İSTANBUL (AA) - Ünlü yazar ve senarist Ömer Lütfü Mete'nin oğlu olan Ali Buhara Mete, telekonferans yöntemiyle AA muhabirlerinin sorularını yanıtlayarak, evde geçirdiği izolasyon sürecini ve projelerini anlattı.
Oyunculuğun yanı sıra müzikle de yakından ilgilenen sanatçı, yakın zamanda müzikseverlerin beğenisine sunduğu "Yazı" ve "Dönmeyeceksin" adlı eserleri sevenleri için seslendirdi.
Mete, normal yaşamında hayatta münzevi biri olduğunu dile getirerek, evde kalma sürecinin teknik anlamda kendisine çok tesir etmediğini fakat psikolojik ve sosyolojik anlamda dışarıdaki hayattan izole olmanın herkes gibi kendisini de etkilediğini söyledi.
"Umut iyi bir şeydir ve asla ölmez"Evde kaldığı süreçte mümkün olduğunca kitap okuduğunu anlatan Mete, "Son olarak Alphonse Daudet'nin 'Değirmenimden Mektuplar' kitabına başladım. Onun öncesinde de Balzac'ın 'Modeste Mignon' romanını okudum. Klasikleri okumak için çok güzel bir zaman. Özellikle kişisel gelişim anlamında da katkı sağlıyor. Bunun dışında da evde haftanın 3-4 günü spor yaparak formda kalmaya çalışıyorum." dedi.
Başarılı oyuncu, olaylara iyimser yaklaşıp evde kaldığı dönemi keyifli geçirmeye gayret ettiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Uzmanların koronavirüs konusundaki uyarılarını dikkate almak gerekiyor. Ben de dikkatle bütün uyarıları takip etmeye gayret ediyorum. Tüm vatandaşlarımızın da bu konuda bilinçli oldukları kanısındayım. Elbette çalışmak zorunda olan insanlar var. Onlara da kolaylıklar diliyorum. Verilen talimatlara uyarsak bu hastalığı daha kolay ve hızlı bir şekilde atlatabiliriz. Bize de düşen sorumluluk, her vatandaş gibi kurallara uymak. Her şeyin sonu var bu hayatta. Elbet (bu dönemin de) sonu gelecek. Güzel bir Hadis-i Şerif var, 'Yarın kıyametin kopacağını bilseniz, elinizdeki fidanı dikiniz.' diye. Bu anlamda gayretimizi, inancımızı, iyi hissiyatımızı kaybetmemeliyiz. Yapabileceğimiz güzel şeyler hala var. Evde geçirdiğimiz bu vakti, hem kişisel gelişim hem de tefekkür etme anlamında kullanabiliriz. Kalbimizi ferah tutma anlamında umuda ihtiyacımız var. Umut iyi bir şeydir ve asla ölmez."
"İnsanlara söyleyeceğim sözleri, hikayeleri şarkılarımla ulaştırmayı çok istiyorum"Lise döneminden bu yana tutkulu olduğu müzik çalışmalarını son dönemde artıran Ali Buhara Mete, "Müzik, her zaman hayatımın bir parçasıydı. 15 yaşında Gipsy Kings dinlerken ilk defa büyük bir ilham geldi ve bir anda 'Bu müzik aletini benim de çalmam gerek.' dedim. İlk o şekilde gitar çalmaya başladım. Sonra beste yapan çok güzel arkadaşlarım vardı lisede. Onlara özendim. Derken kendimizi tanımaya başlayınca 25 yaşında şarkı yapmaya başladım." diye konuştu.
