,7, Türkiye yüzde 2,3. Burada gördüğünüz oranlar ne kadar yüksekse hastalar o kadar geç farkedilmiş demektir. Bu tabloda Türkiye'nin yüzde 2,3 ile en düşük ölüm oranına sahip ülkelerden biri olduğunu görüyorsunuz. Bu, bizim hastalığı belirtiler ilerlemeden kontrol altına aldığımızı ve etkili bir tedavi uyguladığımızı kanıtlamaktadır."
Koca, dünyada ortalama ölümlerin seyrine bakıldığında Türkiye'nin Çin'e benzer bir seyir izlediğini söyledi. "Dünyada giderek artan ama Türkiye'de stabilleşen bir tabloyu çok net görüyoruz." diyen Koca, tablo üzerinden Türkiye'de Kovid-19'un görüldüğü ilk bir, iki hafta içerisinde yükselen bir seyir olduğunu ama algoritmayı değiştirerek tedaviyi erken dönemde devreye aldıktan sonra ölüm oranlarının giderek azaldığını ve stabilleştiğini anlattı.
Farklı ülkelerdeki örnekleri de aktaran Koca, şöyle konuştu:
"İngiltere'nin dünya ortalamasının ne kadar üstüne çıktığı daha net görülmüş oluyor. Kontrolsüz olarak dünya ortalamasını da yükseltmeye devam etmekte. Almanya, başta düşük seyrederken giderek son haftalarda dünya ortalamasına nasıl paralel seyrettiğini görüyorsunuz. İtalya ise dünya ortalamasını yükselten dramatik artışa sahip. Sağlık altyapısı çöktüğü ve yaşlı nüfusu yüksek olduğu için burada vefat oranlarının çok yükseldiğini ve dünya ortalamasını yükselttiğini görüyoruz. İspanya da İtalya ile benzer şekilde dünya ortalamasının çok üstüne çıkan ve ortalamayı yükselten bir ölüm grafiği var. ABD ise diğer bütün ülkelerden farklı seyretti. Dünya ortalamasının aniden üstüne çıkıp ortalamayı yükseltti. Sonra ortalamanın altına düştü ve bunun sonrasında yeniden bir yükseliş içinde olduğunu görüyoruz."
"Entübe edilenler yüzde 58'den yüzde 10'a kadar düştü"
Dünyadaki ölüm oranları ve Türkiye'deki bu ölüm oranlarının nasıl bir seyir içinde olduğunun tablolarda görüldüğünü dile getiren Koca, yoğun bakımlardaki vefat oranlarına da değindi. Koca, erken teşhis ve tedavideki başarı ile yoğun bakıma girenlerin ve solunum cihazına bağlananların vefat oranlarının düştüğünü vurguladı.
Bakan Koca, yoğun bakım hasta sayısında son günlerde yaşanan düşüşe özellikle dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer bu derece hazırlıklı olmasaydık, tedbirleri zamanında almış olmasaydık riskli grupların bir çoğunda çok yüksek vefat oranları olurdu. Bugünkü tablomuz ABD ve Avrupa'dakinden pek farklı olmazdı. Şu anda belki on binleri bulan vefat sayısından bahsediyor olurduk.
Bu dönemde yoğun bakımda vefat edenlerin oranının yüzde 74'lerden, entübe edilenlerin oranının yüzde 58'lerden yüzde 14'e hatta yüzde 10'a kadar düştüğünü görüyoruz. Bu da tedavide ne kadar başarılı bir sonuç elde ettiğimizin çok çarpıcı bir örneği. Dünyada halen entübe edilen vakaların yüzde 50 oranında kaybedildiğini de özellikle söylemek istiyorum."
"Hayatını kaybedenlerin yüzde 8'i 60 yaşından küçük"
Bakan Koca, kimsenin, "Bu salgında bana bir şey olmaz" deme gücüne sahip olmadığını vurgulayarak, "Hayatını kaybedenlerin yüzde 8'i 60 yaşından küçük ve başka herhangi bir hastalığı olmayan kişilerdir. Koronavirüs bu sağlıklı bünyeleri de yenmiştir. Dolayısıyla bu anlamda tedbiri her yaş grubunda elden bırakmamak gerekiyor."diye konuştu.
