Tarih: 02.12.2019 14:22

Güler Sabancı: Ülkemiz için öncü modeller ortaya koymaya çalışıyoruz

Facebook Twitter Linked-in

İSTANBUL(AA) - Sabancı Vakfı'nın 2007 yılından bu yana düzenlediği Sabancı Vakfı Filantropi Semineri, Sabancı Center'da "Engelsiz Yaşam Teknolojileri-Eğitim ile Güçlenme" başlığıyla gerçekleştirildi.

Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, engelli ve engelsiz iki dansçıdan oluşan "Infinite Flow Dans Grubu"nun gösterisiyle başlayan etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, "Vakıf olarak öncüsü olduğumuz Filantropi Seminerleri'nde sivil toplum alanındaki yeni yaklaşımları gündeme getiriyor, tartışmaya açıyor ve tecrübeleri paylaşıyoruz." ifadelerini kullandı.

Teknolojinin itici güç olduğu günümüzde, vakıfçılık ve hayırseverlik anlayışının da farklı bir boyuta geçtiğini dile getiren Sabancı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Tüm dünyada bir 'zihniyet dönüşümü' var. Artık hayırseverlik daha katılımcı süreçlerle, hayatlara dokunmaya ve fark yaratmaya odaklanıyor. Biz de, Sabancı Vakfı olarak hayırseverliği farklı bir bakış açısıyla ele alıyor ve ülkemiz için öncü modeller ortaya koymak için çalışıyoruz. 12 yıldır gerçekleştirdiğimiz seminerlerimiz de sivil toplum kuruluşlarına destek vermek üzere yürüttüğümüz Hibe Programlarımız da bizim bu anlayışımızın somut örnekleridir. Bu yılki seminerimizde ise engelli alanında 'Eğitim ile Güçlenme' üzerine odaklandık."

"Engelli bireylerin yaklaşık yüzde 40'ı okuma yazma bilmiyor"

Sabancı, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü öncesinde gerçekleşen seminerde her fırsatta "Eğitim hakkı tartışılmaz" dediklerini belirterek, 12 yıldır engelli bireylerin hayata eşit ve aktif katılımı için sivil toplum kuruluşlarına destek verdiklerine dikkati çekti.

Eğitime erişimde en çok sorun yaşayanlar arasında engelli bireylerin yer aldığını aktaran Sabancı, şunları söyledi:

"Engelli bireylerin yaklaşık yüzde 40'ı okuma yazma bilmiyor. İlköğretimden üniversiteye kadar olan süreçte çok sayıda engelli genç, ihtiyaçlarına yönelik destek alamadığı için eğitim hayatından kopuyor. Dolayısıyla iş gücüne katılım oranları yüzde 22 gibi çok düşük bir düzeyde kalıyor. Desteklediğimiz projelerden birinde ilkokul öğrencisinin şu sözleri aslında bize durumu çok güzel özetliyor, 'Herkes farklı olduğu için kimse farklı olamaz.' İşte tam da bu nedenle, eğitime erişimin önünü açmak ve engelli gençlerin hayata eşit katılımını sağlamak için modeller geliştirmemiz gerekiyor. Bugün eğitimle güçlenmiş, öz savunucu olmuş ve çevresini dönüştürmüş insanların hikayelerini dinleyeceğiz."

"Bizimle ilgili hiçbir şey yapmayın çünkü biz de sadece senin gibi farklıyız"

Engellilik ve kapsayıcılık alanındaki çalışmalarıyla alternatif Nobel Ödülü olarak görülen Right Livelihood Ödülü (2017) ve The Spirit of Helen Keller Ödülü'ne (2018) layık görülen sivil toplum aktivisti görme engelli avukat Yetnebersh Nigussie ise ülkesi Etiyopya'da ve dünyada kapsayıcı bir toplum için yürüttüğü mücadelesini anlattı.

Nigussie, 1992'den itibaren her yıl 3 Aralık'ta dünyanın her yerinde özel gün ilan edilen Uluslararası Engelliler Günü'nün, bütün engelliler için mutlu gelişmelere kapı açması dileklerini ileterek, "Uluslararası Engelliler Günü 2019'un teması engellilerin katılımını ve liderliklerini teşvik etmek, 2030 Kalkınma Gündemi'nde harekete geçmektir, bu tema, engellilerin eşitsizliğiyle ilgili mücadelenin, katılım çağrısından liderlik etme talebine doğru dönüştüğü noktaya değinmektedir." ifadelerini kullandı.

2011 Dünya Engellilik Raporu'na göre, dünya genelinde engelli erkeklerden daha fazla kadınların olduğunu hatırlatan Nigussie, bu durumun ulusal düzeyde de geçerli olduğunu, engelli kadın-kızların eğitim, istihdam ve hayatın pek çok alanında, ayrımcılık ve damgalanmayla karşı karşıya kaldıklarını anlattı.

