17-25 Aralık darbe girişiminin ardından başlayan süreçte devlet bir çok yeni tecrübe edindi.
Yabancı gizli servislerin desteklediği bazı din maskeli sağ ve milli varlığa düşman sol örgütlerin kamuda kadrolaşma yoluna gittiğini tespit etmesiyle birlikte devlet yeni refleksler edinmeye başladı.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında legal olmasına rağmen bir çok sendika, vakıf, dernek ve banka gibi özel yapı mercek altına alındı.
Değişen düşman algısı ve bölgesel planlar nedeniyle devlet artık legal olmasına bakmaksızın milletin birlik ve beraberliğine tehdit olarak gördüğü tüm oluşumlara karşı savaş açmış durumda.
Bu noktada kamuda görev yapanların üye oldukları, alışveriş yaptıkları, ideolojik olarak kendini yakın hissedip ülfet ettiği yerlere karşı daha dikkatli olması gerekiyor.
Kamu görevlilerinin 15 Temmuz sonrasında "Arkadaşım rica etti."
"Dostlarımı kıramadım."
"Bilmiyordum." gibi ileri sürdüğü mazeretler geçerliliğini ağır ağır kaybediyor. Devlet memuru ve vatandaşların içinde bulunduğumuz güvenlik sarmalında girdiği ve çıktığı her yeri bilmesi bir zorunluluk halini aldı.
Artık devlet FETÖ'nün kurumlarından Aktif Sen; PKK'lıların yoğun olarak üye olduğunu tespit ettiği KESK'e bağlı Eğitim Sen ile Dives gibi sendika ve oluşumlara karşı teyakkuza geçmiş durumda.