Hindistan ile Çin arasında geçen ay başlayan gerilim, 15 Haziran'da 20 Hint askerinin ölümüyle daha da yükseldi.
ANKARA (AA) - Hindistan ile Çin arasında geçen ay sınırda başlayan ve 15 Haziran'da 20 Hint askerinin ölümüyle daha da yükselen tansiyon, iki nükleer gücün karşı karşıya gelme ihtimali nedeniyle dikkatleri bölgeye çevirdi.
ANI ajansındaki haberde, 15 Haziran'da yaşanan olaylarda 20 Hint askerinin öldüğü bildirilmişti.
Hükümet kaynaklarına dayandırılan bilgide, 43 Çin askerinin öldüğü veya ağır yaralandığı öne sürülmüştü.
Dünyanın en kalabalık nüfuslarına sahip iki ülke arasında kuruldukları günden bu yana sık sık sınır çatışmaları yaşanıyor. Nükleer güce sahip iki ülkenin olası bir savaşa girişmesi ise endişelere yol açıyor.
Çatışmaların sebebi Fiili Kontrol Hattı'na açıklık getirilememesiHint-Pasifik bölgesi üzerinde Karadeniz Teknik Üniversitesinde çalışmalarını yürüten Duygu Çağla Bayram, bölgede yaşanan gelişmeleri AA muhabirine değerlendirdi.
Bayram, "Mayıstan bu yana yaşanan çatışma havası, Hindistan ve Çin’i sınırlayan 'Fiili Kontrol Hattı' (LAC) kavramına bir türlü açıklık getirilememesinden kaynaklanıyor." dedi.
Fiili Kontrol Hattı'nın esasen 4 bin 57 kilometre olduğunu belirten Bayram, bu sınırın Hindistan için 3 bin 488, Çin içinse 2 bin kilometre olarak görüldüğünü ifade etti.
Bayram, söz konusu hattın Çin tarafından 1959'da üretilip tanımlandığı ve Hindistan’a dayatıldığı değerlendirmesinde bulunarak, Yeni Delhi ile Pekin yönetimleri arasında 1962’de yaşanan savaştan sonra gerçekleşen müzakereler sonucu Hindistan’ın bu hattı kavramsal olarak 1993’te kabul ettiğini dile getirdi.
Buna rağmen söz konusu sınırın net bir karşılığı ve bu hat üzerinde tam bir açıklığın bulunmadığını vurgulayan Bayram, bu durumun Çin'in "statüko" kavramında esneklik kazanmasına yardımcı olduğunu kaydetti.
"Çin, Hindistan'ı oyaladı"Bayram, "Çin, Fiili Kontrol Hattı kavramının hangi sınırlara karşılık geldiği konusunda açıklık getirilmesine çok yanaşmadı. Fiili Kontrol Hattı’na paralel olarak 'statüko' kavramında kendi esnekliğini kullanmaya çalıştı ve Hindistan’ı bu şekilde günümüze kadar oyaladı." değerlendirmesinde bulundu.
Hindistan’ın sınırdaki altyapı faaliyetlerini geliştirmesi ve kendisini güçlendirmesinin yanı sıra geleneksel çizgisini revize ederek bölgesel ve uluslararası ortaklıklar kurduğuna dikkat çeken Bayram, sınırdaki güçler dengesinin değiştiğini ve 1962’den bu yana sınırda "tartışmasız üstünlüğün keyfini süren" Çin’in bu durumun farkında olduğunu söyledi.
"Çin, toprak talebi çabalarını hızlandırdı"Bayram, yaşananların sadece askerler arasında gerçekleşen bir gerilim olmadığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu durum tamamen bir güç mücadelesidir ve güç gösterisidir. Bugün ‘daha güçlü’ olan Çin, toprak taleplerini savunma çabalarını da hızlandırdı. Çin’in Ladakh’taki agresif tutumunun temel sebebi, Hindistan’ın stratejik anlamda gelişen altyapısı ve bölgenin stratejik önemi. İki ülke tarafından geliştirilen altyapı projeleri, gri alanlarda gerginliği hep canlı tutuyor. Herhangi bir çatışma durumunda Hindistan’ın askerlerini, insanlarını ve gerekli malzemelerini hızla taşıma yeteneği gelişiyor. Çatışmaların doğu Ladakh, Galwan Vadisi, Pangong Gölü (Pangong Tso) gibi yerlerde gündeme gelmesi beklenilen bir durum."
Bayram, Hindistan’ın geçen ağustosta Cammu Keşmir’in statüsünü değiştirdiğini anımsatarak, bu değişimle vücut bulan Ladakh Birlik Toprağı’nın esasen Hindistan’ın hak talebinde bulunduğu ancak Çin’in yönettiği Aksai Çin ve Pakistan’ın yönettiği Gilgit Baltistan bölgesini de içerdiğini anlattı.
"Savaş, iki ülkenin de yaşamak istemeyeceği bir şey"Hindistan’ın bölgedeki altyapı güçlendirme faaliyetlerinden Nepal’in de rahatsız olduğunu belirten Bayram, Çin’le eş zamana denk gelen sürtüşmenin Nepal’in Çin tarafından kışkırtıldığı iddialarını gündeme getirdiğini söyledi.
Bayram, her iki ülkenin de büyük çaplı askeri bir çatışmada kaybedeceği çok şey olduğu değerlendirmesinde bulunarak, “Dolayısıyla şu an yaşananların kısır döngü halinde devam edeceğini düşünüyorum. En yakın tarihte yaşanan Doklam krizini hatırlayalım. 73 gün sürmüştü ancak en nihayetinde çatışma ileri taşınmamıştı." diye konuştu.
İki ülke arasında irili ufaklı sınır çatışmalarının kuruluşlarından bu yana söz konusu olduğunu ifade eden Bayram, şunları kaydetti:
"Açıkçası Hint-Çin ilişkileri denildiğinde benim aklıma ilk ve kaçınılmaz olarak sınır sorunu ve çatışmaları gelir. Bu sorun kroniktir ve zaman zaman bunlar yaşanacaktır. Fakat 31 gün süren 1962 savaşı, şu an için iki ülkenin de tekrar yaşamak istemeyeceği bir şey."