Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı Erzurum Kongresi’nin 100’üncu yıl dönümü binlerce Erzurumlunun akın ettiği törenlerle kutlandı. Etkinliklere TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop da katıldı. Törende konuşan Şentop, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarih sahnesine çıkışının ilk adımının Erzurum Kongresi olduğunu söyledi.
23 Temmuz Erzurum kongresinin 100. yıl dönümü düzenlenen etkinliklerle kutlanıyor. Etkinlikler kapsamında ilk olarak Havuzbaşı Atatürk büstü önünde çelenk sunum programı gerçekleştirildi. Valilik, Garnizon Komutanlığı ve Büyükşehir Belediyesince çelenk sunumu yapıldı.
Ardından 7’den 70 binlerce Erzurumlu Cumhuriyet Caddesinden Kongre Binasına kadar ellerinde bayraklar ile yürüdü. 100. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında kongre binasında 100 yıl önce yapılan tarihi Erzurum kongresi temsili olarak yeniden canlandırıldı. Canlandırmanın yapıldığı Kongre salonunda protokolü ve vatandaşlar temsilen koltuklarda oturarak temsilci canlandırmaya eşlik etti.
Törene TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Erzurum Valisi Okay Memiş,Erzurum AK Parti Milletvekilleri Prof. Dr. Recep Akdağ, Zehra Taşkesenlioğlu, Selami Altınok ve İbrahim Aydemir, İYİ Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, AK Parti İl Başkanı Mehmet Emin Öz, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı ve binlerce vatandaş katıldı.
Etkinlikte konuşan TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Türkiye Cumhuriyetinin tarih sahnesine çıktığı ilk adımın Erzurum Kongresi olduğunu kaydederek, ”23 Temmuz 1919’da Erzurum’da, Erzurum Kongresi’nde millî iradenin hürriyet ve bağımsızlık ruhuyla şahlanışının yüzüncü yılında, Anadolu’daki varlığımızın bin yıldır en muhkem kalesi, en sarsılmaz merkezi olarak temayüz etmiş Erzurum’da ve aranızda olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Yüz yıl önce bugün şu mekânda kıt imkânlar ve bin bir zahmetle toplanıp vatanın ve milletin bölünmezliğini bir temel ilke olarak dünyaya ilân eden ecdadımıza; Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Kongre delegelerine yüce Allah’tan rahmet diliyor, bu vatanperver öncüleri şükranla anıyorum. Bildiğiniz üzere vatanı savunmak için yedi düvele karşı çarpıştığımız; esir olmamak için her cephede yüzbinlerce şehit verdiğimiz Birinci Dünya Savaşı, milletimizin ve devletimizin maddî gücünü adeta tüketmişti. Yüzyılın başında önce Balkanlar’da, sonra Akdeniz’de ve nihayet Basra, Musul, Hicaz ve Bilâd-ı Şam gibi güney bölgelerde halkımız katledildi, şehirlerimiz yakılıp yıkıldı, yağmalandı ve işgal edildi. Hele İstanbul’un işgali milletimizin tamamında derin bir üzüntü meydana getirdi” dedi.
Prof. Dr. Şentop konuşmasına şöyle devam etti:
“400 yıl sürmüş Selçuklu ve Türk Beylikleri devrinin aydınlanma çağı ve onu takip eden 600 yıllık Osmanlı altın çağı boyunca egemen, hür ve bağımsız yaşamış milletimiz, tarihte ilk kez bağımsızlığını ve hürriyetini yitirme tehlikesiyle karşılaşmıştı. 1918’in sonunda Mondros Mütareke Anlaşmasıyla iyice beliren bu tehlike, önce İstanbul’a düşman gemilerinin girmesi ve ardından İzmir ve Manisa’nın işgaliyle büyümüştü. Trabzon ve Erzurum başta olmak üzere Doğu’daki 7 vilayetimizin İngiltere, Fransa, Rusya ve Amerika gibi devletlerce peşkeş çekilmek ve vatandan koparılmak istenmesi ise ölüm demekti. Milletimizin bağımsızlık ve esarete boyun eğmeyen asil ruhu, Erzurum’da, Trabzon’da, Samsun’da, Sivas, Erzincan, Elazığ, Bitlis, Diyarbakır ve Van’da nice asil ve kahraman vücutlarda harekete geçmiş, işte bu ölüm tehlikesine dur demek için yüz yıl önce bugün burada toplanmışlardı. Hatta bu 23 Temmuz Kongresi’nden önce sadece Erzurum ölçeğinde yapılmış bir kongre daha vardır; “Erzurum Vilayet Kongresi” 17 Haziran 1919’da toplanmıştır. Zira 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgal edildiği haberi Erzurum’da ve Trabzon’da derin bir kaygı dalgası oluşturmuştu. Bu sebeple hemen harekete geçilip önce vilayet ölçeğinde, sonra bölgesel ölçekte toplantılar planlanmıştır. 