Dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 ile mücadele etmek için kendi önceliklerini hiçe sayıp 'canlarından bir parça' olan yavrularından uzakta kalan sağlık çalışanı anneler, çocuklarına duydukları özlemle Anneler Günü burukluğu yaş?
Toplum sağlığı için kendi önceliklerini hiçe sayarak olası bulaş riskini aile bireylerine taşımamak için evlerinden ayrı yaşamak dahil her türlü fedakarlığı sergileyen sağlık çalışanları, ailelerine duydukları özlem ve hasretle görevlerini sürdürüyor.
Sağlık çalışanı annelerin canlarından bir parça olan yavrularına olan bu özlemi, Anneler Günü'nün gelmesiyle katlanarak artıyor.
Birçok anne bu özel günün önemini yanlarında olan evlatlarıyla doyasıya yaşarken, sağlık çalışanı anneler koronavirüs salgını kapsamında canları pahasına yürüttükleri görevleri nedeniyle çocuklarının yanında olamamanın hüznünü taşıyor.
Sağlık çalışanlarının çocuklarıyla duygusal telefon görüşmeleri
AA ekibi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Sultan 2. Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü 112 İl Ambulans Servisi Anadolu Komuta Kontrol Merkezinde görevi başında bulunan sağlık çalışanı annelerin, Anneler Günü dolayısıyla çocukları ile görüntülü konuşmalarına tanıklık etti.
Haftalardır göremedikleri çocuklarına korkusuzca sarılacakları, öpüp koklayacakları günün hayalini kuran anneler ile yavrularının görüşmeleri sırasında duygu dolu anlar yaşandı.
Annelerine duydukları özlem ve sevgiyi dile geçiren çocuklar, annelerini bir süre daha görmeyecekleri düşüncesiyle Anneler Günü'nü kutlarken, gözyaşlarını tutamadı.
Yaşlarının küçük olması nedeniyle durumu tam idrak edemedikleri için annelerine küsen bazı çocuklar ise telefonda konuşmaktan kaçındı.
"Anneler benim için de sarılsınlar çocuklarına"İstanbul Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden Kovid-19 salgını nedeniyle geçici olarak Sultan 2. Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne görevlendirilen Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Semiha Çelik Ekinci, AA muhabirine, Şira (3) ve Ali Rıza (5) adında 2 çocuğu olduğunu söyledi.
Sürecin başında çocuklarıyla beraber yaşadığını fakat hem çocuklarına hem de onlara bakan babaanneleri ve dedelerine virüsü taşıma riski nedeniyle onları daha güvenli bir yere gönderdiklerini kaydeden Ekinci, şunları anlattı:
"7 haftadır çocuklarımdan ayrıyım, çok özlüyorum. Daha önce onlardan hiç ayrı kalmadım. Her gece onlarla sarılıp uyuyan, beraber oyunlar oynayan bir anneydim. Şimdi çocuklarım artık görüntülü görüşmelerden bile kaçıyorlar. Özellikle oğlum çok duygusal, çok az görüşüyor benimle. Telefonla konuştuğumuz zamanlar 'Anne mikroplar bitince geleceksin di mi?', 'Anne virüsler azaldı mı, ne zaman geleceksin?' diye soruyorlar ama daha çok reddetme, uzak durma şeklinde yaklaşıyorlar. Yaptığım işle gurur duyuyorum ama çocuklarımın hafızasında bir şey kalır diye de korkuyorum. Psikologlara danıştım, 'Terk edilmiş duygusu mu yaşıyorlar?' diye. Onların özlem duygusunu reddetmek için görüntülü konuşmaktan kaçtığını söylediler."
Anneler Günü'nde çocuklarından ayrı olduğu için nöbete gelmeyi düşündüğünü dile getiren Ekinci, "Annelik farklı ve güzel bir duygu. Bazen korumak için onlardan uzak durmak gerekiyor. Anneler benim için de sarılsınlar çocuklarına." dedi.
"Kokusunu özlemek..."Dahiliye Uzmanı Dr. Fatma Nihan Akkoç Mustafayev, ilk vaka çıktığında hastanenin pandemi için kullanılacağını düşündüğünden enfeksiyon hastalıkları uzmanı eşiyle evden ayrılmak durumunda kaldıklarını, 3 yaşındaki çocuğu Ömer Kaan'a eşinin ailesinin baktığını anlattı.
Çocuğuyla çok nadir görüşebildiğini ifade eden Mustafayev, oğlunun başlangıçta evde olmamalarını oyun gibi algıladığını ama bu süreç uzayınca kendilerine küsmeye başladığını söyledi.
Anneler Günü dolayısıyla bu hafta sonunun zor geçeceğini belirten Mustafayev, "Her gün bu burukluğu yaşıyoruz. Katlanmak zor. Giderek artan bir özlem var. Kokusunu özlemek... Her akşam birlikte uyduğumuz için giderek zorlaşmaya başladı. Her hastaneden çıktığımda eve değil de başka bir yere gidiyor olmak... Kelimelerle anlatılacak gibi değil." diye konuştu.
