AMASYA (AA) - Milli Mücadele'nin bağımsızlık ateşinin yakıldığı, Kurtuluş Savaşı'nın yol haritasının belirlendiği ve 22 Haziran 1919'da açıklanan Amasya Genelgesi'nin üzerinden 101 yıl geçti.
Mondros Ateşkes Antlaşması'nın 1918 yılında imzalanmasının ardından Anadolu, düşman tarafından işgal edilmeye başlandı.
19 Mayıs 1919'da 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun'a atanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milletin bağımsızlığının tehlikede olduğunu görüp kurtuluş mücadelesini başlatmaya karar verdi.
Amasya'ya gelmeden önce Havza'ya geçip bir süre hazırlık yaparak toplumun önde gelenleriyle iletişime geçen Mustafa Kemal, Amasya Müftüsü Hacı Tevfik Efendi'ye bir telgraf göndererek Amasya'ya gelmek istediğini bildirdi.
Hacı Tevfik Efendi, Mustafa Kemal'in telgrafına, "Amasya halkı vatan, din ve devlet yolunda mücadele edenleri bağrına basmakla müftehir olacaktır." şeklinde cevap verdi.
Amasya'da vatandaşlar ve şehrin önde gelenleri tarafından coşkuyla karşılanan Mustafa Kemal, Müftü Hacı Tevfik Efendi'nin, "Beldemize hoş geldiğiniz Paşa. Bütün Amasya emrinizdedir. Gazanız mübarek olsun." sözleriyle daha da moral buldu.
Ardından Saraydüzü Kışlası'nda 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa ve "Hamidiye kahramanı" olarak tanınan eski Bahriye Nazırı Hüseyin Rauf Bey, 3. Kolordu Komutanı Refet Bey, Kurmay Yarbay Arif Bey, eski İzmit Sancak Beyi İbrahim Süreyya Bey, Yüzbaşı Osman Nuri, Tufan Bey, Yedek Teğmen Recep Zühtü, Efganlı, Teğmen Abdurrahman, Maliye Müfettişi Arif Bey, Erzurum 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa, Yıldırım Kıtası Müfettişi Mersinli Cemal Paşa, Edirne'de 1. Kolordu Komutanı Cafer Tayyar Bey'in de telgraf vasıtasıyla katıldığı genelge görüşmeleri, 21 Haziran'da başladı.
Ertesi sabaha kadar devam eden görüşmelerin ardından bütün dünyaya, vatanın bütünlüğünün ve milletin istiklalinin amaçlandığı yüksek sesle duyuruldu.
"Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır." cümlesi, alınan bütün kararların özeti ve bağımsızlığa giden yolun başlangıcını oluşturdu.
"Amasya Tamimi ile Milli Mücadele'nin stratejisi belirlendi"Amasya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Songül Keçeci Kurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mondros Ateşkes Antlaşması'nın 1918 yılında imzalanmasının ardından İngilizler, Fransızlar ve Yunanların işgalinin başladığını belirterek, "Amasya Tamimi, tarihimizde çok önemli bir yere sahip. Özellikle Kurtuluş Savaşı'nın amacının, gerekçesinin, yönteminin belirlenmesi, sonrasında izlenecek yol haritasının çıkarılması adına öneme sahip." dedi.
Bu dönemde İzmir'in işgalinin çok büyük üzüntüye sebep olmakla birlikte aynı tarihlerde Mustafa Kemal Atatürk'ün Anadolu'ya geçerek mücadele başlatmasının kaderin bir cilvesi sayılabileceğine dikkati çeken Kurt, şöyle devam etti:
"Amasya'da halkın Mustafa Kemal'e inancı, Milli Mücadele'de ikinci aşamaya geçmek için önemli bir adım oldu. Atatürk'ün Amasya'ya gelmeden önce hazırlık sürecinin yaşandığını biliyoruz. Buradaki çeşitli şahıslarla iletişim halinde bulunuyor Atatürk. Özellikle Amasya Müftüsü Mehmet Tevfik Efendi'ye telgraf göndererek, Amasya'ya geleceğini bildiriyor ve halkın durumunu öğrenmek istiyor. İşte bu bir aylık süre içinde yaşanan gelişmeler, halkın Milli Mücadele'ye ilgisi, sadakati ve buna yönelik duyacakları inançla daha da kuvvetleniyor. 12 Haziran'da Amasya'ya gelmesiyle Mustafa Kemal, halkın inancının ne kadar yüksek olduğunu bizzat kendisi de görüyor."
Kurt, Amasya Tamimi ile dünyaya güçlü bir mesaj verildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Amasya Tamimi son derece önemli. Burada millet iradesine vurgu yapılıyor. Artık İstanbul'daki hükümetin görevini yapamadığı, milletin kaderinde rol alamayacağı herkes tarafından anlaşılıyor. Dolayısıyla millet artık kendi kaderini kendisi belirleyecek bir noktada bulunuyor. Bu genelge vasıtasıyla hem milli kuvvetleri etkin hale getirmek hem de milletin iradesini güçlü kılmak adına çok önemli kararlar alınıyor.
Bir diğer önemli nokta da padişahın üzerine düşen görevlerini yerine getiremediğini ilan etmek. Bu da o dönem içinde son derece önemli bir husus. Çünkü devlet başkanının görevini yapmadığını ifade ediyorsunuz ve bunun altına birçok insan imza atıyor. Aynı zamanda Müftü Abdurrahman Kamil Efendi bu minvalde vaaz veriyor insanlara. Bu vaazın da insanlar üzerinde büyük etkisi var. O dönemde padişahın aynı zamanda halife kimliği var. Padişahtan artık yardım gelmeyeceğini halka kabul ettirmek, belki de Amasya'nın en önemli başarısı. Milli Mücadele'nin planının, rotasının, stratejisinin belirlendiği çok önemli bir olay Amasya Tamimi."