Koca, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi kademeli bir şekilde normalleşmemiz, en başta kurallara uyma ve tedbirlere uygun hareket etme sayesinde olacaktır. Yaptığımız matematiksel modellemeler ve yıllarla karşılaştırmalı olarak yaptığımız hareketlilik haritalarımıza dayanarak hazırladığımız simülasyona göre strateji belirliyoruz. Türkiye'de hastalığın seyri öngördüğümüz şekilde devam ediyor. Tedbirlerimizi de bu yönde sürdürüyoruz.
Kurallara uymamız ve bilinçli hareket etmemiz ölçüsünde normalleşme takvimi gecikmeyecektir. Bayram ve sonrasında kademeli olarak normalleşme sürecine geçebilmemiz, ilan edilen tedbirleri sıkı uygulamamıza bağlıdır. Umut, şu anki koşullarda hepimiz için en doğru kelimedir. Fakat hiçbir umut tehdide dönmemelidir."
"Sokağa çıkma yasağını harfiyen uygulamalıyız"
Bakan Koca, virüsün ve hastalığın her gün daha iyi tanınmasının, mücadelede bilinç kazanılmasının önemine vurgu yaparak, hastalığın nasıl seyrettiği, en ağır tabloları konusunda bilgi sahibi olunması gerektiğini aktardı.
Öğrenilen her bilginin tedbir için de bir gerekçe olacağına işaret eden Koca, "İzolasyondan, sosyal mesafe kuralından taviz vermemeliyiz. Sokağa çıkma yasağını harfiyen uygulamalıyız. Bu yasak değil, fırsattır. Salgının bu noktadan sonra nasıl seyredeceğine uyguladığımız tedbirlerle bizler karar vereceğiz. Salgının nasıl seyredeceği tedbirlerimize sıkı sıkıya bağlı olmamızla mümkün olacaktır." ifadelerini kullandı.
"Ramazanı tedbirleri gevşetmenin bahanesi olarak görmemeliyiz"
Sağlık Bakanı Koca, cuma günü başlayacak ramazan ayına ilişkin de vatandaşlara şu çağrıda bulundu:
"Ramazan, kendine has canlılığı ve sosyal yaşantıları beraberinde getirir. Ama öyle sanıyorum ki getirdiği en özel ve asıl şey; insana onu günlük alışkanlıklarının dışına çıkaracak bir gücü vermesidir. Bir karara uyma veya onu bozma sınavı olmasıdır. Bu, bizlerin şu günlerde tam olarak ihtiyaç duyduğu şeydir. Oruç tutanlar açısından ramazan günlerinin önerdiğimiz tedbirlerin çok daha sıkı şekilde uyma konusunda eğitici olacağına umuyorum. Ramazanı tedbirleri gevşetmenin bahanesi olarak görmemeliyiz. Kalabalık iftarları, sosyal ortamları, ramazan sohbetlerini lütfen gelecek yıla erteleyelim. Bu rahmet ayı hastalıklarla sonuçlanmasın."
"Türkiye İngiltere'ye ikinci kez yardım etme noktasında adım atmış oldu"
Bir basın mensubunun, "Çin'de yapılan yeni bir araştırmada koronavirüsün geçen yıldan bu yana onlarca kez mutasyona uğradığı ve şiddetleri değişken en az 30 farklı türe yayıldığı ortaya konuldu. Avrupa'da da en ölümcül türün olduğu belirtildi. Buna istinaden şu anda dünyayı saran koronavirüs ülkelere göre mutasyona uğrayarak değişiklik mi gösteriyor eğer böyleyse Türkiye'de virüsün görüldüğü tür nedir?" sorusu üzerine Bakan Koca, farklı mutasyonların değişik bölgelerde olduğunu ve bu mutasyonun hastalığın virülansını ve bulaşıcılığını şu an çok etkilemediğini bildiklerini söyledi.
Bakan Koca, ilerleyen günlerde mutasyonla ilgili daha detaylı çalışmalar geldiğinde gerekli açıklamayı yapacaklarını belirtti.