15 Mayıs 1919’da İstanbul’dan Samsun’a doğru yola çıkan Atatürk ve beraberindeki heyet Havza, Amasya, Sivas, Erzincan yoluyla 3 Temmuz’da Erzurum’a ulaşınca toplanacak kongrenin doğal lideri de belli olmuş, yüzler gülmeye başlamıştı. Erzurum’daki 3. Ordu Müfettişi olarak görevlendirilen Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı ve beraberindeki heyeti, başta Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa olmak üzere Erzurum’un ileri gelenleri büyük bir sevinçle ve misafirperverlikle Ilıca’da karşılamışlardır. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Erzurum’a gelmesinden beş hafta önce, 30 Mayıs’ta Erzurum Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti, Trabzon vilayeti ile de istişare ederek bir kongre toplanmasına karar vermiş, bu amaçla bölgedeki illere de telgraflar çekilmişti. Mayıs ayındaki bu yazışmalarda, Karadeniz’dekiler dahil bütün doğu vilayetlerinin katılacağı kongrenin Temmuz ayı içerisinde toplanması kararlaştırılmıştı. İşte Gazi Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, aslında Milli Mücadele’nin ilk ve en önemli hamlesi demek olan Erzurum Kongresine katılmak üzere şehrimize gelmişlerdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin tarih sahnesine çıkışının ilk adımı hiç şüphesiz Erzurum Kongresidir. Kurucu devlet başkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Erzurum’u ve dadaşları çok sevmiş, çok duygulu anlar yaşamıştır burada. Şehre gelir gelmez birkaç gün sonra 9 Temmuz’da askerlikten istifa etmiş ve görevine milletinin sade bir ferdi olarak devam edeceğini açıklamıştı. Damat Ferit Paşa hükümetince tutuklanmak istenmiş, fakat başta Kazım Karabekir Paşa olmak üzere bütün Erzurum halkı bu bağımsızlık liderini bağrına basıp baş tacı etmiştir. Kongre’den sonra uzun süre Erzurum’da kalarak Millî Mücadele’yi buradan yönetmiştir. Hatta bildiğiniz gibi nüfusunu Erzurum’a aldırarak Erzurumlu olmuştur. Doğup büyüdüğü memleketi Selanik’in elden çıkmış olmasının üzüntüsü içindeyken, kahraman Erzurumluların kendisine yönelik hemşerilik teklifine çok memnun olmuş ve 27 Ağustos 1919’da Erzurum nüfusuna kaydolmuştur. 4 Eylül’de Sivas’ta toplanacak olan Sivas Kongresi’ne katılmak üzere Erzurum’dan ayrılmıştır. O gün vatanımızı bölmeye, parçalamaya, önce işgal edip ardından peşkeş çekmeye yeltenen düşmanlar, bugün de benzer oyunlar oynamaktadırlar. Ancak milletimiz, bu kirli oyunları geçmişte “millet ruhu” ile bozmuştur. Bugün de herhangi bir işgal yahut bölme teşebbüsüne karşı en büyük savunma gücümüz işte bu millet ruhudur. Nedir millet ruhu, millet olmak ne demektir, bunun üzerinde düşünmemiz lazım. Yüz yıl öncesinden bugünümüzü inşa eden ve adını andığım, anamadığım tüm kahramanlarımıza büyük şükran borçluyuz. Milletimiz ve devletimiz bugün yüz yıl öncesinden çok daha güçlü ve mutludur. Onlardan bize miras kahramanlık ve vatanperverlik ruhuyla gelecek yüzyıllarda da çok daha güçlü ve daima hür ve bağımsız yaşayacaktır. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün kongre delegelerine, onları Erzurum’a davet eden Erzurumlu vatan sevdalılarına; özellikle de Albayrak Gazetesi sahibi Süleyman Necati Bey’e, Hüseyin Avni Bey’e ve Cevat Dursunoğlu Beylere de bu vesileyle rahmet diliyor, milletimiz adına teşekkür ediyorum. Erzurum Kongresi’nin Yüzüncü yılı münasebetiyle, yüz yıl önce dedelerinin geldiği gibi çevre illerden yine Erzurum’a gelip toplanan ve bu kutlu günü yad eden siz saygıdeğer misafirleri, sizlerin şahsında hemşehrisi olduğunuz şehirlerimizdeki vatandaşlarımızı ve bütün milletimizi saygıyla selâmlıyorum. 100 yıl önce, Anadolu’daki Müslüman-Türk varlığının muhkem kalesi Erzurum’da vatanı kurtarmaya ahdetmiş kahramanların mirasından ilham alarak dünyaya sözümüz şudur. Vatan bölünmez, Millet yenilmez, Türkiye mağlup edilemez.”
Yapılan törenin ardından Kongre Binasında tarihi canlandırma yapıldı.