Mete, yaklaşık 10 yıldır şarkı yazıp bestelediğini aktararak, şunları kaydetti:
"Nitekim aktörlükten dolayı müziğe profesyonel anlamda vakit ayıracak bir zamanım olmadı. Fakat yıllardır biriktirdiğim şarkılarım vardı. Bunları hep eş, dost biliyordu. Arkadaşlar arasında söylenen, bilinen şarkılardı ve hep 'Ne zaman bu şarkıları çıkaraksın, dinleyeceğiz?' diyorlardı. 'Diriliş Ertuğrul' setinden sonra bir boşluk oldu. Yazın sadece bir sinema filmi yapmıştım. 'Şuursuz Aşk' filmiyle başlayan yolculuğumuz bir çıkışa dönüştü. Film, 1980 dönemini anlatan birazcık siyasi bir hikayeydi. 'Yazı' şarkısının filmle beraber çok denk geleceğini düşündük. Sonrasında da 'Dönmeyeceksin' şarkımızla ikinci çıkışımızı yapmış olduk. Umarım dinleyiciler de beğenmiştir. İlk işlerimiz, daha çok yeniyim bu alanda. Muhakkak öğreneceğim çok şey var. Ürettikçe insanlara söyleyeceğim sözleri, hikayeleri şarkılarımla ulaştırmayı çok istiyorum."
"Yazı" parçasını, babasının kaleme aldığı şiirden yola çıkarak bestelediğini söyleyen Mete, "Kurtlar Vadisi'nde oynarken konuşuluyordu, 'Acaba babamın şiirlerini Deli Yürek dizisinde olduğu gibi şarkıya çevirebilir miyiz?' diye. Ben de o dönem şarkının bestesini bir arkadaşımla yaptım." ifadelerini kullandı.
"Şarkılar, telefonun içinde kalmamalı"Başarılı oyuncu, çıkış yaptığı şarkısının güzel değerlendirmeler aldığını anlatarak, "Genellikle YouTube'a falan baktığım zaman olumlu tepkiler alıyorum. Tabii ki alışık olduğum bir tepki daha var. Dizilerde aksiyon oyuncusu olarak görmeye alıştıkları için biraz yadırgayanlar da oluyor. Ama genel olarak baktığım zaman (dinleyicilerim) sağ olsunlar teveccüh gösteriyorlar. Güzel, motive edici yorumlar yapıyorlar. O yüzden hepsine müteşekkirim. Bana devam etmek adına umut veriyor." dedi.
Şubat ayında müzikseverlerin beğenisine sunduğu "Dönmeyeceksin" adlı parçasının da hissiyatına oldukça güvendiğini dile getiren Mete, "Şarkı biraz salgının çıkmasıyla talihsiz bir zamana denk geldi. Dolayısıyla planladığımız çalışmaları devam ettirme şansımız olmadı. Ama daha samimi şekilde sosyal medyadan geçen bir meydan okuma hazırladık. Bütün takipçilerimiz şarkının nakaratını söyledi. Oralardan çok güzel yorumlar geldi. Bunlar büyük mutluluk. Biz mücadeleden sorumluyuz, sonuçtan sorumlu değiliz. İnsanlara ulaşabiliyor olması çok önemli. Benim için bir şarkıyı yaparken çıkış noktam zaten şuydu, 'Bu şarkılar bu telefonunun içinde kalmamalı.' demiştim. O zaman bir enerjiye dönüşmüyor. 4-5 şarkılık bir albüm düşüncemiz var. Belki akustik bir çalışma da olabilir. Şu günleri bir atlatalım. İnsanlık adına sınavımızı doğru verelim. Sonrasında hepimizin güzel projelerle yola devam edeceğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Ali Buhara Mete, salgın dönemi biterse yaz aylarında yer alacağı sinema projelerinin olduğu bilgisini de vererek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Oyunculuk benim ilk göz ağrım, en sevdiğim işim. Böyle zamanlarda sette olmayı çok özlüyoruz. Ben de bu süreçte şarkı yapmaya gayret ediyorum. Yeni bir enstrüman aldım, bukulela. Bunu çalmaya başladım ve bununla bir şarkı yapmaya çalışıyorum. Umarım hepimiz için bu dönem hayırlı olur. Herkes bu süreçten gereken mesajları çıkarır ve dünyayı daha iyi bir yer yapmak adına daha çok gayret ederiz. Birlik ve beraberliğimiz adına daha iyi davranmaya başlarız."