Bir basın mensubunun, Almanya'nın Kovid-19 aşısı için ilk klinik çalışma yapma onayını verdiğini ve İngiltere Sağlık Bakanı'nın da Oxford Üniversitesince geliştirilen aşının yarından itibaren insanlar üzerinde deneneceğini açıkladığını hatırlatarak, bu çalışmaları nasıl değerlendirdiğini ve Türkiye'deki aşı geliştirme çalışmalarının nasıl ilerlediğini sorması üzerine Bakan Koca, Türkiye'deki aşı geliştirme çalışmalarının 6 merkezde devam ettiğini, 3 merkezde virüsün izolasyonunun sağlandığını ve bu noktadaki yeni gelişmeler oldukça da bilgilendirme yapacaklarını ifade etti.
Aşının insanlara uygulanmasıyla ilgili İngiltere'nin yol aldığına dikkati çeken Koca, bugün İngiltere Sağlık Bakanı ile görüştüğünü, iki ülkenin geldiği genel durumu ele aldıklarını ve tecrübe paylaşımında bulunduklarını belirtti.
Koca, İngiltere'nin koruyucu ekipmanla ilgili bazı taleplerinin olduğunu ve dün o konuyla ilgili izni verdiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye İngiltere'ye ikinci kez yardım etme noktasında bir adım atmış oldu. Bundan sonraki süreçte de hem İngiltere'nin hem bizim bilim insanlarımızın karşılıklı bilgi alışverişi ve özellikle tecrübe paylaşımı içinde bir yaklaşımları olacak. Aşı ile ilgili konuyu sorduğumuzda bunun yarın için uygulanacağını ama bu aşının hemen genel anlamda her şey iyi giderse ne zaman kullanılabilirliğini sorduğumuzda da her şey iyi giderse eylülden önce kullanımının şu an söz konusu olmadığını ifade ettiler."
"Doğrusu yeni bir dalgayı beklemiyoruz"
Vatandaşların tedbirlere uyması ve her şeyin planlandığı şekilde ilerlemesi halinde normalleşmenin ne zaman başlayacağı ve ikinci dalga tehlikesinden endişe edilip edilmediği sorusu üzerine Koca, temas, mesafe ve izolasyon kurallarına harfiyen uyulması halinde önlerindeki takvimi daha rahat söyleme imkanları olduğunu söyledi.
Koca, şunları belirtti:
"Ramazanın kendine has hareketliliğini fırsata çevirerek bu dönemi özellikle bu kurallara, tedbirlere uyma noktasında bir gayret içinde geçirelim diye söylüyoruz. Eğer bu çerçevede olmaya devam ederse biz yeni bir dalgayı doğrusu beklemiyoruz. Yani yeni bir dalga tedbirlere uymamız ile doğru orantılı bir durum. Fakat bazı illerimizin yer yer daha riskli olduğunu biliyoruz. O nedenle de önümüzdeki dönemde bazı illerimizde daha farklı yaklaşımlar içinde olabiliriz. Bu da tamamen bundan sonraki süreçte o bölgelerdeki, illerdeki vaka sayısının dağılımı yapacaklarımızı belirlemiş olur."
Bir basın mensubunun, New York Times gazetesinin bir haberinde İstanbul'da son iki yıla göre bu yıl ölüm sayılarında ciddi bir artış olduğunu, Türkiye'nin de verilerini gizlediğini öne sürdüğünü, özellikle 9 Mart-12 Nisan arasında geçen senenin ortalamasına kıyasla 2 bin 100 daha fazla ölüm yaşandığı iddiaları ile özel sağlık kurumunda çalışan bir kısım hekimin ücretsiz izne çıkarıldığı haberlerine yönelik sorusuna Koca, "İzne çıkarıldığı konusunu bilmiyorum, ben olduğunu tahmin etmiyorum çünkü bu dönemde yoğunluğun olduğunu biliyoruz." diye yanıtladı.
Bakan Koca, New York Times'ın iddialarına ilişkin de "Söz konusu haber Türkiye karşıtlığı üzerine özellikle kurgulanmış bir haber. Biz bugüne kadar şeffaf bir şekilde bütün bilgilendirmeleri DSÖ'ye, DSÖ'nün istediği şekliyle verdik, vermeye devam ediyoruz." dedi.
