İSTANBUL (AA) - Dünyada etkisini artırarak sürdüren yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde mesleki ve teknik liseler, fedakar sağlık çalışanlarına koruyucu tıbbi malzeme ulaştırmak için "üretim üssü"ne dönüşürken, meslek lisesi öğretmenleri de üretim seferberliğinin kahramanları olarak öncü rol oynadı.
Koronavirüs salgını birçok alanda olduğu gibi eğitimde de değişime neden oldu. Üretime dayalı eğitimin öneminin bir kez daha kanıtlandığı salgın sürecinde, toplumda meslek liselerine olan olumsuz algı da yıkıldı.
Türkiye'de ilk Kovid-19 vakasının görülmesinin ardından tıbbi ve medikal malzeme temininin zorlaşmasıyla Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), mesleki ve teknik liselerin üretim kapasitesini harekete geçirdi.
Bu süreçte Kovid-19'la en ön safta savaşan sağlık çalışanlarına koruyucu tıbbi malzeme ulaştırmak için adeta "üretim üssü" haline gelen meslek liseleri, Türkiye'nin salgınla mücadelesinde hayati görev üstlendi.
Maskeden dezenfektana, solunum cihazından temassız ateş ölçere...MEB, yaptığı Ar-Ge çalışmalarıyla meslek liselerinde üretilen ürün çeşitliliğine her gün bir yenisini daha ekledi. Meslek liselerinde, maskeden dezenfektana, koruyucu siperlikten tek kullanımlık önlük ve tuluma, ultrasonik cerrahi maske makinasından temassız ateş ölçere, solunum cihazından hava sterilizasyon cihazına, izole numune alma ünitesinden yoğun bakım yatağına kadar ihtiyaç duyulan birçok malzeme ve makinanın üretimi gerçekleştirildi.
İstanbul'da üretime destek veren liselerde 46 milyon 700 bin cerrahi maske, 180 bin litre el dezenfektanı, 7 milyon 280 bin litre yüzey dezenfektanı, 10 bin 350 litre kolonya, 3 milyon 100 bin plastik çatal bıçak, 120 bin tek kullanımlık tulum ve önlük, 1 milyon 200 bin siperlikli maske üretildi.
Ayrıca, 112 3D yazıcı, 30 ultrasonik cerrahi maske makinesi, ultrasonik lastik kaynak makinesi (paletsiz), 12 ultrasonik lastik kaynak makinesi (paletli), 2 solunum cihazı, 50 ozon hava dezenfekte cihazı, 6 Ultraviyole-C hava sterilizasyon cihazı, 2 video laringoskop cihazı ve 55 sosyal mesafe ölçüm cihazının üretimi yapıldı.
İhtiyacı karşılamak için 7/24 mesai harcadılarMeslek lisesi öğretmenleri, salgının ilk zamanlarında sağlık çalışanlarının acil ihtiyacı olan tıbbi koruyucu malzemeleri üretmek için "Meslek lisesi memleket meselesi" şiarını benimseyerek fedakarca çalıştı.
Sürecin başında temininde zorlanılan maske ve dezenfektan üretimine yoğunlaşarak, gerekli ihtiyacı karşılamak için 7/24 mesai harcayan öğretmenler, üretim seferberliğinin kahramanları oldu.
Öğretmenlerin yanı sıra idareciler ile mesleki eğitim alarak kollarına "altın bilezik" takan öğrenciler de bu üretim seferberliğine gönüllü destek verdi.
Mesleki eğitim yöneticileri, öğretmenleri ve öğrencilerinin bu zor günlerde fedakarca çalışma ve üretme hassasiyeti toplumun birçok kesiminden takdir topladı ve "kara gün dostu" olan meslek liselerinin önemini gösterdi.
100 tonu aşkın dezenfektan ürettilerGaziosmanpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kimya Öğretmeni Erkan Uzun, AA muhabirine, salgın sürecinde hem el ve ortam dezenfektanı ile sıvı sabun ürettiklerini hem de Ar-Ge çalışması yaptıklarını, 2 farklı ürünle başladıkları üretime 6 farklı ürünle devam ettiklerini anlattı.
Salgının başında yüksek oranda dezenfektana ihtiyaç duyulduğunu, kısıtlı insan gücüyle çalıştıkları için üretimde ve ihtiyacı karşılamada sıkıntı yaşadıklarını belirten Uzun, şöyle konuştu:
"Üretime tek başladım. Şu anda 2 öğretmen ve 4 öğrenciyle üretimleri sürdürüyoruz. Günlük 8 ton üretim yapabiliyoruz. Salgın sürecinin başından itibaren 100 tonun üzerinde üretim yaptık. Öğretmenler bu süreçte aktif rol aldılar. Son birkaç yıldır MEB'in üretim konusunda büyük destekleri oldu. Tabii ki öğretmenlerimizin de çok büyük gayreti var. Bilhassa salgın dönemiyle üretim yapmayan okulların üretime başlaması, üretim yapan okulların kapasitesini artırması gibi durumlar söz konusu oldu. Hem MEB'in yardımları hem de öğretmenlerin özverili çalışmalarıyla önemli sonuçlar ortaya koyduk."
