Uzman Klinik Psikolog Yahşi, 'Sürekli olumsuz haberler beynimiz virüsü olduğundan daha büyük bir tehdit olarak algılıyor ve hormonlarımız harekete geçiyor. Durumun belirsizliğiyle yemeğe yöneliyoruz ve bu da bize kilo olarak dönüyor.' ded
İSTANBUL(AA) - Uzman Klinik Psikolog Müjde Yahşi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından birçok insanın tedbir amaçlı evde olduğunu söyledi.
Böyle dönemlerde insanları evde bulunmaktan çok sıkıldığını belirten Yahşi, bütün insanların bir anda koronavirüs nedeniyle hayatlarının aniden değiştiğini anlattı.
Yahşi, insanların yaşanan değişime uyum sağlamaya alıştığını fakat yaşanılan bu ani değişime alışmanın kolay olmadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Birçoğumuzun kafası oldukça karışık ve bu sürecin ne zaman ve nasıl sonlanacağının belli olmaması toplumda kaygı, korku ve strese sebep olabiliyor. Beklenmedik ani olaylar ve değişimler yaşamamız da karşılaştığımız krizlerdir. Krizde tehdit ve fırsat bir arada oluşur. Kişi bu süreci daha çok tehdit olarak algılarsa kendisinde olumsuz düşünceler oluşur. Sonumuz ne olacak, dünyanın sonu mu geldi, virüs hepimize bulaşacak mı? gibi olumsuz düşünceler neticesinde stres hormonlarımız aktif hale gelir. Bunun sonucunda mutluluk hormonumuz serotonin, haz duygusundan sorumlu hormonumuz dopamin seviyeleri düşebilir. Farkında olmadan bedenimiz bu virüsü tehdit olarak algılar ve bununla mücadele etmeye başlar."
Böyle dönemde kimi insanların takıntı yaptığını, bazılarının da öfke problemleri yaşadığını ve kimisinin de kendisini farkında olmadan yemeğe verdiğini vurgulayan Yahşi, böylece kişinin kendisini rahatlatmaya çalıştığını anlattı.
Yahşi, böyle durumlarda insanların içinde bulunduğu durumu fırsata çevirmesi gerektiğinin altını çizerek, "Ailemize zaman ayırarak birlikte sohbet edebilir, geçmiş anılarımızı yad edebilir, film izleyebilir, oyunlar oynayabilir, yarım kalan kitaplarımızı bitirebilir, hatta hep birlikte mutfağa girerek en sevdiğimiz yemekleri pişirebiliriz." diye konuştu.
"Koronavirüs nedeniyle insanlar evde kaldıkları için kendisini yemeye verdi. Bunun sonucunda da farkında olmadan kilo sorunuyla karşı karşıya kalmaya başladılar" diyen Yahşi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsan evde olunca stres yapıyor. Stres durumlarında salgıladığımız hormonlar vücutta birtakım bedensel etkilere sebep olabilir. Mesela kan şekeri dengemiz değişir. Kişi sürekli evde kaldığı bu günlerde vücudundaki hormonal değişiklikle bir anda bol karbonhidratlı yiyecekler yönelirken bulabilir. Bu çikolatalı gıdalar, tatlılar. pastalar ya da abur cuburlar olabilir. Karbonhidrat oranı yüksek gıdalar vücutta mutluluk hormonlarının salımını arttırdığı için kişi bu yiyecekleri yerken iyi hisseder ve severek yediği için de beynin ödül sistemi devreye girer ve keyifli hisseder. Sürekli olumsuz haberler ve sosyal medyadaki yalan yanlış bilgilerle beynimiz virüsü olduğundan daha büyük bir tehdit olarak algılıyor ve hormonlarımız harekete geçiyor. Durumun belirsizliğiyle yemeğe yöneliyoruz ve bu da bize kilo olarak dönüyor"
"Evlerin balkonu ve penceresinden diyafram nefesi alarak stres hormonları düşürebilir"Yahşi, yaşanılan durumdan kurtulmak için televizyon ve telefondan koronavirüsle ilgili haberlerin izlenilmemesi gerektiğini dile getirdi.
Güneşli havaların serotonin etkisini artırarak kişiyi mutlu hissettireceğini vurgulayan Yahşi, evlerin balkonu ve penceresinden diyafram nefesi alarak stres hormonlarının düşürebileceğini aktardı.
Yahşi, bu durumda bir nebze duygusal açlığın doyurabileceğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Bol karbonhidratlı yiyecekler yerini kahve ile bitter çikolata yiyebiliriz ve kan şekerimizin dengesini bozan karbonhidratlı yiyecekler yerine iyi karbonhidratlı besinlere, sebzeleri tercih ederek hem beden sağlığımızı hemde ruh sağlığımızı koruyabiliriz. Ailemize bu dönemde daha çok sarılmalıyız, onlarla ilgilenmeliyiz. Yakınlarımızla görüntülü konuşarak onları sevindirip kendimizi de iyi hissettirebiliriz. Midemizden daha çok zihnimizi besleyelim ki olumsuz düşünceler bizi kaygılı hissettirmesin. Koronavirüs stresinden evde yapacak bir şey bulamayıp buzdolabının kapısını açarken kendimizi bulmamak adına bizi mutlu edecek şeylere yoğunlaşmalıyız."