Nigussie, engelli bireylerin liderlik yolunun yalnızca kaliteli ve kapsayıcı eğitim sağlanması, erken çocukluk gelişimi için yeterli finansman ve engelli kadın ve kızlar gibi marjinalleşmiş grupların güçlendirilmesi hedefiyle gerçekleştirildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Kaliteli ve kapsayıcı bir eğitime sahip olan engelliler, sorumluluk almak için daha iyi hazırlanırlar ve pazarın ihtiyaç duyduğu şeyi sağlamaya yetkinlikle donatılırlar. Erken çocukluk gelişimine ve eğitimine yeterli yatırım yapılarak etkili bir şekilde gerçekleştirilebilir çünkü ilk günlerdeki yatırımımız bu getiriyi belirler. Aynı derecede önemli olan, özellikle engelli kadınlar ve özellikle engelli kadınlar arasındaki bazı grupların tarihsel sistemik ayrımcılıklarla karşı karşıya kaldıkları ve farklı eşitsizlik biçimlerinin üstesinden gelmek için etkili önlemlere ihtiyaç duyacağının tanınmasıdır. Geride bırakmak istediğimiz şey, uzun zamandır karşılaştığımız ayrımcılık ve eşitsizliklerdir. Herkes için daha iyi, daha parlak ve kapsayıcı bir dünya için sabırsızlanıyoruz, seslerimizin duyulduğu, yeteneklerimizin değerli olduğu ve çeşitliliğimizin kuşkusuz kucaklandığı bir dünya. Yani bizimle ilgili hiçbir şey yapmayın çünkü biz de sadece senin gibi farklıyız."

"12. Filantropi Semineri"

Açılış konuşmalarının ardından seminere geçildi. Sivil toplum, özel sektör ve kamu temsilcilerini uluslararası uzmanlarla buluşturan "12. Filantropi Semineri"nde, yeni teknoloji ve inovasyonların engelli bireylerin eğitimine katkısı konuşuldu.

Eğitimde engelleri ortadan kaldıran teknoloji örneklerinin ele alındığı "Engelsiz Yaşam Teknolojileri-Eğitim ile Güçlenme" başlıklı seminerde, Dr. Yankı Yazgan'ın moderatörlüğünde altı konuşmacı, eğitimle güçlenme hikayelerini paylaştı.

"Eğitim, engelli gençlerin bağımsız yaşamında nasıl bir rol oynuyor?" ve "Genç engelli bireylerin öz savunuculuk çalışmaları engellilik alanını nasıl dönüştürüyor?" gibi sorulara yanıt aranan seminerde, engelli hakları savunuculuğuna 9 yaşındayken Cerebral Palsy'li kız kardeşinin genel eğitim sınıfına alınması için dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'a hitaben yaptığı konuşmayla hatırlanan Anastasia Somoza da sunum yaptı.

Seminerde ayrıca görme engellilerin sesli kitaplara, gazetelere ve çeşitli eğitimlere erişimini kolaylaştıran "Hayal Ortağım" uygulamasını geliştiren Duygu Kayaman, dünyada işaret dili ile eğitim veren tek üniversite olan Gallaudet Üniversitesi'ne Türkiye'den giden ilk kişi olan Cem Barutçu ve engelli hakları savunucusu Down sendromlu Robert Cem Osborn ilham veren hayat hikayesini konuklarla paylaştı.

Dansın dönüştürücü gücü ilham verdi

Seminerde, dansın dönüştürücü ve bir araya getirici gücünü kullanarak kapsayıcı bir kültür oluşturmayı hedefleyen, engelli ve engelsiz iki dansçıdan oluşan Infinite Flow Dans Grubu dans gösterisi izleyiciye sunuldu.

Seminer kapsamında görme engeli bulunan kişilerin engeller olmadan dans edebileceği bir alan oluşturma isteğinden yola çıkan Lilli's Ballroom'un atölyesi yer aldı. Atölyeye katılan gören kişiler de gözleri kapalı dans ederek, hareket etmeye yönelik yeni bir yaklaşımı tecrübe etti.

Eğitimde engelleri kaldıran teknolojiler tanıtıldı

Seminerde oluşturulan sergi alanında ise engelli bireylerin eğitime erişimini destekleyen en yeni teknolojiler, engelli engelsiz katılımcılar tarafından deneyimlendi.

Sekizinci sınıf öğrencisi Selin Alara Örnek tarafından görme engelli bireyler için geliştirilen yeni nesil robot rehber köpek "IC4U2", sesli betimleme ve altyazı ekleme yoluyla evlerde veya sinemalarda filmleri erişilebilir kılmayı hedefleyen akıllı telefon uygulaması "Greta ve Starks", otizmli çocuklar için kişiselleştirilmiş öğrenme kartları "Tolkido", engelli bireylerin günlük hayatta karşılaştıkları engeller ve zorlukların katılımcılar tarafından deneyimlenmesine olanak tanıyan "Accessibility Trail" ve ağırlıklı olarak alzheimer ve demansı olan bireylerin evde yalnız yaşamasını kolaylaştıran "Robot Mylo" gibi pek çok yeni teknoloji ve inovasyon, katılımcılar için maharetlerini sergiledi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —