Tarih: 03.06.2019 12:04

'İstanbul, Paris ve New York gibi büyük bir sanat merkezi haline gelebilir'

Facebook Twitter Linked-in

İSTANBUL (AA) - Suriyeli yayıncı ve koleksiyoner Adnan Alahmad, genç nüfusun önemine işaret ederek, "Türkiye'nin çok güçlü bir silahı var; gençler. Genç ve çağdaş sanatçılar çok önemli benim için. Ben gençler için çalışıyorum." dedi.

"Kavşak 3" sergisi, Türkiye ile Orta Doğu'dan sanatçıların eserlerini bir araya getiren Kelimat Sanat Galerisi'nin Koşuyolu'nda açılan yeni mekanında sanatseverlerle buluştu.

Galerinin kurucusu ve sahibi Alahmad, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her zaman genç sanatçılarla irtibata geçmeye çalıştığını belirterek, "Türkiye'nin çok güçlü bir silahı var; gençler. Genç ve çağdaş sanatçılar çok önemli benim için. Ben gençler için çalışıyorum." diye konuştu.

Türkiye'nin bu anlamda çok şanslı olduğunu aktaran Alahmad, İstanbul'daki çeşitli üniversitelere giderek gençlerle iletişime geçtiğini kaydetti.

Adnan Alahmad, galeride genç sanatçıların eserlerini sık sık sergilediklerinin altını çizerek şu bilgileri verdi:

"Eylülde yine genç bir sanatçımızla çok önemli bir sergimiz var. Geçen sene de genç sanatçılar için sergi yaptık. Eylüldeki sergi çok önemli ve özel. Heykel, resim, illüstrasyon ve videoart eserlerden oluşan serginin adı 'Tavaf'. Kabe'yi anlatıyor. Kabe bizim için bir mıknatıs gibi. Bir felsefesi var içinde. Dünyadaki bütün Müslümanları kendine çeken önemli bir buluşma noktası. Rabbani, ilahi bir nokta. Bu yer, bütün dünya Müslümanlarını buluşturuyor. Şu anda hazırlık aşamasında olan Ertuğrul Berberoğlu'nun "Tavaf" sergisiyle eylülde yeni döneme başlayacağız."

Yaklaşık 35 yıldır kültür ve sanatın içinde olduğunu dile getiren Alahmad, Suriye'deki iç savaş nedeniyle İstanbul'a geldiğinin altını çizerek, "Ben Türkiye'de yaşamayı seçtim çünkü kültürümüz aynı. 100 sene önce Halep ve Antep aynı valiye bağlıydı. Dolayısıyla ben Halep'i özlediğimde Sultanahmet'e, Beyazıt'a gidiyorum. Halep ve İstanbul kardeş." ifadelerini kullandı.

"Sanatın bir sınırı yok"

Alahmad, İstanbul'u çok büyük ve güzel bir kavşak olarak tanımlayarak, "Ben hep diyorum ki 'İstanbul bir köprü'. Türkler ve Araplar 5 yüz yıl aynı çatı altında yaşadı. Bu alaka kesilmiş gibi görünse de çok ortak nokta var. Ben bu iki kültür arasında bir sanat köprüsü kurmak istiyorum. İstanbul'un en kısa zamanda Paris ya da New York gibi çok büyük bir sanat ve kültür merkezi haline geleceğine inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Tabiatın, denizin, ağacın her yerde olduğunu vurgulayan Alahmad, sanatta farklılık aranmaması gerektiğini kaydederek, "Burada deniz mavi, başka bir yerde gri. Değişen sadece bu. Sanatın bir sınırı yok. Resimde bir hayal var." diye konuştu.

"Adnan'ın Türkiye'ye gelmiş olması çok önemli"

Galerinin Türkiye'deki ortağı Hüseyin Emiroğlu da Adnan Alahmad'ın dünya çapında bir sanat adamı olduğuna dikkati çekerek, "Arap dünyasında, Arapça konuşan dünyada çok önemli ve saygın bir yeri var. Adnan'ın Türkiye'ye gelmiş olması çok önemli. Bizim asıl beklentimiz ise Adnan beyin Türk vatandaşı olması." dedi.