Dünya Sağlık Örgütünün iki kodundan bahsedildiğini ve bu iki kodun iki hafta öncesine kadar olmadığını söyleyen Koca, şunları kaydetti:
"Yani salgının 5. ayına giriyoruz ve bu dönemde dünya bu iki kodla bildirim yapmıyordu. Peki neyle bildirim yapıyordu. Dünya, doğrulanmış korona koduyla bu bilgilendirmeyi yapıyordu. İki hafta öncesinde niye bir değişiklik oldu. Giderek yayıldığı için PCR testini yapamayan ülkelerin olduğu, bu ülkelerin bu bildirimi nasıl yapacağı sorusu gündeme geldi. PCR testinin yapılamadığı yerler için ikinci bir kod tanımlaması yaptı. Dünya, iki haftadan bu yana iki tane kod tanımlamasıyla Dünya Sağlık Örgütüne bildirmiyor. Yani PCR testinin doğrulanmış tanıyı bütün dünya iki hafta öncesi verdi, bu değişiklik sonrası da aynı şekilde vermeye devam etti. PCR testini yapamayan ülkeler için diğer kodu açmış oldu. Dolayısıyla bu anlamda hiçbir sorun yok."
Koca, İstanbul özelinde ise Hıfzıssıhha Kurulunun 30 Mart'ta, İller İdaresinin ise 26 Mart'ta ölüm raporu olanların il dışında defnedilmemesi kararını aldığını anımsatarak, İstanbul'da vefat edenlerin memleketleri yerine İstanbul'a defnedildiğini, bu nedenle de bazı mezarlıklarda kalabalıkların olabileceğini söyledi.
Bakılması gerekenin Türkiye'deki ölüm oranları olduğunu belirten Koca, şöyle dedi:
"2019 yılında toplam Türkiye'de ölüm sayısı 152 bin 289. Son 5 yıl içinde yıllık ölümde artış oranı ise her yıl 2,89. Yani son 5 yılda 2019 dahil olmak üzere yüzde 2,89 oranında ölümlerde artış gördük. 2019'da 152 bin 289 olan ölüm sayısını baz aldığımızda 2020'de bu ortalama yıllık ölümdeki artış oranıyla baktığımızda, 156 bin 684 beklenen ölüm. 1 Ocak-20 Nisan arasını söylüyorum. Hem 2019 hem 2020 için söylüyorum. 2019'da 152 bin 289 iken 2020'de beklenen 156 bin 684, artış oranı ilave ederek söylüyorum. Peki gerçekleşen ölüm sayısı 153 bin 766. Beklenen 156 bin 684, 1 Ocak-20 Nisan arası gerçekleşen 153 bin 766. Nerede artış?"
"Belgeyi düzenleyen, hepimizin güveneceği hekimlerimiz"
"Ölüm belgesini düzenleyen o kurumda çalışan hekim. Bakanlık buradan o tanıyı koymuyor. Belgeyi düzenleyen, hepimizin güveneceği hekimlerimiz." ifadelerini kullanan Koca, şöyle konuştu:
"Dünyada yatak sayısı boyutuyla Avrupa bizim iki katımıza yakın yatağa sahip ve bu yataklarında şu an yer bulamıyor. Fuarlarda, AVM'lerde, stadyumlarda yeri geldiğinde hasta takip ediyor, huzurevlerindeki, palyatif hastalarını hastanelere yatırmıyor. Biz ise hem huzurevlerindeki hem palyatif bakımdaki hastalarımızı sonuna kadar hem de temasları dahil olmak üzere hastanelerimizde takip ediyoruz ve yatak doluluk oranımız yüzde 30."
"Yatak doluluk oranı bu kadar düşük olan bir Türkiye'de ölüm oranlarını nasıl yüksek bekliyorsunuz?" diye soran Koca, bunun Türkiye'deki sağlık sisteminin ve bir milyon 100 bin sağlık çalışanının başarısı olduğunu vurguladı.
"Biz Amerika değiliz, biz İngiltere değiliz, biz Almanya değiliz"
Koca, sağlık çalışanlarına güvenilmesi ve Türkiye'nin sağlık sistemiyle gurur duyulması gerektiğini belirterek, "Sağlık çalışanlarımızın özellikle hekimlerimizin bu dönemde destan yazdığından emin olunuz." dedi.
