Memur-sen Malatya İl Temsilciliği Tarafından Düzenlenen Basın Açıklaması İle Doğu Türkistan Başta Olmak Üzere Yemen, Mısır, Arakan Ve Suriyeli’de Yaşanan İnsanlik Dramına Dikkat Çekildi.
Memur-Sen Malatya İl Temsilciliği tarafından düzenlenen basın açıklaması ile Doğu Türkistan başta olmak üzere Yemen, Mısır, Arakan ve Suriyeli’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekildi.
İlk olarak merkez PTT’de Mısır Cezaevlerinde işkence ve ağır koşullar altında tutulanlara mektup gönderilmesi ile başlayan etkinlik daha sonra Soykan Meydanındaki basın açıklaması ile devam etti. Memur-Sen’e bağlı sendikalar ve bir çok STK’nın da destek verdiği eylemde konuşan Eğitim-Bir-Sen Malatya Şube Başkanı ve Memur-Sen İl Temsilcisi Hüseyin Söylemez, “ABD’den Rusya’ya, Çin’den AB’ye kadar küresel emperyalizm, insanlığa ve özelde İslam dünyasına karşı acımasız bir savaş yürütüyor. Küresel emperyalizm nedeniyle küresel yoksulluk ve açlık büyürken, iç savaşlar ve insani krizler derinleşiyor” dedi.
Bugün dünyada 66 ülkede savaş ve çatışmanın yaşandığını ifade eden Söylemez, ölen her 4 kişiden 3’ünün ise sivillerden oluştuğunu dile getirdi. 2018’de savaş ve çatışmalarda 12 binden fazla çocuğun yaşamını yitirdiğini anlatan Söylemez, “BM’nin tespitlerine göre geçen yıl ölen ve yaralanan 24 binden fazla çocuğa karşı ağır hak ihlallerinin nedeni, çocukların savaşçı olarak kullanılması, cinsel şiddete maruz kalması ve hastane ya da okullara saldırılar düzenlenmesidir” ifadelerine yer verdi.
Emperyalizmin kurduğu terör örgütlerinin saldırıları sonucunda 2018’de 16 bin kişinin yaşamını yitirdiği belirten Söylemez, “Nitekim PKK/YPG’nin de, IŞİD’inde arkasında bu güçler var” dedi. Dünyada açlık, yoksulluk ve savaşlar nedeniyle 70 milyon insanın mülteci durumunda yaşadığını da söyleyen Başkan Söylemez, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Batı’da yükseltilen ırkçılık ve göçmen düşmanı politikalar; göçmenlere sistematik saldırılarla hatta Yeni Zelanda’da olduğu gibi büyük katliamlarla sonuçlanıyor. İslam dünyası ise Sykes-Picot düzeniyle birbirine düşman kılınmış, etnik, dini, mezhebi fay hatlarıyla tuzaklanmış olmanın ağır sonuçlarını yaşıyor. Filistin halkı, 70 yıldan fazla bir süredir Siyonist işgal güçlerinin sistematik soykırımına maruz kalıyor. Mescid-i Aksa işgal edilmiş ve yıkım tehdidi altında. Emperyalist paylaşımın en kanlı sahnesi Suriye, ABD ve koalisyon güçleri ile Rusya, İran ve Esed rejimi saldırılarıyla kan gölüne dönmüş durumda. Yüzbinlerce kişinin öldüğü, 5 milyon 700 bin kişinin ülkesini terk etmek zorunda kaldığı Suriye’de ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri Eylül 2014’ten bu yana 900’ü çocuk ve 700’ü kadın olmak üzere 3 binden fazla sivili katlederken; Rusya, Eylül 2015’ten bugüne yaklaşık 2 bini çocuk en az 7 bin sivili katletti. Esed rejimi ise 2011’den bu yana 173’ü çocuk 14 bin 131 kişiyi işkencelerde öldürdü. 2018’de bin 437’si çocuk 19 binden fazla insan yaşamını yitirdi. Mısır’da Sisi cuntasının hapishanelerinde her yaştan kadın-erkek binlerce kişi işkence ya da kötü koşullar nedeniyle hayatlarını kaybediyor, sözde yargılamalarla idam ediliyor. Yakınlarının ve avukatlarının görüşmelerine izin verilmiyor. Sözde demokrat Batı’nın ikiyüzlülüğü Mısır’da yaşananların dünya kamuoyunda tartışılmasını engelliyor. Komünist Çin rejimi, İspanyolların Endülüs’te yaptığı fiziki ve kültürel soykırımın benzerini Doğu Türkistan’daki Müslüman Uygur kardeşlerimize karşı gerçekleştiriyor. 28 toplama kampında tutulan 1 milyondan fazla Uygur, ideolojik programlarla kültürel, dini ve etnik yönden asimile ediliyor. Kampların dışında kalanlar ise evlerine yerleştirilen ve birlikte yaşamak zorunda bırakıldıkları Çinli erkekler üzerinden baskı görüyor. İşkence ve idam cezası karşısında Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin hiçbir hak arama imkanı da bulunmuyor"
Memur-Sen olarak, dünyanın yaşadığı insani krizin arkasında emperyalizmin sömürü düzeninin olduğunu bir kez daha vurguladıklarını ifade eden Söylemez, “Bizler, Memur-Sen olarak Dünya İnsan Hakları günü münasebetiyle, bütün vicdanlı insanları, bütün erdemli hareketleri insanlık ortak paydasında mazlumlarla dayanışmaya davet ediyoruz. Buradan bütün dünyaya haykırıyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun mazlumların yanında zulme karşı durmaya devam edeceğiz. Emperyalizmin sömürü düzenine karşı direniş ateşini her koşulda harlamayı sürdüreceğiz. Biz vicdanın sesiyiz. Bütün sesleri sustursalar da vicdanın sesini susturamazlar. Tarihe ve insanlığa karşı sorumluluğumuz gereği susmayacağız. Mısır, Suriye, Doğu Türkistan ve Filistin zindanlarındaki kardeşlerimiz özgür oluncaya, dökülen kanlar duruncaya kadar mazlumların sesi, çığlığı olacağız.” diye konuştu.