Bu anlamda girişimde bulunduklarını söyleyen Emiroğlu, vatandaşlık alabilirse Adnan Alahmad'ın seyahat özgürlüğünün olacağının altını çizerek, şöyle konuştu:

"Şu anda Adnan beyin yasal olarak seyahat hakkı yok. Sadece İstanbul'da yaşıyor o kadar. İzin almadan Ankara'ya bile gidemiyor. Bu çok büyük bir problem bizim için. Adnan’ın yurt dışında çok önemli bağlantıları var fakat oralara gidip temas kuramıyor. Türk sanatçılar için mesela Ürdün, Katar, Bahreyn ve Tunus’tan bize teklifler var. Türk sanatçıların dünya sanat pazarına arz edilebilmesi için Adnan Bey'in yurt dışına gidip gelebilen bir insan olması lazım."

"Türk sanatçıları yurtdışındaki ham sanat müzeleriyle tanıştıracağız"

Adnan Alahmad ile tanışmasına ilişkin, "Adnan'ı Erguvan getirdi" yorumunda bulunan Emiroğlu, şöyle devam etti:

"Adnan'la 4.5 senedir beraber iş yapıyoruz. Paris'te Arap devletlerinin fonlarıyla meydana getirilmiş çok büyük bir Arap kültür merkezi var ama İstanbul’da böyle bir merkez yok. Adnan Bey, 'İstanbul bir kavşak' diyor. Sergimizin adı da Kavşak. Üç ayrı galeri kurduk İstanbul'da. Her mekanda bir Kavşak sergisi yaptık. Bu üçüncü sergide kendi müstakil mekanımıza taşındık. Adnan bey Türkiye'de, Türk dünyasıyla Arap dünyası arasında bir kültür ve sanat köprüsü oluşturuyor. Dünyanın her tarafından, New York, Kanada, Fas, Tunus, Sudan, Bahreyn, Irak, Suriye, Lübnan ve Suudi Arabistan'dan yani Türk ve Arap dünyasından ressamları, sanatçıları buluşturuyor."

Hüseyin Emiroğlu, Koşuyolu'ndaki galerinin büyük bir kültür merkezi olması temennisinde bulunarak, "Şu anda mütevazı, 5 katlı bir kültür merkezi meydana getirebildik. Belki ileride çok daha büyük bir alanda olacağız. Buradaki önemli nokta şu, dünyada "Art Brut", ham sanat konusunda dokuz müze var. İlki Lozan'da açılmış. Türkiye'de böyle bir müze meydana getirme projemiz var. Koşuyolu'ndaki merkezimizde bir kat tamamen ham sanat eserlerine ayrılacak. Koleksiyonumuzda Türkiye'nin bize göre çok önemli bir ham sanatçısı Esma İkiz'in eserleri var. Irak'tan, Suriye'den ve Türkiye'den pek çok ham sanat eserini bu müzede sergileyeceğiz ve Türk sanatçıları yurt dışındaki ham sanat müzeleriyle tanıştıracağız. Oradaki sanat merkezleriyle aramızda tablo transferleri yaparak Türk sanatçıları ham sanat konusunda dünyaya tanıtmış olacağız." açıklamasını yaptı.

Koşuyolu'ndaki yeni merkezin sanatseverler tarafından bilinmesinin öncelikli hedefleri olduğunu aktaran Emiroğlu, Ramazan Bayramı'ndan sonra ham sanat sergisi açılışının yapılacağını sözlerine ekledi.

Emiroğlu, sanatçılardan Özkan Gencer'in, Beydaba'nın hikayelerinden "Kelile ve Dimne"yi konu alan bir seri hazırladığını kaydederek, "Bu da 'Tavaf'tan sonraki sergi planlarımız içerisinde. Adnan Bey daima bir tema ile ressamın eserlerini çerçeveliyor. Genç sanatçıları da bizimle temas kurmaya çağırıyoruz." ifadelerini kullandı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —