- Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in, 'Kuzey, nükleer silahsızlanma taahhüdünü samimi olarak sürdürürse, uluslararası toplum bu çabaya karşılık vermeli.' dedi.
ANKARA (AA) - Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in, Kuzey Kore ile nükleer silahsızlanma görüşmelerini sürdürmek üzere adımlar atılması için uluslararası topluma çağrı yaptı.
Güney Kore haber ajansı Yonhap'ta yer alan habere göre Moon, "Project Syndicate" için yazdığı "Barış İçin Yapılabilecek Pek Çok Şey" başlıklı makalede ABD ile Kuzey Kore arasındaki nükleer görüşmelerin sürdürülmesi ve Kore Yarımadası'nda kalıcı barışın sağlanması için önerilerde bulundu.
Moon, makalesinde, Kore Yarımadası'nda kalıcı barışın nükleer silahsızlanmanın sağlanmasına bağlı olduğunun altını çizerek, "Kuzey Kore'nin nükleer ve füze sorunları çözülebilmiş değil, Kuzey, halen tam bir iş birliğine girme konusunda kararsız. Kuzey, nükleer silahsızlanma taahhüdünü samimi olarak sürdürürse, uluslararası toplum bu çabaya karşılık vermeli." ifadesini kullandı.
Pyongyang ile Washington arasında sürdürülen nükleer görüşmelerde, her iki tarafın da ilk adımı diğerinin atmasını beklediği için ilerleme sağlanamadığını vurgulayan Moon, "Neyse ki ABD ve Kuzey Kore liderleri arasındaki güven ve diyalog sürecine bağlılıkları hala sürüyor. Şimdi adıma karşı adım atma zamanı. Uluslararası toplum bu çabalara destek için güç birliği yapmalı." değerlendirmesinde bulundu.
"Askerden Arındırılmış Bölge mayından temizlenmeli ve gözetime açılmalı"
Moon, Kore Savaşı'nın ardından iki ülke arasındaki ateşkes hattı olan Askerden Arındırılmış Bölge'nin (DMZ), Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşların gözetimine açılmasının Kuzey Kore'nin güvenliği için "gerçekçi ve kurumsal" bir güvence sağlayarak kalıcı barışa katkıda bulunacağını savundu.
Başkan Moon, "Eğer uluslararası toplum kollektif olarak asker arındırılmış bölgede gömülü 380 bin mayını temizler ve BM ile diğer uluslararası kuruluşlar burada ofisler açarsa, bu adımlar Kore Yarımadası'nın güvenliği için güvence olacaktır." yorumunda bulundu.
"Kalıcı barışın sağlandığı Kore, kıta ile okyanus arasında köprü işlevi görecek"
Kore Yarımadası'nda kalıcı barışın sağlanmasının, bölge ülkelerine yarar sağlayacağını vurgulayan Moon, "Barışa kavuşmuş Kore, kıta ile okyanus arasında bağlantı kurarak Kuzeydoğu Asya'da barış ve refah içinde bir düzenin kurulmasının yolunu açacaktır. Kore'nin köprü görevi görmesi, bize olduğu kadar Kuzeydoğu Asya'ya, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ülkelerine ve küresel barışa da katkıda bulunacaktır." ifadelerini kullandı.
"Barışa giden yol yoktur, barışın kendisi yoldur."
Moon, ABD ile Kuzey Kore arasında nükleer silahsızlanma konusunda çalışma düzeyindeki müzakerelerin ve liderler arasındaki üçüncü zirvenin tüm sürecin en kritik aşamasını oluşturacağını kaydetti.
Uluslararası toplumun katkı ve çabalarına her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu aktaran Moon, "Eğer diyalog ve karşılıklı adımlar sürdürülebilirse, birbirimize ihtiyacımız artacak ve sonunda barışa kavuşacağız." ifadelerini kullandı.
Moon, makalesini Hindistan'ın bağımsızlık önderi Mahatma Gandi'nin ünlü sözünden alıntı yaparak noktaladı: "Barışa giden yol yoktur, barışın kendisi yoldur."
ABD ile Kuzey Kore arasındaki nükleer müzakereler
ABD ve Kuzey Kore arasındaki nükleer silahsızlanma müzakereleri, şubattan bu yana aksayarak sürüyor. Trump ile Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, ilk kez 12 Haziran 2018'de Singapur'da bir araya gelmiş, Kore Yarımadası'nın nükleer silahlardan arındırılması ve kalıcı barışın sağlanması konusunda mutabakata varmışlardı. İki lider, 26-27 Şubat'ta Vietnam'da bir kez daha görüşmüş ancak zirve beklenenden hızlı şekilde ve anlaşmasız sona ermişti. Son olarak 30 Haziran'da Kuzey ve Güney Kore arasındaki silahsızlandırılmış bölgede görüşen iki lider, nükleer müzakere sürecini sürdürme kararı almıştı.
Ekimde İsveç'te çalışma düzeyindeki toplantılar, Kuzey Korelilere göre, Amerikalılar "eski tutum ve tavırlarını" devam ettirdiğinden kesilmişti.
Pyongyang yönetimi, ABD'ye nükleer anlaşma konusunda ortaklaşa kabul edilebilecek şartlar önermesi için yıl sonuna kadar süre tanımış, ABD'nin yaptırımlar ve baskı konusunda ısrarcı olması halinde "yeni bir yol" arayışına gireceğini açıklamıştı.
