Salgınla mücadele sürecinde Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesinde enfekte olma riskine rağmen görevlerini fedakarca sürdüren hemşireler, ailelerine ve sevdiklerine korkusuzca sarılacakları günün hayalini kuruyor.
TEKİRDAĞ (AA) - Pandemi ve yoğun bakım servislerinde görevli hemşireler, ailelerinden, çocuklarından ve sevdiklerinden ayrı kalsa da Kovid-19 hastalarını sağlıklarına kavuşturmak için mücadele ediyor.
Salgınla ön safta mücadele eden, hijyen kurallarını da titizlikle uygulayan hemşireler, en büyük sevinci hastalar iyileşince yaşıyor.
Virüsü sevdiklerine taşıma korkusuyla aileleri ile aralarına mesafe koymak zorunda kalan hemşireler, sağlık çalışanlarının yükünü azaltmak için herkesin tedbirlere uymasını istiyor.
Yoğun bakım servisinde görev yapan hemşireler, yaşadıklarını AA'ya anlattı.
Hemşire Tansu Timur, salgın sürecinin sağlık çalışanları için çok zor geçtiğini, bu süreçte ailelerinden ve sosyal hayattan uzak kaldıklarını ancak hiç bir zaman şikayetçi olmadıklarını belirtti.
Timur, salgının sona ermesinin en çok sağlık çalışanlarını mutlu edeceğini dile getiren Timur, şöyle devam etti:
"Yeter ki bu süreç bitsin. Biz yaptığımız fedakarlıklarla mutluyuz. Hastalardan olumlu sonuçlar alalım bu bize yeter. Uzun süre anneni, babanı, sevdiklerini görmemek, sevdiklerinle bir araya gelememek ister istemez insanı üzüyor. İnsanlar tedbirlere biraz daha dikkat ederse çok iyi olur. Biz bu kadar fedakarlık yapıp hiç bir şey kaybetmiyorsak herkes fedakarlık yapabilir. Evet canımız sıkılıyor, zaman zaman mutsuz oluyoruz ama hiç bir şey insan sağlığından önemli değil. Salgın yayılmazsa hepimiz mutlu olacağız. Herkes dikkat etsin ki bu sürecin olumlu sonuçlarını alalım."
"Yürüyerek yoğun bakıma gelip kötü bir şekilde ayrılanlar oluyor"Hemşire Nur Banu Uzun da salgına yakalanan hastaların neler yaşadıklarına yakından tanık olduklarını aktardı.
"Salgın bana bulaşmaz", "Bana bir şey olmaz" gibi düşüncelerin çok yanlış olduğunu vurgulayan Uzun, "Yoğun bakımdaki süreç çok farklı ilerleyebiliyor. Yürüyerek yoğun bakıma gelip kötü bir şekilde ayrılanlar oluyor. Sağlık çalışanları olarak halkımızdan ricamız bizim yükümüzü hafifletmek için maskelerini taksınlar, mesafelerini korusunlar. Mümkünse yakınlarınızla, akrabalarınızla çok fazla görüşmeyin." diye konuştu.
Uzun, salgın sürecinde kendisini en fazla zorlayan şeyin ailesinden uzak kalması olduğunu dile getirdi.
Buna rağmen görevlerini en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştıklarını anlatan Uzun, "24 saat nöbetlerde tulumların içinde terlerimiz, yaşadığımız sıkıntıları biz biliyoruz. Artık bunları daha fazla yaşamak istemiyoruz. Salgını daha fazla uzamamasını istiyoruz. Bu kadar yoğun çalışıp bir de aileden ayrı kalmak çok yoruyor." ifadelerini kullandı.
Uzun, birçok hastanın sağlıklı bir şekilde taburcu edildiğini bunun da sevindirici olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"İnsanları tedavi edip bir ay sonra buradan taburcu etmek çok güzel bir duygu. Bunu yaşamayan bilemez. Hastalarla 24 saat boyunca biz ilgileniyoruz. Yemeklerini biz yetiriyoruz. Anne ve babamızın yerine koyuyoruz. Tedavi sürecinin en güzel yanı insanlardan cevap alabilmek, hastaları taburcu etmek. Artık salgın süreci bitsin, hastalık son bulsun istiyoruz. İnsanlardan en büyük ricamız lütfen maskenizi çıkartmayın, mesafenizi koruyun. Yükümüzü hafifletmek için insanların elinden gelen her şeyi yapması gerekiyor. Bizleri de kendi çocukları yerlerine koysunlar ve ona göre davransınlar."
Hemşire Dilay Hurşan ise tedavi ettikleri hastalardan olumlu dönüş almalarının kendilerini motive ettiğini anlattı.
Herkesi Kovid-19 tedbirlerine daha fazla uymaya çağıran Hurşan, şunları kaydetti:
"İnsanların kendilerini bizim yerimize koymasını istiyoruz. Herkes kendini sağlık çalışanı gibi düşünsün ve tedbirlerini alsın. Bir yıldır salgınla mücadelenin içerisindeyiz. Sıkı tedbirlerle olumlu bir iyileşme süreci olduğunu gözlemledik. Halkımızın da tedbirleri elden bırakmamasını istiyoruz. Çünkü vakaların düşmesi bizi daha çok motive ediyor."