Gelecek haftalarda yayınlarla bunu kanıtlayacaklarını aktaran Koca, "Halen Amerika, halen Avrupa, halen İskandinav ülkeleri belirtisi olan, öksürüğü, semptomu olan hastayı sağlık kuruluşunda tedavi etmiyor. 14 gün evde kalmasını ve solunum sıkıntısı olduğunda hastaneye müracaat etmesi şeklinde bir yaklaşım içinde ama biz hastalarımıza, 'Bizim sağlık kuruluşlarımızda yükümüz fazla değil, bu anlamda herhangi bir semptomunuz varsa lütfen evde beklemeyin erken bu kuruluşlarımıza müracaat edin, biz Amerika değiliz, biz İngiltere değiliz, biz Almanya değiliz, bu anlamda Türkiye'nin sağlık sistemine ve hekimlerine, çalışanlarına lütfen güvenin ve gurur duyun.' diyoruz."
'Büyüklerimiz ve gençlerimize, 'Biraz daha sabır' diyoruz'
İlk etabı hizmete giren Başakşehir Şehir Hastanesi ile İstanbul'da yapımına devam edilen hastaneler için sağlık personeli alımı olup olmayacağına ilişkin soruya Bakan Koca, yakın bir zaman önce yaklaşık 37 bin sağlık personelini istihdam ettiklerini, bunların kısa bir süre sonra görev yerlerine dağıtılacağını söyledi.
Bakan Koca, Başakşehir Şehir Hastanesi'nin 20 Mayıs'ta tam kapasite hizmet verdiğinde 3 bin 750 sağlık personeli ve 480 doktorun burada hizmet vereceğini de bildirdi.
Sokağa çıkma kısıtlaması bulunan 65 yaş üstü ve 20 yaş altı kişilerin belirli günlerde dışarı çıkıp çıkamayacaklarına ilişkin soruya da Bakan Koca, şu cevabı verdi:
"Gençlerimiz ve büyüklerimiz, bu dönemde büyük fedakarlıkta bulundu. Sokağa çıkma kısıtlamasıyla 65 yaş üzeri pozitif vaka oranı yüzde 38'lerden yüzde 17'lere düştü. Bu sonuç, alınan tedbirlerde ne kadar başarılı olduğumuz ve büyüklerimizi nasıl koruduğumuz açısından önemlidir. Bu konu Bilim Kurulunda gündem oldu ama önemli bir döneme girdik. Vaka sayısının azalış gösterdiği bugünlerde yoğun bakım, hastaneye yatış ve entübe edilen hastaların azaldığını birçok hastanede görüyoruz. O nedenle kurulda, 'Bir kaç haftayı daha sabırla geçirelim' diye genel anlamda düşünüldü. Büyüklerimiz ve gençlerimize, 'Biraz daha sabır' diyoruz. İnşallah yakın zamanda bahara hızla geçmiş oluruz."
Bakan Koca'ya, salgın nedeniyle mezuniyetlerine birkaç ay kalan hekim adaylarına sahada görev verilip verilmeyeceği de soruldu.
Salgın nedeniyle bütün dünyada hekim ihtiyacının ortaya çıktığını, Türkiye'de de olası bir durum karşısında neler yapabileceklerini virüsün yayıldığı ilk günlerde gündemlerine aldıklarını aktaran Koca, "Çok rahatlıkla söyleyebilirim ki bu dönemde sağlık kuruluşlarımızdaki yatak doluluk oranı yüzde 30 civarındadır. Hekim açığımız genel olarak var ama salgına yönelik ciddi bir sorunumuzun olmadığını görüyoruz. Bu nedenle bütün dünyada yapıldığı gibi hekim adaylarının erken mezun edilmesi ve bir an önce onlardan istifade edilmesi yaklaşımını, bizde ihtiyaç olmadığı için, düşünmüyoruz." diye konuştu.
Soru üzerine Bakan Koca, gelecek haftalarda vaka sayılarındaki düşüşün devam etmesinin yanı sıra ramazanda alınacak tedbirlere ne kadar uyulduğunu gördükten sonra okulların açılmasına yönelik değerlendirme yapabileceklerini aktardı.
Okulların erken dönemde açılmasının söz konusu olmadığını belirten Koca, gelecek haftaların seyrine göre konunun Bilim Kurulunun gündemine gelebileceğini söyledi.
İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediyelerinin sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle ulaşım seferlerini azalttıklarının ifade edilmesi üzerine de Bakan Koca, "Burada esas olan sosyal mesafenin korunabilir olmasıdır. Bunun için de sefer sayılarını azaltmak değil arttırmak gerekiyor. Sefer sayılarının azaltılmasının doğru olduğuna inanmıyoruz." dedi.