"Mesai saatlerimizi artırarak gece-gündüz demeden ürettik"Kimya Öğretmeni Gökhan Şit de dünyayı saran bir pandemi süreciyle karşı karşıya olunduğunu ifade ederek, "Sağlık personelleri bu süreçte çok ciddi bir emek sarf ettiler ve sarf etmeye devam ediyorlar. Biz de Milli Eğitim camiası olarak elimizden ne geliyorsa yapmak için ciddi bir mücadelenin içerisine girdik. Öğretmen ve öğrenci sayımız az olsa da mesai saatlerimizi artırarak gece-gündüz demeden çalışarak üretime sürekli devam ettik." dedi.
Ar-Ge çalışmaları sonucu "hipokloröz asit" adıyla su bazlı dezenfektan ürettiklerini aktaran Şit, bu ürünün 6,2 pH değerinde olduğunu, içerisinde kimyasal madde bulundurmadığını, kalıntı özelliği göstermediğini, evde meyve ve sebzeleri yıkamak için dahi güvenle kullanılabileceğini söyledi.
"Tedirginlik yaşamakla beraber göreve koşarak geldik"Küçükköy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Moda Tasarımı Öğretmeni Deniz Erdoğdu, salgın sürecinde üretim için gönüllü olduklarını, bu işin altına ellerini koyduklarını ifade etti.
Mart ayında üretime başladıklarını belirten Erdoğdu, şunları anlattı:
"Hem öğretmenler hem öğrenciler olarak tedirginlik yaşamakla beraber görev bize verildiğinde koşarak geldik. Sürekli aktif bir şekilde çalıştık. Mart ve nisan ayı çok yoğun geçti. İlk zamanlarda 09.00'dan 21.00'e kadar çalışıyorduk. Makine kullanmayı bilmiyordum. Tekstil ve moda tasarım öğretmeni olmakla beraber kullanılan makine bize biraz yabancı, makine bölümü öğretmenlerine uygun. 2 gece uykusuz kaldım. 'Altından kalkabilir miyim?' korkusu yaşadım. Birkaç gün yoğun bir şekilde çalıştıktan sonra o süreci atlattık. Makinelerimiz hızlı ve bu işe uygun değildi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü hemen devreye girdi, yeni makine gönderdiler. Hızlı bir şekilde işe adapte olduk. 5 milyondan fazla maske ürettik. MEB'in yetkililerinden öğrenci ve hizmetli arkadaşlarımıza kadar bu süreçte taşın altına elimizi koyduk. Öğretmen arkadaşlarımız anaokullarının da kapandığı süreçte çocuklarını evde bırakarak buraya geldiler, fedakar bir şekilde çalıştılar."
Moda Tasarım Öğretmeni Yasemin Bozlak da bilinmeyen bir süreç olduğu için salgının başında korkuyla okula geldiklerini dile getirerek, "Sağlık çalışanlarımız virüsle en ön cephede savaşırken, bizler de burada üretim seferberliğine destek verdik. Sağlık çalışanlarımıza bir şekilde katkıda bulunabilmek çok güzel. Elimizden ne geliyorsa yapmaya çalışıyoruz. Çalışma tempomuz aynı yoğunlukta devam diyor. Meslek lisesi öğretmenleri olarak çok çalışarak bu sürece katkı sağladığımızı düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"İlk zamanlarda maske temini zor olduğundan 24 saat çalıştık"Sultanahmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Makine Öğretmeni Muhammet Günyüz, makine temininin ardından kurulum aşamasında zorluk yaşadıklarını, 4 makine öğretmeni olarak gece-gündüz çalışıp kurulumu gerçekleştirdikten sonra 24 Nisan'da maske üretimine başladıklarını söyledi.
Günyüz, "İlk zamanlarda maske temini zor olduğundan dolayı 24 saat çalıştık. 12 saat bir grup, 12 saat diğer grup şeklinde mesai yaptık. Sadece makine öğretmenleri değil, idarecisinden hizmetlisine kadar gönüllü çalışmak isteyen kim varsa 15-20 kişilik ekip olarak işe başladık. Ağustos ayına kadar bu yoğunlukta devam ettik. Sonrasından çalışma süremizi 16 saate düşürdük. Atölyemize bir makine daha ekleyip günlük üretim kapasitemizi 100 bin maskeye çıkararak üretimimizi sürdürüyoruz." diye konuştu.
"Bu süreci meslek liselerinin dirilişi olarak görüyoruz"Maske üretiminin yanı sıra Ar-Ge çalışması da yaptıklarını, 2 farklı maske makinası geliştirmek üzere çalıştıklarını belirten Günyüz, 7 makine öğretmeni ve 10 öğrenciyle üretimi sürdürdüklerini, salgın sürecinde 8 milyon maske ürettiklerini kaydetti.
Meslek lisesi öğretmenleri ve öğrencilerinin salgın sürecinde bilgi ve becerilerini dış piyasaya ve gerçek hayata yönelik kullanmaya başladıklarını vurgulayan Günyüz, "Bu süreci meslek liselerinin dirilişi, ortaya çıkışı ve kendine gelişi olarak görüyoruz. Meslek liselerinin ve öğretmenlerinin neler yapabileceklerini görmüş olduk. Bundan sonra daha da iyi işler yapacağımızı düşüyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Makine Teknolojileri ve Tasarımı Öğretmeni Dinçer Öcal ise sürecin başında çok yoğun çalıştıklarını, 12 saatlik iki vardiya şeklinde göreve geldiklerini, ramazan ayında iftarlarını atölyede yaptıklarını anlattı.
Muhabir: Zeynep Rakipoğlu