Tarih: 26.11.2020 13:08

Kovid-19 salgınında evde kalanlar süs bitkilerine talebi arttırdı

Facebook Twitter Linked-in

YALOVA (AA) - Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde kalabalık ortamlardan uzaklaşıp terapi amaçlı bahçelerinde vakit geçirmek isteyen insanlar, süs bitkilerine olan rağbetin artmasını sağladı.

Süs Bitkileri Üreticileri Alt Birliği (SÜSBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dündar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, salgının ilk günlerinde insanların gelişmeleri endişeyle takip ettiğini söyledi.

Oluşan korku ve endişe ortamının insanları evlerine kapanmaya ittiğini ve bir süre de sokağa çıkma kısıtlamaları yaşandığını hatırlatan Dündar, bunun da insanlar üzerinde baskıya neden olduğunu anlattı.

Salgının devamında ise insanların doğaya açılmaya başladığını, bununla birlikte bahçelerinde veya balkonlarında daha fazla vakit geçirmeye çaba gösterdiklerine değinen Dündar, "Malum pandemi sürecini hala yaşıyoruz. Hatta içerisinde bulunduğumuz bugünlerde artarak devam ediyor. Bununla ilgili alınan önlemleri de hep birlikte yakından takip ediyoruz." diye konuştu.

"İnsanlarımız bir anlamda yaşadığı travmayı çiçeklerimizle terapi etti"

Salgın süreci başlarında sektörün de insanlar gibi zor bir dönem yaşadığına dikkati çeken Dündar, şöyle konuştu:

"Pandemi sürecinde en çok ilgi duyulan çiçekli bahçe bitkileri oldu. Bunun da gerekçesine baktığımızda, özellikle insanlarımız pandemi sürecinin kıskacında baskı altında geçirdiği günlerde tabiata, yeşile, renklere, çiçeklere olan özlemini gidermek için dört elle sarıldı diyebiliriz. Yaşam alanlarını, evlerini, balkonlarını, bahçelerini çiçeklendirmek için bir çaba içerisinde oldular. Bu da pandemi sürecinin insanlarımız üzerindeki psikolojik bir etkisiydi. Bu dönemde yaşanılan olumsuzlukları sanki insanlarımız bir anlamda yaşadığı travmayı çiçeklerimizle terapi ettiler. Böyle bir süreç yaşadık."

Salgın sürecinde sadece Türkiye'de değil tüm dünyada insanların bahçe bitkilerine yöneldiğine vurgu yapan Dündar, bu sayede süs bitkileri sektörünün de önemli ölçüde canlandığını ifade etti.

Evde geçirilen zaman değerlendirilmeli

Yalova İl Sağlık Müdürlüğü Psiko-sosyal Destek Biriminde görevli psikolog Volkan Dede ise salgın sürecinde normal zamandan daha fazla kaygı, korku ve stres yaşanmasının normal olduğunu anlattı.

Dede, şunları kaydetti:

"Bu kaygı ve korku beklediğimiz bir şeydi. Kaygı ve korku anormal bir duruma verdiğimiz normal tepkilerdir ama bizim için önemli olan bunun belli bir düzeyde olmasıdır çünkü kaygı ve stresin fazla olması bizim işlevselliğimizi engelleyeceği ve faydalı olacağımızı engelleyeceği için olumsuz durumlar da yaratabilir. Bu anlamda vatandaşlarımıza kaygı ve stres seviyelerini dengede tutmak için çeşitli önerilerde de bulunuyoruz. Normal zamana göre evde vakit geçirdiğimiz süre arttı. Evde vakit geçirdiğimiz için alanımız daraldı. Bu bazen sıkıntılara da yol açabilir. Burada biraz daha tahammüllü olmayı öğrenmeliyiz. Bunun yanında kendimize hobi edinmeliyiz. Hayatımızda yeni beceriler kazanabiliriz."

"Çiçek, bahçe ve toprakla ilgilenmek rahatlatıcı bir aktivitedir"

Yeni aktivite ve kazanımlara açık olmanın kaygı ve stresle baş etmede insanı rahatlatacağını aktaran Dede, özellikle çiçek ve bahçeyle uğraşmanın önemine değindi.

"Çiçek, bahçe ve toprakla ilgilenmenin birçok insan için rahatlatıcı bir aktivite olduğuna dikketi çeken Dede, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Biz normal pandemi öncesinde de çiçek, bahçe ve toprakla ilgilenmelerini tavsiye ediyorduk. Şimdi de evlerinde, bahçelerinde ya da balkonlarında varsa bu imkanı mutlaka değerlendirmeleri gerektiğini, toprağın bu anlamda çok önemli bir psikolojik rahatlatıcı bir etken olduğunu ifade ediyoruz.

İnsanlar da bu pandemi döneminde eve kapanınca toprağın, çiçeğin aslında ne kadar kıymetli olduğunu tekrar anladılar. İnsanlar, apartman hayatına sıkışmış olmanın nasıl kaygı ve stresi arttırdığını gördüler ve tekrar doğayla barışmaya başladılar. Çiçek ve süs bitkilerine olan ilginin bunun yansıması olduğunu düşünüyorum. Birden bahçe ve çiçek konusunda olan artışı iyi bir şey olarak görüyorum. Sonuçta günde yarım saat veya bir saat bile olsa ilgilenmesi olumlu anlamda etkileyecektir. Umarım daha da yaygınlaşır."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —