EDİRNE (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Edirne'de Türkiye-Yunanistan sınırındaki sığınmacı hareketliliği ve bölgeyi havadan inceledikten sonra Valiliğe geldi.
Soylu, Valilik binasında sığınmacı hareketliği hakkında brifing aldı.
Daha sonra Valilik önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Soylu, Pazarkule Sınır Kapısı'nda 4-5 bin kişilik topluluğun kapının açılması için beklediğini ifade ederek, "Sayın Cumhurbaşkanımızın da hem kendi kamuoyumuz, hem dünya kamuoyuna ifade ettiği gibi biz artık buradan Yunanistan ve Avrupa'ya geçecek göçmenlerle ilgili bir engelleme ortaya koymuyoruz. Gelen gelir geçen de geçer." diye konuştu.
Soylu, Türkiye'nin kendi imkan ve kaynaklarıyla yaklaşık 9 yıldır dünyanın sessiz kaldığı bir insani trajediye sahip çıktığını ifade etti.
Göç meselesine ilişkin 18 Mart 2016'da mutabakat yapıldığını, ülke olarak bu mutabakata sahip çıkarak yerine getirdiklerini vurgulayan Soylu, günde 9 bin 700 kişinin Yunanistan adalarına geçtiği bir zaman diliminden bugünlere gelindiğini ifade etti.
Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"1 yılda 850 bin kişinin geçtiği bir zaman diliminden buraya geliyoruz. Türkiye'de geçen yıl sadece 454 bin kaçak göçmen yakalandı. Edirne'de geçen yıldan bu yana yani 2019 1 Ocak'tan bu tarihe kadar toplam ocak ve şubat ayları dahil olmak üzere 127 bin artı 10 bin yaklaşık 140 bin civarında kaçak göçmen yakalandı. 103 bin insanı memleketine gönüllü bir şekilde ikna ederek geri gönderdik. Dünyanın hiçbir ülkesi Amerika dahil Avrupa dahil bizden çok daha fazla gelişmiş, çok daha fazla kişi başı gelir seviyesine sahip zengin ülkelerin hiçbiri bu kadar bir yükü taşıyamaz. Bu kadar kaçak göçmenle mücadele edebilme kabiliyetine sahip değildir."
Türkiye'nin 4 milyon kişiyle dünyada en çok sığınmacının bulunduğu ülke olduğunu anlatan Soylu, şöyle devam etti:
"Bunu Türkiye'nin sırtını sıvazlayarak 'aman siz bunu en iyi şekilde yaparsınız' diyerek bir vesile ile bir tarafa bırakabilmek mümkün değildir. Avrupa'nın da bugüne kadar yaptığı budur. Avrupa ne bugüne kadar insani imtihanı geçebilmiştir, ne şu anda yaklaşık 5-6 gündür bütün Türkiye'nin gördüğü, bütün dünyanın gördüğü Avrupa'nın da dezenforme etmeye çalıştığı yanlış ve yalan bilgiler ortaya koymaya çalıştığı, Yunanistan'ın yanlış ve yalan bilgiler ortaya koymaya çalıştığı süreç bize göstermiştir ki kendi çıkarları insanlıktan önemlidir. Bu son derece sınıfta kalınan bir sınav olmuştur ve 3 kişinin ölümüne sebebiyet verdiler ve 1978 model gaz fişeğini insanların üzerine sıkmak suretiyle kullandılar."
"Frontex'i şikayet ediyorum"Bakan Soylu, Avrupa'nın şımarık bir tavır içerisinde olduğunu ve Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansını (Frontex) da şikayet ettiğini söyledi.
Frontex'in konuyla ilgili tespitleri ortaya koyması ve değerlendirmeleri gerçekleştirmesi gerektiğinin altını çizen Soylu, şöyle konuştu:
"Fakat Frontex bir kolluk kuvveti olarak çalışıyor. Frontex hepimizin ortak bulunduğu bir teşkilattır. Hepimizin ortak nitelendirdiği ve görevini yapması gereken bir teşkilattır. Ama 164 insanı şu an da yaraladılar, birçok insanın sığınma hakkını ortadan kaldırıp Türkiye'ye itmeye çalıştılar tekrar. Yani buradan geçen insanların oradan yakalanıp bir kısmını, şu ana kadar olan rakamı da söyleyeyim, 4 bin 900'ünü Türkiye'ye yeniden itmeye çalıştılar. En büyük ihlallerden bir tanesi budur. Bu ihlale ne Frontex ses çıkarmaktadır, bu ihlale ne Avrupa Birliği ses çıkarmaktadır. Yani sığınma hakkını ortadan kaldıran bu ihlale bu insan hakları ihlaline, uluslararası göç kurallarına aykırı olan bu ihlale hiç kimse ses çıkarmamaktadır."
'Geri itmeleri engellemek için Meriç sınırına bin özel harekat polisi getireceğiz'Soylu, Yunanistan'ın geçen yıl 7 bin 300, bir önceki yıl 7 bin 600 FETÖ'cüyü seve seve aldığını söyledi.
Bunun sadece Yunanistan'ın değil Avrupa'nın ortak kararı olduğunu anlatan Soylu, "Bu çok net ve açıktır. Buna en ufak bir ses çıkarmayanlar bugün tüm insani hakkıyla burada sığınma talep edenlere insani kuralların tamamen dışında davranmaktadırlar. Ne demektir? Sen çiftçilere av tüfeği vereceksin, masum insanların üzerine av tüfeğiyle beraber saldıracaksın." dedi.
Yunan medyası, makamları ve bakanlarının yalan üzerine yalan konuştuklarını belirten Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"Biz niye karşı tarafa gaz sıkalım. Biz insanların geçmesi için, eğer geçmek istiyorlarsa, buyurun geçin. 'Biz engellemiyoruz' diyoruz. Türkiye niye Yunan tarafına gaz sıksın. Gaz sıkan Yunan tarafıdır, bizim karakollarımıza gaz sıkıyorlar. Biz de buna mukabele ediyoruz. Şu andan itibaren, sabah itibarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerimizle de konuştuk, gerekli tedbirleri de aldık, bin özel harekat polisini, Meriç'in tüm sınır sistemine getiriyoruz, tam donanımlı, geri itmeleri engellemek amacıyla. Tekrar söylüyorum; geri itmeleri engellemek amacıyla tam donanımlı bin özel harekat polisini sabah itibarıyla intikal ettirdik ve zodyak botlarıyla beraber artık orada insanlara kötü muamele edenlere fırsat tanınmayacak. Onların uluslararası kural ihlali çerçevesinde gerçekleşen birtakım girişimlerini engelleyebilecek seviyede kendi sınırlarımızı bu vesileyle bir geri itmeden kurtarabilecek seviyede gerekli tedbirlerimizi aldığımızı ifade etmek istiyorum."
'Gelen insanlara işkence edip, parasını, pulunu alıp atmıyoruz'Ülkeye gelenlerin silah, saçma ve tüfekle karşılanmadığını belirten Soylu, "Gelen insanları bir şekilde soyup, onlara işkence edip, parasını, pulunu alıp itmiyoruz, atmıyoruz. Bu alçaklıktır, bu kadar net ve açık şekilde söylüyorum. Şu an Türkiye'de 4 milyon sığınmacı var ve hepsine en yüksek seviyede bizler hizmet etmeye çalışıyoruz." diye konuştu.
Türkiye'den ayrılmak isteyen sığınmacıların olduğunu anlatan Soylu, şöyle devam etti:
"Geçen yıl 127 bin insan, bu yıl da 10 binin üzerinde insan Edirne'de zaten kaçak göç yaparken, karşıya geçerken yakalandı. Bunu kamuoyuyla paylaşmak istiyorum. Burada doğal bir akım var zaten. Bu akım aynı şekilde devam etmektedir. Ama Yunanistan'ın ortaya koyduğu devlet anlayışına uymayan, insanlık anlayışına uymayan, 1951 Cenevre Sözleşmesi'ne uymayan, Avrupa Birliğinin göç ve mülteci konusundaki kurallarının hiçbirisine uymayan, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne uymayan bu tutumunu Avrupa görmezden gelmektedir. Türkiye'ye kabahat bulmaya çalışan Avrupa'nın işkence önleme örgütü sırtını dönmektedir ve gözlerini kapatmaktadır. Bunu kabul edebilmek elbette ki bu şekilde içimize sindirebilmek esas itibarıyla mümkün değildir."
Bakan Soylu, 3,5 milyon insanın şu anda İdlib'de ve Türkiye sınırlarında zor durumda olduğunu dile getiren, "Oradaki rejimin yaptığı insanlık dışı davranışlar şu demektir; oradaki kapılar da açılır ve en nihayetinde herkes Avrupa yolcusu olur. Bu bir tehdit değildir, şantaj değildir." ifadelerini kullandı.
Dünyadaki en yakıcı meseleye Avrupa'nın duyarsız kaldığının altını çizen Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tüm Avrupa halklarına söylüyorum, tüm Avrupa milletlerine sesleniyorum, sizi yönetenler sizleri aldatmaktadırlar. Bu kadar açık ve net. Size doğruyu söylemiyorlar, size yanlış söylüyorlar. Sizi doğru bir şekilde yöneltmiyorlar. Dünyanın karşı karşıya kaldığı tehdidi ve tehlikeyi görmezden gelip bunu Türkiye'nin sırtına yüklemeye çalışıyorlar. Onun için burada 164, kamu hastanelerinde yatan şu anda bu insanlık dışı hareketlerden etkilenen, travma geçiren, fiziki yaralanma içerisinde bulunan insan söz konusu."
Sağlık Bakanlığının ve çalışanlarının sığınmacılar konusunda görevlerini yerine getirdiğine işaret eden Soylu, tüm sivil toplum örgütleri ve Türk milletine teşekkür etti.
"Geçen çok rahat bir şeklide geçiyor"Sınır hattında incelemelerde bulunduğunu anlatan Soylu, şunları kaydetti:
"Geçen çok rahat bir şeklide geçiyor. Pazarkule'de bir engel var. Orası sınır kapısı, onlar almak zorundalar, bu ilticayı kabul etmek zorundalar ama kendi sınır kapılarına oraya kendi güçlerini yığarak almak istemiyorlar. Ama 200 kilometrelik bir hat var o 200 kilometrelik hattan ben sabah geçenleri de çok rahat bir şekilde helikopterden gördüm ve tespit ettim. İnsanlar birbirlerine de yardımcı oluyorlar. Bu konuda şunu ifade etmek istiyorum. İlla Pazarkule'den girilecek diye bir şey söz konusu değildir. Bizim engellediğimiz bir taraf var o da Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıdır. Ege adalarına geliş konusunda oradaki insani trajedilere tekrar sebebiyet vermesin diye elimizden geleni sahil güvenliğimizle ve kolluk kuvvetlerimizle yapmaya çalışıyoruz. Bu konudaki tüm tedbirlerimizi de aldık. Fakat orada da yüzde yüzünü engelliyoruz dersek yanlış söylemiş oluruz. Çünkü biz bu tedbirleri 28 Şubat'ta, yani bu engelleme kararını kaldırdıktan önce de gerçekleştiriyorduk. Geçen yıl 60 bin insan geçti. Bütün tedbirlerimize rağmen geçti. Buna rağmen biz insanlığımızı ortaya koyuyoruz. 18 Mart Mutabakatı'nın gereğini Avrupa bugüne kadar yerine getirmemiştir. 18 Mart Mutabakatı kara sınırlarını kapsamamaktadır ancak Yunan adalarını kapsamaktadır. Oradaki adaları kapsamaktadır. Bu konuda ana karayı kapsamadığı için buradan geçebilme imkanına sahiptir."
Gazetecilerin sorularıGazetecilerin sorularını da yanıtlayan Soylu, bir gazetecinin, "Bin özel hareket polisi orada olacak demiştiniz, Yunan askeri sert müdahale ettiği zaman nasıl bir çerçeve çıkacak?" sorusuna, "Bizim tam sınırlarda bulunma ve Meriç Nehri'nin yarısına kadar uluslararası kurallara göre kullanma hakkımız var. Biz kendi hakkımızı kullanacağız. Kendisi nasıl suya inerek oradaki vatandaşı çırılçıplak suya bırakıp itiyorsa biz de o vatandaşın uluslararası kurallar açısından itilmesini engellemek ve o vatandaşın hakkını korumak zorundayız. Avrupa korumasın." yanıtını verdi.
Soylu, "Yunan askerlerinin yaraladığı çok sayıda çocuk ve kadını gördük, bununla ilgili neler söyleyebilirsiniz?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Özellikle çocuklara çok ciddi derecede darp yapıyorlar. Aileleri acıtmak ve geri döndürebilmek için yani kendini medeniyet değerleri olarak nitelendiren Avrupa'ya da tam da bu yakışıyor. Bunu burada söylüyor değilim geçen akşam Avrupa Konseyi Başkanı geldi 1,5 saat kaldı, aynısını kendilerine de ifade ettim insanların karşı karşıya kaldığı tavır ve davranışları. İyi ki dünya Avrupa'nın eline düşmüyor."
Edirne'den Yunanistan'a 139 bin 70 sığınmacının geçiş sağladığını, tampon bölgede de 4 bin 500 civarında sığınmacının olduğunu dile getiren Soylu, "Pazarkule'den onları almak mecburiyetinde değiller böyle bir şey söz konusu değil, 200 kilometrelik hat var ve oradan geçiyor herkes." dedi.
Yabancı bir gazetecinin sığınmacılarla ilgili sorusu üzerine Soylu, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye hem insanlığa hem de dünyaya görevini yerine getiriyor. Sınırlarını kapatan ve insanlara silah sıkanlar, krizi oluşturanlar. Sınırımızın hemen yanı başında güneyde yaklaşık 2,5 milyon insan var. 1,5 milyonu sınırın sıfır noktasında ve alt noktalarında 1 milyon olmak üzere toplam 2,5 milyon insan var şu anda ölümden kaçan.
Yunanistan'ın uluslararası kurallara göre bu insanları geri çevirme hakkı yok. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne göre yok. Tüm taraf ülkelerin imza attığı Cenevre Sözleşmesi'ne göre yok, Avrupa Birliğinin göç ve mülteci hukukuna göre yok. Bunu Yunanistan yapamaz. Özellikle insan hakları örgütleri bu işe el koymalıdır. Avrupa Birliğinin göç bürosu sessiz kalmaktadır. Güzel arabalarla kamp gezmeye benzemez bu iş."