"Çocuklarımı öpüp koklayamıyor, sarılamıyorum"Kovid-19'a yakalandıktan sonra iyileşerek görevine dönen temizlik personeli Birçin Kılıç, biri 7 yaşında ve diğeri 15 aylık olan iki kızı olduğunu, çocuklarına bakabilecek bir yakını olmadığı için hastalığı sürecinde tedbirini alarak onlarla ilgilenmek zorunda kaldığını ve hastalığı çocuklarına bulaştırmadan atlattığını belirtti.
Anneliğin çok güzel bir duygu olduğunu ifade eden Kılıç, "Çocuklarıma dokunamamak çok kötü bir duygu. Yan yanayız ama onları öpüp koklayamıyor, sarılamıyorum." dedi.
Hastanenin Kovid Servisi Sorumlu Hemşiresi Dilek Kasım da 8 yaşında bir çocuğu olduğunu, pandemi süreci başladığında evi ayırmayı düşündüklerini fakat yapamadıklarını belirterek, "Maske kullanarak ve izolasyona dikkat ederek evde beraber yaşıyoruz. Evde olup çocuğuna dokunamamak anne ve çocuk ilişkisi için zor bir durum. Kendimizi geçtik artık sadece sevdiklerimi korumaya çalışıyoruz. Çocuğumun yaşı iletişim kurabildiğimiz bir seviyede olduğu için anlıyor ama bu süreci kolay da atlatamıyor. 'Dokunmayalım, öpmeyelim, daha sonra öpüşeceğiz.' dediğimde söz dinliyor." ifadelerini kullandı.
"Çocuklarımdan uzakta ilk Anneler Günüm"112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonunda görevli Acil Tıp Teknisyeni Dilek Türk, evli ve 3 çocuk sahibi olduğunu, Türkiye'de ilk vakanın görülmesinden bir hafta sonra çocuklarını annesine bırakarak ayrı yerde yaşamaya başladığını belirtti.
Çocuklarını uzun zamandır görmediğini aktaran Türk, "Kızım daha büyük olduğu için zorlansa da bunu olgunlukla karşıladı. Onun için ben iş yerinde insan hayatı kurtaran biri ama evde anneyim. Şu dönemde anneliği biraz köşeye bırakıp sadece insanları kurtarmaya yöneldiğimin farkında. Bu yüzden sıkıntılı ve üzücü bir dönem geçiriyoruz. 2 yaşındaki çocuğuma bu durumu anlatamıyorum. İkimiz için de çok güç. Onunla çok sık görüşmemeye çalışıyorum. Yaşı küçük olduğundan aramızdaki duygusal bağ daha kuvvetli. O hasreti gideremiyoruz." diye konuştu.
Türk, çocuklarımdan uzakta geçireceği ilk Anneler Günü olduğunu ifade ederek, "Yanlarında olamadığım için duygusal açıdan yıprandılar. Bir kaçma, küsme, darılma yok ama tabii ki de bir kırgınlık oluyor. Görüşmelerimiz hep ağlamaklı, 'Seni çok özledim, ne zaman bitecek?' demekle geçiyor." dedi.
"Annecim ne olur bizden vazgeçme"Kovid-19'u yenen 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonunda görevli Dr. Hande Karel, 2 çocuk annesi olduğunu, 1,5 aydır çocuklarından uzakta yaşadığını dile getirdi.
Çocuklarının bu süreçten çok etkilendiğini, "Anne ne zaman seni göreceğim?", "Seni çok özledik, sarılmak istiyoruz." gibi içini burkan cümleler kurduklarını kaydeden Karel, hediye ettiği günlüğe kızının "Annecim ne olur bizden vazgeçme, seni çok seviyoruz." yazdığını aktardı.
İlk defa çocuklarından ayrı Anneler Günü geçireceğini belirten Karel, annelere, "Bu süreçte evde çocuklarının yanında olabilen anneler ne kadar şanlı. Onları doyasıya öpüp koklasınlar, sarılsınlar. Onlarla geçirdikleri vaktin kıymetini bilsinler." diye seslendi.
"Çocukları yanında olan anneler çok şanslı"İstanbul İl Ambulans Servisinde Paramedik olarak görev yapan 1 çocuk sahibi Müşerref Koçoğlu da 26 Mart'a Kovid-19'a yakalandığını ve hastalığın eşine de bulaştığını, bu süreçte kızından ayrı yaşadıklarını, sadece görüntülü görüştüklerini anlattı.
Sağlıkçıların çocuklarının fedakarca davrandığını ifade eden Koçoğlu, kızının hastalık nedeniyle ayrı kalmaları gerektiğinin farkında olduğunu fakat bu sürecin hem kendisi hem de kızı için çok zor geçtiğini, bir yandan hastalıkla bir yandan da çocuğunun özlemiyle mücadele ettiğini söyledi.
Anneler Günü'nün buruk geçeceğini belirten Koçoğlu, "Çocuklarımıza sarılamayacağız, öpemeyeceğiz. Yaklaşık 1,5 aydır çocuklarımızı öpmüyoruz. Onlardan uzak duruyoruz, hastalık taşımaktan korkuyoruz. Çocuklarının yanında olan anneler çok şanslı, bunun kıymetini bilsinler. Anneler Günü'nü bizim için de kutlasınlar." şeklinde konuştu.