Tarih: 29.07.2019 11:18

Karaciğer naklinin en sık görülen ikinci nedeni kronik Hepatit C

Facebook Twitter Linked-in

İSTANBUL (AA) - Sağlık Bilimleri Üniversitesi Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Kliniği İdari Sorumlusu Doç. Dr. Fatih Güzelbulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kronik Hepatit C'nin, Hepatit C virüsünün neden olduğu bir karaciğer hastalığı olduğunu anlatarak, 2015'te yapılan bir çalışmada Türkiye'de kronik Hepatit C sıklığının yüzde 1 olduğunun gösterildiğini dile getirdi.

Virüs kaynaklı hastalıklara da değinen Güzelbulut, "Kronik Hepatit C, dünyada ve Türkiye'de siroz, karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanserinin en önemli nedenlerinden birisidir. Kronik Hepatit C'nin neden olduğu bu komplikasyonlar, ülkemizde karaciğer naklinin en sık ikinci nedenidir. Bu nedenle kronik Hepatit C'nin önlenmesi, erken tanısı ve tedavisi büyük önem arz etmektedir." diye konuştu.

Hepatit C virüsüne karşı etkili bir aşı bulunmadığı için korunmada en etkili yolun, virüsün bulaşma yolları açısından toplumun bilinçlendirilmesi ve risk faktörlerinin ortadan kaldırılmasına yönelik önlemler olduğunu vurgulayan Güzelbulut, virüsün genellikle enfekte kan veya kan ürünleriyle temas sonucu bulaştığını kaydetti.

Risk faktörlerine dikkat

Doç. Dr. Güzelbulut, özellikle 1996'dan önce kan ve kan ürünü alanların, kronik Hepatit C açısından risk altında bulunduğunu ancak bu tarihten sonra kan bankası kanlarının virüs açısından taranması dolayısıyla bu yolla bulaşma riskinin çok düşük olduğunu ifade etti.

Güzelbulut, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Günümüzde kronik Hepatit C için en önemli risk faktörleri damar içi uyuşturucu madde kullanımı, riskli cinsel ilişki, sağlıksız şartlarda yapılan dövme, piercing ve manikür-pedikür, kişisel bakım aletlerinin ortak kullanımı, toplu sünnet, hemodiyaliz, diş tedavisi ve tıbbi girişimlerdir. Ayrıca sağlık çalışanları, kuaförler ve güzellik merkezi çalışanları gibi meslek grupları, kronik Hepatit C'li annelerin çocukları ve hapishane, kreş, bakımevi ve askeri koğuş gibi ortak kapalı alanlarda yaşayanlar da kronik Hepatit C için risk altındadır.

Kronik hepatit C sinsi bir hastalıktır ve hastalığın erken dönemlerinde genellikle hiçbir belirtisi yoktur. Tedavi edilmediğinde yıllar içinde siroz, karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanseri gelişebilir. Özellikle erken dönemde tedavi edildiğinde ise bu komplikasyonlar hemen hemen tamamen önlenebilmektedir. Bu nedenle kronik Hepatit C için belirtilen risk faktörlerine sahip olanların herhangi bir şikayeti olmasa dahi sağlık kuruluşlarına başvurması ve virüs açısından taranması çok önemlidir. Ayrıca virüs saptanmasa bile, risk faktörleri ortadan kaldırılmamışsa tarama belirli aralıklarla tekrarlanmalıdır."

"İlaçlar SGK tarafından ücretsiz temin ediliyor"

Doç. Dr. Fatih Güzelbulut, kronik Hepatit C saptanan hastaların mutlaka gastroenteroloji uzmanına başvurması gerektiğine işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ne yazık ki kronik Hepatit C'li hastaların bir kısmının tedaviden haberdar olmama, tedaviye bağlı yan etki, toplum tarafından dışlanma gibi korkular nedeniyle hastalığını gizlediği ve doktora başvurmadığı bilinmektedir. Bu da hem hastanın kendi sağlığı hem de çevresindekilere hastalığı bulaştırma açısından önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Günümüzde kronik Hepatit C'nin oldukça etkili bir tedavisi bulunmaktadır. Geçmiş yıllarda kullandığımız tedavi süresi uzun ve etkinliği kısıtlı olan pegile interferon bazlı tedavilerin aksine günümüzde kullanılan ilaçlarla 3-6 aylık tedavi sonunda hastaların yüzde 95'inden fazlasında kronik Hepatit C tamamen iyileşmektedir. Bu ilaçlara bağlı yan etkiler yok denecek kadar az görülmektedir. Ayrıca geçmişte kullanılan iğne şeklindeki tedavilerin aksine yeni ilaçlar tamamen ağızdan alınmaktadır. Bu ilaçların Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından tamamen ücretsiz olarak temin edildiği bilinmelidir."





Orjinal Habere Git
— HABER SONU —